Erdoğan: ''Bu savaş değil katliam!''
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlCumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan, partisinin grup toplantısında İsrail'i sert bir biçimde hedef alarak "bu savaş değil katliam" ifadesini kullandı. Taraflara itidal çağrısı yapan Erdoğan "İsrail böyle devam ederse örgüt muamelesi görür" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara ilişkin “İsrail örgüt gibi davranmamalı” ifadesini kullanırken sivillere yönelik hiçbir eylemi doğru bulmadıklarını ve savaşın bir an önce son bulması gerektiğini söyledi.
Erdoğan taraflara itidal çağrısında bulundu.
Erdoğan, "Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş çıkışlarını kesip, altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine, tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır" dedi.
Erdoğan, "İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır" diye konuştu.
Erdoğan’ın gündeminde 31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçimler de vardı.
Türkiye’ye hizmet etmek isteyen herkese, Cumhur İttifakı kapısının açık olduğunu söyleyen Erdoğan, “Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak yok.” dedi.
Erdoğan ekonomideki son gelişmelere ilişkin de konuştu. Enflasyonun dünya genelinde bir problem olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Yeni yol ve yöntemlerle, enflasyonun ve yol açtığı sorunların üstesinden gelecek bir programı uyguluyoruz.” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Milletimizin takdiri ile 14 Mayıs seçiminde AK Parti listelerinden milletvekili olarak seçilen siz kardeşlerimin her birini bir kez daha tebrik ediyorum. Türkiye, 14 Mayıs 1950'den sonra 14 Mayıs 2023'te, tamda Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk asrını tamamlarken bir kez daha demokrasimizin gücünü tüm dünyaya göstermiştir. Bu seçimlerde milli iradenin üstünlüğü anlayışından taviz vermeden mücadelemizi yürüttüğümüzde vesayetin de darbelerin de iç ve dış kumpasların da üstesinden geleceğimizi ispatladık. Cumhur İttifakı'nın bu süreçte sergilediği sağlam ve ilkeli duruş, tarihe altın harflerle nakş olunmuştur. Bu vesileyle MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli başta olmak üzere Cumhur İttifakı'ndaki tüm ortaklarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
"CUMHUR İTTİFAKI'NIN KAPISI AÇIK"
İnşallah Türkiye Yüzyılı destanını Cumhur İttifakı olarak beraberce yazacak, gelecek nesillere armağan edeceğiz. Ülkesinin ve milletinin bekası, istiklali ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese Cumhur İttifakı'nın kapısının, tabii ortaklarımızın da rızası şartıyla açık olduğunu belirtmek isterim.
"ALLAH KİMSEYİ BÖYLE BİR DURUMA DÜŞÜRMESİN"
Meclis çatısı altında niçin yer bulamadıklarını sorgulamak yerine milli iradenin temsilcisi olan gazi meclisimize hürmetsizlik ediyorlar. Tercihini ülkesinin ve kendinin geleceği için en doğrusundan yana yapma iradesini gösteren milletin asil evlatlarını aşağılayarak tahkir ve tahrik ederek iktidara geleceğini sananlar bir kez daha hüsrana uğramıştır. Kimse hiçbir partiye ve adaya tıpış tıpış oy vermek mecburiyetinde olmadığını göstermiştir. Millete saygısı olmayan, kendisi de saygıyı hak etmez.
Seçimden sonra olup bitenleri, verilen koltuk kavgalarını, yapılan kirli pazarlıkları hep birlikte görüyoruz. Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin diyoruz. Hep söylediğimiz gibi biz beşeri planda milletin gücünden daha büyük güç görmedik, tanımadık, bilmiyoruz.
AK Parti'nin gücü milletimizle olan gönül bağımızın gücü kadardır. Bu bağı ne kadar güçlü tutarsak sandıkta o derece yenilmez oluruz. Bu bağı zayıflattığımızda ise kendi elimizle kendi hazin akıbetimizi hazırlamış oluruz. Genel merkezimizle, kadın ve gençlik kollarımızla, belediyelerimizle bu gerçeği bir an bile aklımızdan çıkarmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aksi takdirde yolunu şaşırıp bizden uzağa düşenlere ve onların sığındığı tek parti faşizminin temsilcisi olan partiye benzeriz. Allah sadece bizi değil herkesi böyle bir kabusun içine düşmekten korusun.
Kongremizin hemen ardından MKYK'da MYK'yı oluşturduk. Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken İstanbul ve Ankara olmak üzere şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturana kadar bize durmak duraksamak yok. İl il ilçe ilçe dolaştığınızı biliyorum. Sözüne şikayetine kulak verdiğimiz her vatandaşımız bizim için bir kazançtır.
"KOLTUKLARINI KORUMAKTAN BAŞKA DERTLERİ YOK"
Bizim bıraktığımız her boşluk muhalefetin yalanlarıyla doldurulacaktır. Çağ atlatmış bir kadro olarak bize yakışan neyse onu yapacağız.
Muhalefetin üretken değil çığırtkan tavrı sizi şaşırtmasın. Bunlar hep böyleydi. Bunların gündeminde sadece belediyelerin asansörüne kimin bineceği vardı. Bugün de koltuklarını korumaktan başka dertleri yok.
Tek parti faşizmin temsilcilerinin bu kifayetsiz muhterislik örnekleri yeni de değil. Milletin önüne çeyrek asır boyunca hiç sandık koymayan, ilk koyduğunda da açık oy gizli tasnif yöntemini kullanan, milletin tercihiyle başa gelmiş başbakanı asan, darbelere alkış tutan bir zihniyetten söz ediyoruz. Hatırlayınız rahmetli Menderes, ülke ve millet için ne yaptıysa bunlara rağmen yaptı. Rahmetli Özal, tarihe damgasını vuran reformlarını bunlara rağmen gerçekleştirdi. Biz de 21 yıldır sessiz devrimlerimizi, kalkınma atılımlarımızı hep bunlara rağmen hayata geçirdik. Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız daima sürprizlere açıktır. Belediye başkanlığı seçimlerinde bu tür sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde her şeyi olması gerektiği gibi yaparak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor. Önümüzdeki süreci önce ülkem, önce memleketim, önce partim anlayışıyla yürütürsek hep birlikte Allah'ın izniyle kazanırız. Önce ben, önce benim çıkarlarım, hesaplarım, önceliklerim diyenlerin ise karşımızdakilerden farkı kalmaz.
FIRSATÇILARI BOYKOT EDİN ÇAĞRISI
Son dönemde insanımızın canını en çok yakan hiç şüphesiz hayat pahalılığıdır. Birden fazla faktörün üst üste gelmesiyle bu sorundan mustarip durumdayız. Yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz. 85 milyonun tamamının kararlılığıyla mümkündür. Hayat pahalılığı bazı alanlarda ne enflasyonla izah edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Fırsatçıların foyaları dökülmektedir. Milletimden fırsatçılara hak ettikleri cevabı, gerektiğinde malını satın almayarak, gerektiğinde hizmetini başka yerlerden temine yönelerek, yapılan ahlaksızlığı ifşa ederek vermesini istiyorum. Otomobilden konuta, kiradan gıdaya pek çok alanda yaşanan dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz. Hükümet olarak aldığımız tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık.
Emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları bir nebze de olsa hafifletmek için kasım ayının ortasında ödenecek şekilde, bir defaya mahsus 5 bin lira ikramiye ödemesi yapmayı kararlaştırdık. Enflasyon farkıverefah payı düzenlemelerini yılbaşında vereceğiz. Emeklilerimizle aldığımız kararın tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
TERÖRLE MÜCADELE
Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyindeki inlerinden ülkemize saldırma hazırlığı yapan, bölgedeki unsurlarımızı taciz eden teröristlere nefes aldırmıyoruz. Hava harekatlarıyla, topçu birliklerimizle, gerektiğinde kara unsurlarımızla her an tepelerindeyiz. Bir süredir yürüttüğümüz yoğun hava operasyonlarını daha da artırarak terör örgütü mensuplarını, onları her yerde imha edeceğimizi göstererek devam edeceğiz. Teröristlerin yanında yer alarak bize zarar verenlere cevabımızı önünde sonunda vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Biz tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz.Biz bu coğrafyanın yolcusu değil, hancısıyız.
"İSRAİL ÖRGÜT GİBİ DAVRANIYOR"
Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların da buna riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze'deki çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze'deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş çıkışlarını kesip, altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine, tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır.
Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istemeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak devlet değil, ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır.
Kelimeleri, kavramları, olguları eğip bükerek insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurması beklenemez. Ne bölgenin ne de dünyanın bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur.
"TARAFLARI İTİDALE DAVET EDİYORUZ"
Görüldüğü gibi 1947'deki Filistin, 1947'deki İsrail ve Filistin, 1967'de İsrail ne halde, Filistin ne halde. Bölgede bu güne kadar adaletsizliği göz yuman insanlık son hadiselerde de iyi bir sınav vermiyor. ABD, Avrupa diğer bölgedeki devletleri taraflar arasında adil tutumlar almaya çağırıyoruz. Biz tarafları itidale davet ediyoruz. Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 8 telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog'a aklıselimle, devlet aklıyla, suhuletle hareket etme tavsiyesinde bulundum.
Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve BM Genel Sekreteri Guterres'le bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi konusunda gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz.
Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne Ukrayna'da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte 'dünya 5'ten büyüktür' ifadesiyle dile getirdiğimizin tespitinin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür seslendireceğiz.
"BARIŞ, BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BİR FİLİSTİN'LE MÜMKÜN OLABİLİR"
Bir kez daha ifade etmek isterim ki bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebilir. Bunun dışında yol aramak, bunun dışında hevesler peşinde koşmak sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demektir. Üç semavi dinin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran Kudüs'ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz."
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol