DEM Parti'nin İmralı ziyareti sonrası Beştepe'den dikkat çeken açıklama

DEM Parti'nin İmralı ziyareti sonrası Beştepe'den dikkat çeken açıklama
Güncelleme:

DEM Parti'nin İmralı ziyareti sonrası Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye halkının tüm unsurlarının olduğu gibi Kürtlerin de milli devletidir. Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır. Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahiplenmeleri hem hakları hem yükümlülükleridir. Beklenen, Kürtlerin devletleriyle daha fazla bütünleşmesidir'' açıklamasını yaptı.

DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, İmralı'ya giderek terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile görüştü. 4.5 yıl sonra ilk olan görüşme sonrası DEM Parti'den yapılan açıklamada sürecin başarısı için en önemli zeminin TBMM olduğu vurgulanırken "Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi sorumluluk." denildi.

ERDOĞAN'IN DANIŞMANI: TÜRKİYE YÜZYILI; TÜRK VE KÜRT YÜZYILIDIR

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından 'Türkler ve Kürtler' başlığıyla bir yazı yayımladı. Uçum, 'Türkiye halkı' kavramının kurucu ve kapsayıcı olduğunu belirterek, "Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dahil her kesim Türkiye halkının asli unsurudur. Türk milleti Türkiye halkından oluşur. Bugün hiç kimse 'Türk milletinin etnik yapısı tamamen Türk’tür' demez. Dese de gerçeğe aykırı olur. Kürtlerin, Türk milletinin asli kurucu unsuru ve ayrılmaz parçası olması asla etnik kimliklerinin reddi ve inkarı olarak değerlendirilemez. Bunun önemli delillerinden birisi Kürtçenin; siyasette, sosyal ve kültürel hayatta, eğitimde ve öğretimde sahip olduğu özgürlüktür. TBMM’de ‘bilinmeyen dil’ ifadesini fiilen etkisizleştiren Kürtçe selamlama, İletişim Başkanı'nın Kürtçe mesajı ve Başkanlığın Kürtçe kitap yayını gibi son gelişmeler Kürtçe konusunda devlet inisiyatifine bağlı atılan somut adımlardır. Bir dönem etnik temelli sorunların yaşanmış olması çözüm için siyasi mühendislik ürünü olan iki ayrı ulus tezini savunmayı gerektirmez. İki ulus tezine meyletmek emperyalist stratejilere alan açar. Yapay etnik sorunlar üreten, yaşanmış sorunları da istismar eden emperyalist güçler Türkiye’nin bölünmesi için geliştirdikleri 'dış Kürt sorunu'nu Türkler ve Kürtler iki ayrı ulustur, projesi üzerine bina etti. Bu proje bağlamında ileri sürülen 'iki uluslu tek milli/üniter devlet olmalı' görüşü tuzaktır ve gerçeğe aykırıdır. Kendi içinde çelişkilidir. Böyle bir devletin kurulması ve sürdürülmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

'KÜRTLER, MİLLETİN ASLİ UNSURUDUR'

Türk milletini, 'Türkler ve Kürtler' diye bölmeye yönelen tehdidin Türkiye halkını parçalamayı ve ulusu yok etmeyi amaçladığını belirten Uçum, "Yani ulusumuza yönelik tehdit etnik manada sadece Türkleri hedeflemiyor. Bu tehdit Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dahil tüm unsurlarıyla milletin ve Türkiye’nin dağıtılmasına yöneliktir. Türkiye halkının hiçbir unsuru parçalanma tehdidine karşı Türk milletini ve vatanını korumaktan geri durmaz. Öte yandan Türkiye; coğrafi yapı, nüfus dağılımı, toplumsal iç içelik, inanç birliği, tarihsel ve kültürel ortaklıklar gibi ana özelliklerin bileşkesi olan nesnel gerçeklik sebebiyle bölgesel yönetimli veya federatif seçeneklere de kapalıdır. Hakikat şudur; Kürtler, kurtuluş ve kuruluşla ortaya çıkan milletin asli unsurudur. Yani Kürtler, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve daimi sahibidir. Geleceği, sadece bu nesnel duruma uygun tek seçenek olan tek ulus tek üniter devlet realitesi, güvence altına alır" dedi.

'TÜRKİYE HALKI ÇEŞİTLİLİĞİMİZİN GÜVENCESİDİR'

Uçum, yazısının devamında şunları kaydetti:

"Türkiye halkı çeşitliliğimizin, Türk milleti birliğimizin güvencesidir. Türk milleti ‘etnik ulusçuluğa’ dayanmaz, hukuki bağ olarak tanımlanan Türk vatandaşlığına yani ‘yurttaş ulusçuluğuna’ dayanır. Türk vatandaşlığı etnik değil Cumhuriyetle kazanılmış; içeriği Cumhuriyet vatandaşlığı olan ve devletle kurulan hukuki bağdır. Sonraki vatandaşlıklar da milli devletin ve ulusal bilincin temel unsurlarının kabul edilmesi esasına dayandığı için aynı kapsamdadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye halkının tüm unsurlarının olduğu gibi Kürtlerin de milli devletidir. Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır. Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahiplenmeleri hem hakları hem yükümlülükleridir. Beklenen, Kürtlerin devletleriyle daha fazla bütünleşmesidir. Tek devlet ve tek millet, Türkiye’nin tek gerçeğidir. Bu gerçeğin kabulünden ve sahiplenilmesinden sonra ve ancak bu şartla millet tüm ayrılmaz unsurlarıyla birlikte geleceğiyle ilgili karar verme gücüne kavuşur. Bugünümüzün temel konusu Türkiye halkının tüm unsurlarıyla ve birlik olarak Türk milletini ve üniter Türkiye Cumhuriyeti’ni sahiplenmesi, geliştirmesi ve güçlendirmesidir. Türkiye’nin sağlayacağı bu iç birlik ve güçlendireceği iç ve dış cephe Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi bölgede Türklerin, Arapların ve Kürtlerin bu yüzyıldaki bütünleşmesini başlatabilir ve Türkiye’yi her manada bölgenin belirleyici gücü haline getirebilir. Öngörülen ise bu tarihi imkanın realize olacağıdır."

SÜREÇ NASIL GELİŞMİŞTİ?

Süreç MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'de yaptığı çağrı ile başlamıştı.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı açıklamada "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın." ifadelerine yer vermişti.

Devlet Bahçeli, bu açıklamasından kısa bir süre sonra ise DEM Parti heyetine İmralı'ya gitmesi için izin verilmesi çağrısı yapmıştı.

26 Kasım tarihinde DEM Parti, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşme yapabilmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştu.

9 Aralık'ta Bahçeli, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın yeni bir başlangıç çağrısında bulunan konuşmasının ardından Bakırhan'ı alkışlamıştı.

Bakırhan konuşmasında, "2025 yılında, Cumhuriyetin 103. yılında yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu Meclis, Demokratik Cumhuriyetin kuruculuğunu üstlenme şansına sahiptir. 85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkeyi var etme onuru bu Meclis’e ait olsun." ifadelerini kullandı.

27 Aralık'ta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti'nin görüşme talebine olumlu yanıt verildiğini açıkladı.

 

DHA