Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Cameron'a çarpıcı sözler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Cameron'a çarpıcı sözler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'nin AB'den çıkma kararı için bu ifadeleri kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜMSİAD) Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki Geleneksel İftar Programı'na katıldı. İftara Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere'deki referandumun sonuçlarını değerlendirerek, "Öncelikle demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünya ile birlikte biz de referandum sonucunun evet olarak çıkmasını bekliyorduk. Ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum.

"BELKİ SENARYO GÜÇLÜYDÜ. BELKİ OYUNCULAR TECRÜBELİYDİ. BELKİ ORTAM UYGUNDU..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin ramazanını, Kadir gecesini ve bayramını kutladı. Erdoğan, yıllarca "hizmet, hareket, himmet" diyerek, milletin sinesine sızanların aslında nasıl bir şer örgütlenmesi kurduklarına, bizzat, yaşayarak şahit olduklarını aktararak, şunları kaydetti: "Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hıyanet olan bir yapıyı bizzat yaşayarak gördük. Demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi diyerek, çözüm süreci diyerek, analar ağlamasın diyerek yürüttüğümüz iyi niyetli çalışmaların, terör örgütü tarafından nasıl bir anda yer ile yeksan edilebildiğini hep birlikte müşahede ettik. Türkiye'yi siyasi, ekonomik ve diplomatik olarak çökertmek için bu projeler ardı ardına sahneye konulurken, bir takım kesimlerin, sırf kendi siyasi çıkarları için nasıl bunlara çanak tuttuğunu üzüntüyle gördük." "Belki senaryo güçlüydü. Belki oyuncular tecrübeliydi. Belki ortam uygundu" diyen Erdoğan, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını ve bunun da hesap edilemediğini dile getirdi.

"ÖLENLER KÜRT KARDEŞLERİMDİ. ÖLDÜRENLER DE ALDATILAN KÜRTLERDİ."

Eski Türkiye'nin, krizlere karşı mukavemetinin zayıf olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hatırlarsanız, 1994 ve 2001 krizleri, 3-5 milyar dolarlık manipülasyonlar, 3-5 siyasetçinin yönlendirmesi, 3-4 gazetenin, televizyonun çığırtkanlığıyla başlamıştı. Türkiye'ye yüzlerce milyar dolar maliyeti olan bu krizleri böylesine küçük oyunlarla kotarabilenler, bu defa da aynısını yapacaklarını sandılar. 2002-2007 yıllarında Türkiye'yi istikrarsız hale getirmek için girişilen çabalar sonuç vermeyince, 2013'ten itibaren yeni ve daha cüretkar bir projeyi devreye soktular ama ne yaptılarsa olmadı." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, finans oyunlarının da yetmediğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Türkiye eksilenin yerine yenisini süratle koymayı başardı. Halkın bir kesimini sokağa dökme çabaları netice vermedi. Bir ay içinde nefesleri kesildi. Herkes evine, işine, gücüne döndü. Paralel ihanet çetesinin emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensuplarının başı çektiği bir darbe girişimiyle sonuç almak istediler. Bu girişim de milletimizin sinesine çarptı. Yine başarılı olamadılar. Ardından 7 haziran seçim sonuçlarının onlara verdiği cesaretle, bölücü terör örgütünü yeniden eyleme başlattılar. Ve Kürt kardeşlerimi sokağa çağırdılar. 50'yi aşkın Kürt kardeşimi maalesef öldürdüler. Ölenler Kürt kardeşlerimdi. Öldürenler de aldatılan Kürtlerdi."

"TEMEL EKONOMİK VERİLER ÜLKEMİZİN YENİDEN YÜKSELİŞ TRENDİNE GİRDİĞİNİ GÖSTERİYOR"

Erdoğan, bedel ödenen bir alanın da ekonomi olduğunu vurgulayarak, ihracatta ve turizmde yaşanan daralmanın girişimcilere ve ülkeye bir maliyetinin bulunduğunu söyledi. Bunun, üstesinden gelinmeyecek bir sıkıntı olmadığını dile getiren Erdoğan, esasen gizli, açık ekonomik saldırı başlatanların hedefinin Türkiye'ye diz çöktürmek olduğunu ifade etti. Erdoğan, bunu başaramadıklarının altını çizerek, "Başaramayacaklar. Şimdi sıkıntıya düşen sektörlerimizi destekleyerek yeni kapılar açarak, yeni pazarlar bularak, yeni yöntemler geliştirerek, yaralarımızı sarma zamanıdır. Bu akşam TÜMSİAD ile konuşuyoruz. TÜMSİAD'ın işi ve görevi ne? Tamamıyla bu meslek alanlarında sanayide, ticarette varlığını ortaya çok daha farklı şekilde koymaktır. İhracatla ilgili ümit verici gelişmeler olduğunu biliyoruz. Turizm sezonluk bir sektör olduğu için bu dönemi bir parça kayıpla da atlatsak, önümüzdeki yıldan itibaren bu sektör kendini toparlayacaktır. Temel ekonomik veriler ülkemizin yeniden yükseliş trendine girdiğini gösteriyor. Allah, "olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz, yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz, Allah bilir, siz bilmezsiniz" buyuruyor. Mesele bu. Bu bakımdan yaşadığımız badireleri, kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm mazlum ve mağdurların ümidi yeni Türkiye'nin doğuş sancıları olarak görüyorum." şeklinde konuştu.

"26 ARALIK'TA DA BOĞAZIN ALTINDAN AVRASYA TÜNELİ'Nİ DE ÇALIŞTIRMAYA BAŞLAYACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yıl birince çeyrekte Türkiye, AB üyesi ülkelerde en büyük oranı yakalayarak, 4,8 büyüme oranıyla birinci çeyrekte bir numara oldu." ifadesini kullandı. "Her şeye rağmen bir numara. Her zaman ifade ediyorum, burada da tekrarlayayım. Bizim için asıl tehlike, bu hadiselere, bu gailelere kendimizi kaptırıp, 2023 hedefimizden ve 2053, 2071 vizyonumuzdan uzaklaşmak olacaktır. Biz bunlardan uzaklaşmayacağız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye elbette terör örgütleriyle mücadele edecek, Suriye meselesini çözümü için çalışacak, her türlü ihanete ve husumete karşı hazırlıklı olacak. Ama aynı zamanda Türkiye büyük projelerini, alt yapı yatırımlarını, üst yapı yatırımlarını adım adım hayata geçirmeyi sürdürecek, yeni projelerle ilgili hazırlıklarını kesintisiz devam ettirecek. Ayın 30'unda inşallah Osman Gazi Köprüsü'nün açılışını yapıyoruz. İstanbul'dan Osman Gazi Köprüsü'nü geçiyoruz ta Orhan Gazi'ye kadar "non stop" gidiyoruz. Nereden nereye... Artık körfezi dolaşmak yok. Yemyeşil ormanların içinden gayet güzel bir seyir. Bitmedi, 26 Ağustos'ta inşallah bu defa Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz. İnşallah bu yıl açılışlar yılı olacak. Temellerini attık, Rabbim şimdi de açılışlarını yapmayı nasip etti. Orada da inşallah yeni ihalelerle birlikte Kınalı'dan girilecek ta Akyazı'dan çıkılacak. Bu arada inşallah, yeni ihale de yapılıyor bu ihaleyle birlikte, 4 gidiş, 4 gelişin ortasından bir de hızlı trenin inşallah geçişini yapacağız. Bitmedi, 26 Aralık'ta da Boğazın altından Avrasya Tüneli'ni de çalıştırmaya başlayacağız. Marmaray, biliyorsunuz çalışıyordu. Şimdi biraz daha güneyinden artık araçlarımızla da geçeceğiz. Bakınız; 2013'ün 29 Ekim'inden bu güne Marmaray'dan kaç kişi geçti biliyor musunuz? 1 milyon 400 bin kişi geçti. İş bilenin, kılıç kuşananın. Olay bu." Cumhurbaşkanı Erdoğan, yollarını kesmek isteyenlerin yarın ne durumda olacağını ancak Allah'ın bileceğini dile getirerek, 2 bin 200 yıllık devlet tecrübesinden, bin 400 yıllık medeniyetten, coğrafyadaki bin yıllık varlıktan aldıkları güçle yollarına devam edeceklerini vurguladı. TÜMSİAD ailesinin de bu yola baş koyduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu güne kadar her mücadeleyi birlikte verdik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yol arkadaşlığımıza devam edeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun." dedi.

"İNGİLİZ HALKININ VERDİĞİ BU KARARI İNGİLTERE VE AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI OLARAK GÖRÜYORUM. "

Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere'deki referandumun sonuçlarını değerlendirerek, "Öncelikle demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünya ile birlikte biz de referandum sonucunun evet olarak çıkmasını bekliyorduk. Ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum. AB uzun süredir Türkiye'nin üyeliği meselesi başta olmak üzere pek çok konuda kendi değerlerine aykırı düşen bir pozisyona sürüklenmişti. Kriterleri karşılama konusunda bizimle mukayese edilemeyecek pek çok ülkeyi hızla üyeliğe kabul eden AB'nin Türkiye ile ilgili çifte standartı artık gizlenemeyecek bir hale gelmiştir. Bize engel üstüne engel koydular. 53 yıldır bizi kapılarında beklettiler. Hala bekletiyorlar. Nedir? Gerekçeniz ne? Bir zaman bir Fransız Dışişleri Bakanı; Somali ile ilgili bir toplantı ara verince çıktık. Ahmet Bey o zaman Dışişleri Bakanı; Başbakanım. Ve o Dışişleri Bakanı ile üçlü görüşüyoruz. Dedi ki; "Sizi AB'ye almazlar." "Niye?" dedim. Durdu durdu... "Müslümansınız" dedi. "Bunu biliyoruz da biz insanız" dedim. "Ordakiler nasıl insansa biz de insanız. Birbirimizden farkımız mı var? Bunca zaman geçti. Eee bize başında deseydiniz, siz Müslümansınız, boşuna uğraşmayın. Sizi almayacağız. Bizi niye böyle oyaladınız.', "Hayır diyemediler" dedi. Onun için bu süreç böyle geldi. "NATO'ya nasıl oldu da aldınız?" dedim. Ne dedi biliyor musunuz? Çok enteresan... "Orada bir yanlışlık oldu" dedi. Buna benzer çok hatıralarımız var. Bunlarla bütün müzakerelerde hep şunu söylemişimdir. "Yahu alacaksanız buyrun deyin. Almayacaksanız bize deyin ki; boşuna uğraşmayın almayacağız sizi. Bizi de yormayın siz de yorulmayın." Ama hep aldattılar. Dürüst davranmadılar. Şimdi buyrun İngiltere ne dedi. 3000 yılına kadar Türkiye giremez dedi. Şimde ne oldu. Hadi buyur bakalım. 3 gün bile dayanamadın bak. Biz AB önemsedik. Bu yolda bir gayret ortaya koyduk. Ama hep bizi oyaladınız. Beraber müzakere masasına oturduğumuz kişilerle malesef bizi ayırt ettiniz."

"GEREKİRSE KOPENHAG KRİTELERİNİN ADINI ANKARA KRİTERLERİ OLARAK DEĞİŞTİRİR VE YOLUMUZA DEVAM EDERİZ."

İşte son olarak göçmenler konusunda insani ve ahlaki olmayan yaklaşım, AB'nin tutarlılığını ciddi şekilde tartışma açmıştır. Avrupa'da yükselen ırkçı ve islamafobik akımlar ile... Kimse demesin haa. "Avrupa İslamafobik değil" Hayır. İşte bak ben söylüyorum. Şu anda Türkiye'ye yapılan uygulama islamafobiktir. Onun için bizi almakta bunlar gecikiyorlar. Akımlar ile bu yönde siyaset yapan partilerin bu yükselişi birliğin üzerine bina edildiği değerlerle ilgili tartışmaları hızlandırmıştır. İşte Amerika.. Aynı şey orada. Şu anda adaylardan bir tanesi müslümanlara vuruyor, vuruşturuyor. Sayın Obama burada müslümanlardan yana tavır koyuyor. "Böyle bir ayrım yapamazsınız" diyor. İngilterenin birlikten bu ayrılma kararı tüm bu endişeleri daha derin bir belirsizliğe dönüştürmüştür. Bizim bu konudaki tavrımız açık ve nettir. Avrupa Birliği'nin ekonomik, demokratik standartlarını kendi vatandaşlarımızın refahı ve huzuru için önemli görüyoruz. Tam üyelik hakkımızın teslim edilememesine rağmen, AB vizyonunu sürdürmemizin kriterleri yerine getirmeye devam etmemizin sebebi budur. Ne demiştik; Gerekirse Kopenhag kritelerinin adını Ankara kriterleri olarak değiştirir ve yolumuza devam ederiz. Bugünde aynı yerdeyiz. Geçmişten farklı olarak bugün sorunun öznesi Türkiye'de değil. AB'nin bizatihi kendisidir. Mülteci krizi ve İngiltere'nin ayrılık kararı AB'nin tutumunu ve tutarlılığını sorgulamaya yöneltmelidir. Şayet AB bu sorgulamayı samimi olarak yapar ve gereği süratle yerine getirise, zaten o birliğin içinde Türkiye doğal olarak yerini almış olacaktır. Böyle olmaz da AB tutarsızlıklarını derinleştirerek, yoluna devam etmeye kalkarsa kısa sürede yeni ayrılıklarla karşılaşması kaçınılmaz hale gelecektir. Avrupa bizim rakibimiz değil. Birlikte hareket etmeyi arzu ettiğimiz güçlü tarihi ve beşeri münasebetlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Avrupa'da yaşayan 6 milyonu bulan Türkiye kökenli insanımızın geleceğini ilgilendiren her mesele tabi olarak bizim meselemizdir. Biz zaten kapısında bekleyen bir ülke olarak bu gelişmeleri yakından ve Avrupalıların bizi değerlendirirken kullanmayı çok sevdikleri ifade olan; "Endişe ile takip etmeyi" sürdüreceğiz.

Erdoğan katılımcılarla fotoğraf çektirdi, çocuklara hediyeler verdi. Konuşmaların ardından Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a geçen yıl Adıyaman Menzil'de hizmete açılan Seyyid Abdülhakim El-Hüseyni Külliyesi'nin kristalden el işçiğiyle yapılan maketini hediye etti.

DHA