Erdoğan'dan fahiş fiyat açıklaması: Milletin ekmeğine göz dikenlerden hesabını mutlaka soracağız
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nde fahiş fiyat artışları ile ilgili açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü münasebetiyle düzenlenen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Gıda fiyatlarındaki fahiş artışlara dikkat çeken Erdoğan, "Suni fiyat artışlarını inceledik, sebeplerini araştırdık. Fahiş artışların piyasa şartları ile izah edilemeyeceği herkesin malumudur. Piyasa koşullarından ziyade fırsatçılık var. Milletin aşına, ekmeğine göz dikenlerden bunun hesabını mutlaka soracağız. Fırsatçılara göz açtırmayacağız." dedi.
Erdoğan, bugün vefat eden tiyatro ve sinema oyuncusu Ayten Gökçer için başsağlığı diledi. Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle düzenlenen toplantıda çiftçilerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alın telleriyle toprağı soya, emekleriyle onu üretime, ürüne dönüştüren çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü'nü tebrik ediyorum. Dünya Çiftçiler Günü'nün tüm çiftçilerimize, milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Çiftçilerimize bereketli bir yıl temenni ediyorum. Çiftçi kardeşlerimize bir kez daha emeklerinden, alın terlerinden ülkemize ve milletimize kazandırdıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Rabb’im sizlerden razı olsun. Rabb’im milletimize sizlerin yokluğunu yaşatmasın. Tabii çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına yaptıkları katkılar için değil, demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız, müteşekkiriz" diye konuştu.
'TÜRKİYE YÜZYILI'NI ÇİFTÇİLERİMİZLE İNŞA EDECEĞİZ'
15 Temmuz darbe girişiminde, milli iradeyi korumak için öne atılanların en başında çiftçilerin olduğunu ifade eden Erdoğan, "Birileri uçakları görünce bankamatik kuyruklarına koşarken, benim çiftçi kardeşim darbecileri engellemek için 1 yıllık mahsulünü ateşe verdi. Elindeki tüm imkanlarla darbeci hainlere karşı koyan çiftçilerimizin fedakarlığını, cesaretini ve vatanperverliğini hiçbir zaman unutmayacağız. Tıpkı milli mücadelede olduğu gibi iş başa düşünce istiklal ve istikbalimiz uğrunda canını ortaya koyan tüm çiftçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'yi vesayetin her türlüsünden kurtarma mücadelesini birlikte verdik. Türk demokrasisine vurulan prangaları sizlerle beraber parçaladık. Sadece demokraside değil; ekonomide, tarımda, hayvancılıkta, üretimde ve ihracatta ülkemizi hayal dahi edilemeyecek seviyelere getirdik. Türkiye Yüzyılı'nı da yine çiftçilerimizle omuz omuza inşa edeceğiz. Rabbim muhabbetimizi ve dayanışmamızı daim eylesin diyorum" ifadelerini kullandı.
'21 YILDA 1,3 TRİLYON LİRA TARIM DESTEĞİ VERDİK'
Yüce Allah'ın insanları topraktan yarattığını söyleyen Erdoğan, "Hayatımızı toprağın üzerinde ondan elde ettiğimiz nimetlerle, mahsullerle sürdürüyoruz. Aşık Veysel'in gönül imbiğinden süzülen şu hikmet dolu sözlerine, dünya yolculuğumuzun her kilometresinde bizzat şahitlik ediyoruz. Ne diyordu o büyük usta; 'Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi, yemek verdi, ekmek verdi, et verdi, kazma ile dövmeyince kıt verdi. Benim sadık yarim kara topraktır. Adem'den bu deme neslim getirdi. Bana türlü türlü meyve verdi. Her gün beni tepesinde götürdü. Benim sadık yarim kara topraktır.' Evet, insanoğlunun sadık yari topraktır. Toprak olmazsa bitki olmaz, hayat olmaz. Toprak olmazsa ne dünyada kalacak yer, ne de öteki aleme göçünce yatacak yer bulabiliriz. Biz toprağa ne kadar değer verir, ihtimam gösterirsek toprak da bizi besler, yaşatır, bağrına basar. Şayet emek vermez, alın teri dökmez, gerekli altyapıyı kurmaz, gerekli yatırımı yapmazsanız toprak da size bakmaz, sizi doyurmaz, beslemez. Bu anlayışla son 21 yılda hem toprağa hem de toprağı bizim için işleyen çiftçi kardeşlerimize hak ettikleri önemi vermenin gayretinde olduk. Türk tarımının çehresini ve kaderini değiştirebilmek, daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak, sorunlara kalıcı, pratik ve modern çözümler bulabilmek için gerçekten yoğun mesai harcadık. Ülkemizin tarımsal potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için Kırsal Kalkınma alanında ciddi destek ve hibeler sağladık. Bu sayede tarım-sanayi entegrasyonunu güçlendirdik. Üretimin gelişmesi için son 21 yılda reel rakamlarla 1 trilyon 364 milyar lira tarım desteği verdik" açıklamasında bulundu.
2024 yılında ise tarımsal üretimin gelişmesi için 45 milyar lira ödeme yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Yıl sonuna kadar bu rakam, 91,5 milyar liraya çıkacak. Üreticilerimizin yoğun emeği ve yürüttüğümüz etkin politikalar sayesinde tarım, orman sektörümüz son 21 yılın 16'sında büyüme kaydetti. Sulanan arazi miktarını 48 milyon dekardan 71 milyon dekara çıkardık. Toplulaştırılan arazi miktarı, 4,5 milyon dekardan 73 milyon dekara ulaştı. Sürdürülebilir tarımsal üretim ve gıda arz güvenliği için ülkemiz genelinde toplam alanı 93 milyon dekar olan 440 tarımsal ovamızı koruma altına aldık. İlk kez bizim dönemimizde başlayan TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu) ile üreticimizin alın terini doğal afetlere karşı koruduk, koruyoruz. TARSİM'de sigorta poliçe bedellerini yüzde 67 varan oranlarda biz karşılıyoruz" dedi.
'TARIMSAL HASILAMIZI 69,2 MİLYAR DOLARA YÜKSELTTİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaman zaman tarım sektörüyle ilgili gerçek dışı iddiaların gündeme getirildiğini söyledi. 'Çamur at izi kalsın' mantığıyla Türkiye'nin tarım politikasının kötülendiğini ifade eden Erdoğan, "Bir defa şunu söylemek durumundayım; bu iddialar bizden önce eli nasırlı çiftçilerimizin emeklerine hakarettir. Elbette yapılan her işin eksiği, fazlası, doğrusu, yanlışı olabilir. Her ülke gibi bizim de sıkıntılarımız var; ama 'Türkiye'de tarım bitti' demek sadece cehaletin değil, büyük bir art niyetin işaretidir. 2002 ile 2023'ün basit bir karşılaştırması bile muhalefetin diline doladığı eleştirilerin temelsiz, mesnetsiz ve içinin boş olduğunu göstermeye kafidir. Kıymetli çiftçilerimiz, tarımsal verilerin ülkemizin son 21 yılda nereden nereye geldiğini çok net ortaya koyduğuna inanıyorum. Tarımsal gayri safi yurt içi hasıla bakımından Avrupa'da lideriz. Dünyada ilk 10 içerisindeyiz. Fındık, incir, kiraz ve kayısı üretiminde dünyada açık ara 1'inci sıradayız. Sebze üretiminde dünyada 4'üncü, meyve üretiminde ise 5'inciyiz. Destek ve yatırımlarımızla 2002 yılında 25,1 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı 2023 yılında 2,7 kat artışla 69,2 milyar dolara yükselttik. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan 2023'te 31 milyar dolara ulaştırdık. Türkiye 2023 yılında 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarımsal ürün ihraç etti. Hepinizi alnınızdan öpüyorum. Yine son 22 yılda tarla bitkileri üretimini yüzde 34 artışla 78 milyon tona, meyve üretimini yüzde 94 artışla 27,4 milyon tona, sebze üretimini yüzde 23 artışla 31,6 milyon tona taşıdık. Sertifikalı tohum üretimimiz de 9 kat artışla 1,3 milyon tonu buldu. Bugün 117 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştiriyoruz. 2023 yılında 137 milyon ton bitkisel üretim miktarıyla bu alanda Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı" diye konuştu.
'ÇIKAR ODAKLARI PİYASAYI BOZMAKTADIR'
Hayvancılığın özel önem verdikleri bir diğer alan olduğunu söyleyen Erdoğan, "Hayvancılık hiç tartışmasız ülke tarımının geleceğidir. Meseleye bu denli önemli ve stratejik bir zaviyeden (bakış açısı) bakıyoruz. Son dönemde kırmızı ve beyaz et fiyatlarında yaşanan suni fiyat artışlarını yakından takip ettik, inceledik, sebeplerini tüm yönleriyle araştırdık. Fahiş fiyat artışlarının sadece piyasa şartlarıyla izah edilemeyeceği buradaki herkesin malumudur. Bazı temel gıda ürünlerinin fiyatlarında zaman zaman gördüğümüz ani çıkışların gerisinde piyasa koşullarından ziyade fırsatçılık vardır. Bu ürünlerin arz talep dengesini bozacak güce ulaşmış kimi çıkar odakları, fiyat manipülasyonu üzerinden piyasayı da bozmaktadır. Şunun bilinmesini istedim. Milletin aşına, ekmeğine ve boğazındaki lokmasına göz dikenlerden, bunun hesabını mutlaka soracağız. Enflasyon ve hayat pahalılığına karşı yürüttüğümüz kararlı mücadeleyi birkaç tamahkarın fiyat oyunlarına kurban vermeyiz, veremeyiz. Meclis’imizde görüşülen düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte inşallah devletimizin ilgili kurumlarının eli daha da güçlenecektir. Fırsatçılara göz açtırmamanın yanında hayvancılıkta şikayetleri giderecek yeni politikaları da uygulamaya koyuyoruz" ifadelerini kullandı.
'GENÇ VE KADIN ÜRETİCİLERİMİZE YÜZDE 70 EK DESTEK SAĞLAYACAĞIZ'
Erdoğan, hayvansal üretimi ülke genelinde planlı üretime dahil ettiklerini belirterek, "Aile işletmelerine tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek vereceğiz. İlk defa genç ve kadın üreticilerimize yüzde 70 ek destek sağlayacağız. Hayvan hastalıklarıyla mücadele için yeni tedbirler alacağız. Anaç hayvan üretimini artıracağız. 'Islah Eylem Planı'nı hayata geçireceğiz. Aziz kardeşlerim, tarım alanındaki yatırımlarımızı çok boyutlu bir şekilde sürdürüyoruz. Amacımız ülkemizin potansiyelinin en üst seviyede kullanılmasını temindir. Jeotermal, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklarının kullanılacağı organize tarım bölgeleri kuruyoruz. 41 ilde 60 adet organize tarım bölgesinin yatırım sürecini hızlandırdık. Balıkesir'de dünyanın en büyük organize tarım bölgesi inşa ediliyor. Markalaşma ve coğrafi işaretli ürünlere de büyük önem veriyoruz. Bugüne kadar bin 382 tarım ve gıda ürününün coğrafi işareti tescil edildi. Tarla bitkilerinde 1004, bahçe bitkilerinde, 1041 yerli ve milli tohumluk çeşidi geliştirdik. Ata Tohumu Projesi kapsamında farklı türlerde 37 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil ettik" dedi.
'PLANLI TARIMSAL ÜRETİME GEÇİŞİ SAĞLAYACAĞIZ'
Tüm planları bugüne göre değil, gelecek 25-30 yılı dikkate alarak yaptıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'nin artan nüfusu ve turizm verilerine dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Önümüzdeki 30 sene içinde ülke nüfusumuz yüzde 25 artacak. Biliyorsunuz turist sayımız da artıyor. Geçen sene 57 milyonu aşkın yabancıyı ülkemizde misafir ettik. Şu anda 60 milyonu yakaladık. Tabii bu ne demek? Aynı zamanda 60 milyar dolar turizmden gelir elde ediyoruz. Bu çok çok ciddi bir patlama. Artan nüfus ve turizm sektörü; tüketiciler, gıda sanayicileri ve tarım ürünleri ihracatçıları açısından talebin yükselmesine yol açacak. Gerek son yıllarda yaşanan krizler, gerekse gelecek tahminleri sebebiyle devletler gıda konusunda daha çok korumacı davranmaya başladı. Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünya için tarım, ikamesi mümkün olmayan bir sektör olmaya hızla ilerliyor. Biz de tarım politikalarımızı buna göre şekillendiriyor, güncelliyoruz. Sektörün sorunlarını asgariye indirmek için kapsamlı bir çalışma başlattık. Bu çerçevede planlı tarımsal üretime geçilmesini sağlayacağız. Tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artıracağız. Suya göre tarımın yapılmasını temin edeceğiz. Biz su zengini değiliz. Tam aksine su fakiriyiz; ama nedir? Biz bugüne kadar hep açık kanal sistemleriyle çalıştık. Şimdi bu işi artık kapalı sisteme dönüştürmek durumundayız. Kapalı sisteme dönüştürmek suretiyle de buradan israfı ne yapacağız, kaldıracağız. Sözleşmeli üretimi yaygınlaştıracağız. Tarım sayımı çalışmalarına başlamış durumdayız. Şehirlerimizin tarım altyapısını daha da güçlendirmeye devam edeceğiz. Üreticilerimizi koruyacak, tüketicilerimizin de kaliteli ve uygun fiyatlı gıdaya erişimini kolaylaştıracağız. Üretim planlamasını yakın zamanda açıklayacağımız yeni destekleme modeliyle inşallah daha etkin hale getireceğiz."
Erdoğan, hedeflerinin tarıma uygun olan her karış toprağı değerlendirmek olduğunu ifade ederek, "Burada şunu da özellikle ifade etmekte fayda görüyor. Toprağı daha çok sulamak, gübre dökmek, ilaç serpmek ülkemizin tarım üretimini artırmayacaktır. Asıl olan, tüm bunların verimli, etkin ve doğru kullanımıdır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini günden güne daha çok hissediyoruz. Suyun ve tarıma uygun toprağın önemi her geçen yıl daha da artıyor. Başta rızkını topraktan kazanan çiftçilerimiz olmak üzere hepimizin bunların kıymetini bilmesi şart. Boşa harcanacak tek bir damla suyumuz yok. Kirletilecek tek bir karış toprağımız da yok. Meralarımız, yaylalarımız, ormanlarımız bizim hayat damarlarımızdır. Gelecek nesillerin, bizlere emaneti olan bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu konuda çiftçilerimiz ve üreticilerimizle birlikte tüm vatandaşlarımızdan daha fazla hassasiyet bekliyoruz" diye konuştu.
DHA
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol