Davutoğlu: Bu 3 örgüt Türkiye'ye karşı harekete geçti
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlBaşbakan Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Davutoğlu, Bülent Arınç kriziyle ilgili değerlendirmede bulunmadı.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu'nun açıklamalarının satır başları:
Bu sabah 2 kahraman kadından, 2 kahraman Anadolu hanımından selam getirdim. Meryem Tan ve İpek Çiftçi. Bu iki hanım Çınar'da alt üst komşu olarak oturuyordu. Bir akşam hepimiz evlerimizde istirahata çekildiğimizde bu güzel ailenin fertlerini hedef aldılar.
Mevlide adındaki kızlarını kaybetti İpek Çiftçi... Meryem Hanım ise görece daha şanslıydı. 7 yaşındaki çocukları yaralandı. Suudi Arabistan ziyareti öncesi kendilerini ziyaret etmiştim. Sait ve annesini buluşturdum. Onlarla hastanede biraradaydık. O manzarayı hepinizin görmenizi isterdim. Bir Kürt annesiydi. Sait'in yüzünde bir tebessüm vardı. Anne, Sait'i öpebilir miyim dediğinde o ana bizzat şahit oldum.
İSİM VERMEDEN MAHSUN KIRMIZIGÜL'E CEVAP
İpek hanım tek çocuğunu kaybetmişti. Bu iki kahraman anneyi selamlıyorum. Türk Kürt , Alevi ve Sunni diyenler bu acıyı yaşamasın. Bize zalim diyenler Sait'in acısını görmedeni İpek Hanım'ın kaybettiği kızının acısını hissetmeden bizi eleştirenlere sesleniyorum. Zulüm görmek istiyorsanız gidin bu kadınları dinleyin. Eğer utanmanız varsa gidin bu kadınlara deyin ki sizi katledenler zalim değil ama gece gündüz sizi koruyanlar zalim deyin ondan sonra konuşalım. Sicilimizi beraber gözyaşı döktüğümüz babalar anneler bilir.
TÜRKİYE SON KALEDİR
Türkiye bugün son kaledir. Bütün mazlumların sığınabileceği son kaledir. Birileri bu son kaleyi tahrip etmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti nasılsa mazlumların duasıyla kuruldu bugün de Türkiye bu mazlum milletlerin duasıyla ayaktadır. Bizler bu son kaleyi savunmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. AK Parti teşkilatları bütün mazlum dünyanın sığınağıdır.
Ak Parti yola düşmeseydi bu başarıyı yakalayamazdık. Sizlerin şahsında bütün AK Parti kadrolarını alınlarından öpüyorum. Bu hareketin mimarları sizlersiniz. Sizin alın teriniz AK Parti olmuştur. Bu parti hepimizindir hepinizindir. Bugüne kadar bu harekete kim destek vermişse Allah ondan razı olsun. AK Parti'den önce sorumsuz siyasilerin bedelini millet öderdi. Biz yükleri aldık. AK Parti ile siyaset yeniden itibar kazandı. Siyasete güvenini yitiren vatandaşımız AK Parti aracılığıyla barıştı.
Kurucu genel başkanımız 2002 yılında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak demişti. Bundan sonra da vesayet odaklarına hiç bir şekilde izin vermeyeceğiz.
AK PARTİ 7 HAZİRAN'DA ÖZGÜVEN TERSTİNDEN GEÇTİ
Seçimleri kazanmak bizi rehavete sürüklemedi. 7 Haziran seçimleri sonrası da şunu söylemiştim: Her hareket imtihandan geçer. İnsanoğlu gibi hareketler de imtihanlarda geçer. 7 Haziran'da biz özgüven imtihanı yaşadık. AK Parti bitti dediler. Birileri AK PArti ile asla bir araya gelmeyiz dedik. Biz ise kendimizden emin bir şekilde derslerimizi çıkardık.
1 Kasım seçimleri sonrası imtihanımız tevazu imtihanıdır. Hiç bir arkadaşımın nasıl olsa 4 yıl seçim yok deyip rehavet gösterme hakkı yok. 1 Kasım'dan bu yana tatil diye bir kavram tanımadık tanımyacağız. Daha fazla çalışacağız. 1 Kasım seçimleri bizi rehavete değil daha çok çalışmaya götürecek.
MART AYINDA VAATLERİMİZİN TAMAMINI YERİNE GETİRECEĞİZ
Diğer partiler seçimler sonrası mahkemeye düştüler. Biz ise kenetlenerek milletin huzurundayız. Milletimize verdiğimiz her sözü yerine getireceğimizi söylemiştik. Hükümetimizin kurulması üzerinden 2 ay geçti. Biz hızlı adımlarla ilerliyoruz. Eskiden vaatler yerine getirilmezdi. Seçimden önceki müjde ve vaatlerimizi yerine getirmek için büyük gayret gösterdik. İnşallah Mart ayı dolduğunda vaatlerimizin tamamını yerine getireceğiz.
Sizler sokağa çıktığınızda söz verdiniz ama yapmadınız sözüyle muhatap olmanızı istemiyorum. Hiç bir AK Parti teşkilat mensubunun yüzünün yere eğilmesini istemiyorum.
VAATLER
Muhtar maaşlarını 950 TL'den 1300 TL'ye yükselttik. Polislerin ek göstergelerini arttırdık. ARtık liseden mezun olan gençlerimizin genel sağlık giderlerini biz karşılayacağız. Öğrencilerimizin pasaport harçlarını kaldırdık. Bursları artmış oldu. Gözümüzün nuru kadınlarımıza bu hafta içinde getirdiğimiz müjdeleri verelim. Doğuma ilişkin izin haklarını güçlendiriyoruz. Ücretsiz izin süresi memuriyet kıdeminde geçerli olacak. Doğum yapan bütün kadınlar aynı zamanda vatani bir görev yapıyorlar. AK Parti söz verdi mi yapar. Onlar konuşur AK Parti yapar.
YENİ ANAYASA
Yeni Anayasanın ertelenemez bir ihtiyaç olduğu konusunda herkes hemfikir. Bu anayasa ile yolumuza devam edemeyiz. Ben ilk oyumu 1982 yılında yeni anayasa konusunda kullandık. Öyle bir gündü ki zarf alabildiğine şeffaf. Hayır oyu koyu kahverengi, evet oyu ise beyaz. Hayır oyunu herkes görüyordu. Kimse benden hayır oyu verdiğim 82 anayasasını savunmayı beklemesin. O gün gururla göstere göstere verdiğim oyun gereğini yapacağız ve inşallah bu milletin yazdığı anayasayı yine milletin huzuruna götüreceğiz.
Anayasa bir anlamda bütün toplumun yasal sistemi olan bir metindir. Bütün partilere bütün STK'lara bu yeni anayasa yapım sürecine destek vermelerini bekliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu daha önce darbe hukukunu yok edelim dedi. Önce darbe hukukunun kaynağı darbe anayasasıdır. Ruhuyla özüyle insan odaklı bir anayasa olmalı. Vatandaşlarını bir bütün olarak göremeyen anayasa Türkiye'nin anayasası olamaz. Bizim yeni bir zihniyeti devreye sokmamız lazım.
BU TÜRKİYE'NİN MESELESİDİR
3 arkadaşımızı belirledik. Uzlaşma komisyonu için kendilerini tayin ettik. AK Parti bu anlamda hem parti içinde bir mutfak oluşturacak hem de aydınlarla temas halinde olacak. Kendi geleneğinde çağdaş değerlere sahip bir metin hazırlamaya çalışacağız. Bu sadece AK Parti'nin değil Türkiye'nin meselesidir. Bu süreç bir uzlaşma sürecidir. Komisyonda yer alan diğer partilerin ciddi katkılar sunacağını umuyorum. Kompleksiz, veolayı kişiselleştirmeden kalıcı bir anayasa için adımlar atılmalıdır.
CUMHURBAŞKANI'NI BU SÜRECİN MERKEZİNE KOYMAK...
Biyolojik ömrümüz belli. Ne kadar yaşayağımız bilinmez ama 20-30 sene sonra bu dünyada olamayabiliriz. Ama öyle bir anayasa yazalım ki 50 yıl sonra bizi hayırla yad etsinler.
Cumhurbaşkanımızı bu tartışmanın merkezine koymak Anayasa yapım sürecine ihanettir. Bu mesele hiçbirimizin şahsi meselesi değildir.
Kimse bugünkü sistemi bize çok iyi işleyen bir sistemmiş gibi pazarlamasın. Bu ülke sistem sorunları kriziyle niye krizler yaşadı. Bir MGK'da masada fırlatılan bir anayasa kitapçığı ekonominin ve siyasetin çökmesine neden oldu. Allah muhafaza 7 Haziran 1 Kasım seçimleri sonrasında bir koalisyon sürecine girmiş olsaydık neler yaşayacağımızı tahmin bile edemiyordum. Yeni anayasa bireysel özgürlüklere dayalı olmalı. Hep soruyorlar AK Parti nasıl bir anayasa istiyor diye... Yetki karmaşasını ortadan kaldıran bir anayasa olmalı. Biz yeni anayasayı hayati bir aşama olarak görüyoruz. Vesayeti kökten silmeli. Demokrasimize güvenmek durumundayız. Bu ülke hiç bir insanımızı dışlamayan hak ve özgürlükleri yaşayan bir anayasayı hak ediyor.
DEAŞ, PKK, DHKPC
Türkiye'nin gündeminde terör yine önemli bir yer tutuyor. PKK, DEAŞ ve DHKPC milletimizi hedef alan bir saldırı yapıyor. 20 Temmuz'da DEAŞ saldırdı. Aynı gün PKK bir askerimizi Adıyaman'da şehit etti. Ertesi gün Ceylanpınar'da 2 polisimiz şehit edildi. Türkiye son kale dedim. Suriye'de problem olduğunda herkes Türkiye'ye dönüyor. Biz seçim için hazırlandığımızda Türkiye'ye dönüp dualar ettiler. 1 Kasım gecesi en tedirgin gecemi yaşadım dedi Gannuşi. Tunus'un istikarrı da Türkiye'nin istikrarına bağlı. Birisi güya islamı ve sunnileri Suriye'de savunduğunu iddia eden tamamiyle barbar bir DEAŞ. Diğeri Kürtlerin haklarını savunduğunu iddia eden ama en çok Kürtleri temsil eden PKK diğeri de Alevileri güya savunan DHKPC. Bu 3 örgüt Türkiye'ye karşı harekete geçirildiler. Biz o günden bu güne mücadelemizi sürdürüyoruz.
PKK saldırılarına devam ediyor. DEAŞ Kilis'e füze atmak gibi bir şeyde bulundu. TSK gerekli mukabelede dulundu. Dün Söke'de Sabancı suikastı zanlıları Türkiye'de ortaya çıktılar. Emniyet görevlilerimizi tebrik ediyorum. Söke'de silahlarıyla yakalandılar: 3'ü birden son kalemize saldırıyor. Bu mesele bir beka meselesiyse bu gök kubbe altında olan Türkiye mücadelesini sürdürecektir. Bunların hepsi piyon. Onun için biz 23 Temmuz'da bu oyunu gördüğümüz için huzur ve terör operasyonunu başlattık. PKK'nın Haseke'de DEAŞ'le neyin pazarlığını yaptığını biliyoruz. Kandil'de DHKPC'nin neyin görüşmesini yaptığını biliyoruz. Onlar şeytanca faliyetlerine devam ederken biz şeytan taşlamaya devam edeceğiz.
Bütün baskılara rağmen halk terör örgütüne destek vermiyor. Onlar zanneti ki bir anda kitlesel hareketlerle teröre destek gelecek. Diyarbakır'ın Van'ın Siirt'in yiğit insanları bu provokasyonlara uyar mı? Biz her zaman bölge insanının yanında olacağız. Hiç bir zaman onları terörün insafına terk etmeyeceğiz.
BÖLGE TEMSİLCİLERİYLE GÖRÜŞTÜK GÖRÜŞMEYE DEVAM EDECEĞİM
Açılan yaraları sarmak için eylem planı hazırladık. Cuma günü Mardin'de buluştuğumuzda bu planlarımızı açıklayacağız. Dün sabah doğu ve güneydoğudan gelen milletvkeilleriyle bir araya geldik. Onları tek tek dinledim. Gerekli talimatları verdim. Öğleden sonra STK temsilcileriyle verimli bir istişare gerçekleştirdik. Şimdi de sizlerle bir aradayız Bu istişarelerden sonra valilerimiz ve mülki temsilcilerle bir araya geleceğiz.
Yarın da Suriye donörleri toplantısı için Londra'ya gideceğim. Ertesi gün sabah da medeniyetimizin biblo şehri Mardin'de kardeşlerimizle görüşeceğiz. Hem de Artuklu Ünviersitesi'nde bir konuşma yapacağım. Bir gazetecinin Sur'da yapacağımız kentsel dönüşümle ilgili rant iddialarını hatırlatınca ben Sur'un her sokağını her minaresini metre metre bilirim dedim. Aynen Toledo gibi, bugün Toledo ile Franko polemiği paylaşanlar cahil. Biz Toledo deyince Endülüs'ü hatırlarız onlar Franko'yu hatırlar.Bunların zihniyeti Stalin'e bağlı olduğu için sadece Franko'yu hatırlar.
Diyarbakır'a doğunun Paris'i diyorlar. Diyarbakır var iken Paris'te köy bile yoktu. Şartlanmış zihinlere ne diyebilirsiniz ki! Franko zihniyeti arayacaklarsa aynaya baksınlar. Kendilerinin olduığu yerde hiç bir siyasete yaşam hakkı vermeyenlerdir. Biz bütün şehirlerimizi inşaa edeceğiz.
İstanbul'un kaderi Diyarbakır'ın kaderidir demeyiz çünkü biz Diyarbakırız, Diyarbakır bizdir. Bunlar dünyasında böldükleri için her şeyi bölüyorlar. Bütün doğu ve güneydoğu burada. Biz hitap ettik mi her ırmağa toprağa hitap ederiz. Kimse ham hayal görmesin. Bu şehirleri kaosa sokmaya çalışanlar gerekli cevabı alacaktır. Bu şehirler bizim şehirlerimiz, bu topraklar bizim topraklarımız.
6-7 Ekim olayları sonrası yangın yerinde gül yetiştireceğiz demiştik. O olaylardan sonra zarar gören esnafın tüm yaralarını sarmıştık. Devlete hem merhamet hem kudret elini geliştirdik. Hayat normal seyrine dönecek. Dünkü toplantıda Süryani kilisenin temsilcisi de aramızdaydı. Onlar da bizim bir parçamızdır. Allah'ın izniyle terörü ülkemizden söküp atacağız.
20 ROKET ATILDI HASTANEYE AMA KİMSENİN SESİ ÇIKMADI
Algı oluşturmak için bu mücadelemizi baltalamaya çalışanların varlığının farkındayız. Yiğit vatan evlatlarının haklarını kimseye yedirmeyiz. Hukukun adaletin teminatı biziz. Kılı kırk yarıyor, teröristle halkı özenle ayırıyoruz.
Geçen ay Cizre Hastanesi genel sekreteriyle bir araya geldim. O günlerde tam 20 roket düştü. Yaralılardan bahsedenler var ya... Cizre devlet hastanesine 20 roket atıldığında bunların sesleri hiç çıkmıyordu.Tek bir kınama cümlesi kurmadılar. Biz kim olursa olsun yaralı insanı sağlık hizmetinden alıkoymayız.
CİZRE'DEKİ YARALILAR İDDİASI
Bu meseleyi bizzat ben takip ettim. Ambulansları gönderdik. Olay mahaline gitmeye çalışan sağlık ekibimize ateş açılıyor. Saldırı nedneiyle o bölgeye ulaşmak mümkün olmadı. Şırnak Valiliği en yakın noktaya 10 ambulans ve 30 sağlık personeli gönderildi. Ama gelen kimse olmadı. Ambulanslar olay yerine yaklaşıldığında keskin nişancılar atelş açtı. Siz getirin dediğimizde kimse adım atmadı. Nerede bu yaralılar? Neden ambulansların gitmesine izin verilmez? Cizre'de operasyonların sonuna geldik. Burada terör örgütünün mensupları var. Orada yaralı bir terörist olsa dahi alır tedavi edip yargıya teslim ederiz. Şırnak ve Cizre belediyesine ait ambulans ve sağlık ekipleri olaya dahil oldu. 07.30'dan itibaren yaralıların tahliye edilmesiyle ilgili hiç bir gerekçe olmadan evlerinden çıkmadılar. Şurada var deniliyor ambulaslarımıza saldırı yapılıyor. Olay yerine 10 ambulans 30 sağlık ekibi 1 helikopter ambulans 1 adet uçak ambulans tahsis edildi. Örgütün siyasi uzantısı olan isimler kamuoyunu yanlış yönlendirmeye açlışıyor.
CENAZEYİ MORGDAN ALIP MEZBAHANEYE GÖTÜRDÜLER
Cizre'de ölü ve yaralıların olduğu iddiasıyla tahliye için adımlar atıldı. Cizre'de bazı cenazelerin sokakta kaldığı iddiası ortaya atıldı. Arkadaşlarıma söyledim. 12 cenaze var ama bu cenazeleri morgda bekletiyoruz. Kanun gereği 15 güne kadar teslim alınabiliyor. Maadem böyle iddiaları var 3 güne indiriyoruz. 3 gün cenazeyi tutuyoruz. Almazsanız cenazeyi 3 gün toprağa göüyoruz dedik. Bu mevzuat çıkınca gelip cenazesi aldılar mezbahaneye koydular. Yalan desinler! Bu mu cenazeye saygı. Onun üzerine talimat verdik, cenazeleri alıp defnedin dedik. Şimdi nasıl bir kamuoyu algısı oluşturuyorlar görüyor musunuz?
ÖRNEK BİR OLAY ANLATMAK İSTİYORUM
Bunların tek derdi Türkiye'yi küçük düşürmek. Biz onlar için canımızı ortaya koymuşuz. Cizre'de hamile bir kadın hizmet alamadığı için AİHM'e başvurdu. Bu hamile kadın telefon etmiş sağlık ekipleri gitmemiş. AİHM bizden bilgi talep ediyor. Bakanlıklar bu olayı detaylı bir şekilde incelendi. Bu kadın ambulansa getirilmiş ve kendisine denilmiş ki sezeryan yapmamız lazım denilmiş. Bu kadın da hayır eve dönüp ailemin yanında doğum yapmak istiyorum demiş. Ambulansla bu kadın evine bırakılmış. Bütün tutanaklar elimizde. Hastaneye gelişi gidişi belli. Bu tutanakları AİHM'e sunduk. Bunun üzerine AİHM bizi haklı buldu. Burada yapılmak istenen şey belli.
HDP'liler bizi suçlamak için her gün meydandalar. Dün yine AİHM'den ret cevabı aldılar. Demokratik hukuk devletlerinde böyle bir durum olduğunda Amerika'da Paris'te nasıl sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini bilmiyorlar. Bizim için burada en önemli esas vatandaşlarımızın güvenliğidir. Okullar bombalanırken sesleri çıkmadı. Diyarbakır Çınar'da şehit verirken bunların sesini duymadık.
ÇOK ŞÜKÜR SİLOPİ'DE SONA GELDİK
Biz teröristlere karşı mücadele edin dediğimizde bu ülkeyi teröristlerden temizleyin ve sivil kayıplarından kaçının dedik. Adım adım yürümesi gereken bir terörle mücadele süreci var. Sokaktaki mayınlanmış bombaların temizlenmesi zaman alıyor. Silopi'de sona geldik. Silopi'de tek bir hendek yoktur.
Terörle mücadelede o kahraman kadınlara teşekkür ediyorum. Biz hiç bir insanımızın kaybolmasını istemiyoruz. Operasyonlarımızın hedefi o üçük yaşlarda kandırılmış yavrularımızı onların elinden kurtarmak olacaktır. Bir kez daha vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hiç bir terör örgütü bizim biriliğimizi bozamayacak. Kim engellemeye çalışırsa çalışsın biz azimle Türkiye'yei terör illetinden tamemen temizleyeceğiz. Allah yolumuzu açık eylesin.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol