Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı'ndan şoke eden sözler: CHP'deki Atatürkçü kadrolar...

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin bu haftaki konuğu eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş oldu. Canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunan Ateş, "Atatürkçü kadroları tasfiye etti, FETÖ militanları emek verenlerin önüne geçirdi" dedi.

Yılmaz Ateş'in açıklamalarından önemli satır başları şu şekilde:

-Her şeyi mükemmel yaptığına inanan bir Kılıçdaroğlu daha gördük. Kırsal kesimden oy alamadık dedi. 300 500 liraya oylarını satıyorlar demek, o kesimi tanımamak demek olur. Türkiye'yi tanımıyor. Halkın hassasiyet duyduğu konularda da güven verici bir tavır ortaya koyamadı, dönüp seçmeni ve çalışma arkadaşlarını suçlaması bir lidere yakışmıyor. 

-Lider dediğiniz nasıl iktidara geldiğinde taç kimin başına konuyorsa başarısız olduğunda da sorumlu odur. Sonuçta seçim kaybedildi. Önemli olan liderin sorumluluğu alması ve istifa etmesidir. 

-Seçimdeki yine baharlar gelecek mesajı ancak burada barınamayan PKK ve FETÖ'ye mesaj olur, bizim için ne mesajı olacak? CHP listelerinde Atatürkçüler ayıklandı. Kılıçdaroğlu, FETÖ'ye umut verdi. Sokulan 38 milletvekili, daha Erdoğan'dan teklif bile gitmeden, 'bir anayasa yapacaksanız biz varız' dediler. 

-CHP'de parti içi demokrasi işlemiyor. 

-Wikileaks belgelerindeki ABD Dışişleri Bakanı Clinton'un Ankara Büyükelçisine mesajı: "Baykal'ın yerine makul, kullanışlı birini bulabilir misiniz?" 

-Baykal'a kumpas kurulduğunda, Önder Sav'a dedim ki, bu F tipi örgütlenme işidir. Kardeşim, bu Deniz Baykal'ın şahsında partiye kurulan bir tuzaktır, teslim olmayalım dedim, en yakınlarımız bile dediler ki, Ateş'in bizim seviyemize gelebilmesi için 40 fırın ekmek yemesi lazım dediler, kendileri de kapının önüne konuldular. O zaman dik durulabilseydi bu pislik sistem siyasete girmezdi.

-Çarpık, sapık duygu ve eylemlere milletimiz yüz vermez. Türkiye'yi iç çatışmaya sürüklemek isteyen Batılı kuvvetlerin hevesleri kursaklarında kalmıştır. Kılıçdaroğlu'nun, bunu, her şeyin bir sonu olacaktır, denendi, önüne fırsatlar konuldu, bu noktada gelip bir hoşgörü içerisinde partinin birliğini ve bütünlüğünü sağlayarak; bütün görev yapmış insanları toplayarak CHP yeniden yola devam etmelidir. Aksi halde kendisi de zarar görür. 

-Her 24 Nisan'da milletvekili yapılan zat diyor ki, Ermenilere soykırım uygulandı diyor. Tunceli'de Alevilere soykırım yapıldı deniyor, biri çıkıyor Atatürk ırkçıdır diyor. Biri çıkıp Anıtkabir, Atatürk'e çoktur diyor. Kemal Bey bunları uzaklaştırmadı.

-Parti delegeleri, Ünal Çeviköz de, Tuncay Özkan da listede olmalarına rağmen seçtirmedi. Bu tavır, tüzüğe aykırı ve en önemlisi Kurultay'ın kararına aykırı ve onun iradesini ayaklar altına almak demektir. Ünal Çeviköz, Dışişleri Bakanıydı gelseydi, o yüzden listeye almadı. Suçlu ne Özkan ne de Çeviköz'dür. Bu Kemal Bey'in kendi dillendiremediklerini bu iki beyefendiye açıklatmasıdır.

-O yüzde 48 oy, Kılıçdaroğlu'nun değil. Bu 21 yıldır iktidar olan bir lidere duyulan tepkinin toplamadır. Buradaki ölçü partinin aldığı oydur, aldığı oy yüzde 25. Babacan'ın yaptığı açıklama var, bizim dört partinin oyu yüzde 10 diyor. HDP de biz aday çıkarmadık, bizim seçmen CHP'ye yöneldi o nedenle 2018'de yüzde 11 olan oyumuz yüzde 8'e düştü. Diyor ki, Babacan diyor ki, bizim yüzde 10 oyumuz vardı diyor, HDP de 3 kaybettik diyor. Etti mi yüzde 13, bunun neresi başarı. Kılıçdaroğlu, Atatürkçü kadroları tasfiye etti, FETÖ militanları emek verenlerin önüne geçirdi. 

-Bırak demokratı, Kılıçdaroğlu, karşımızda Frankenstein oldu. Ben diyor, 3 kez önerdim, aidatını ödeyenlerle ön seçim yapalım dedim, kabul etmediler, doğru değil. Kardeşim aidatını ödemiyorsa zaten seçme ve seçilme hakkını kullanmasın. Böyle bir şey Kurultay kararıyla olmaz, yasa gerekli.