Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Harbi olun, mert olun, delikanlı olun''
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...
Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantının öncelikli başlığı Karadeniz'de bulunan 320 milyar metreküplük doğalgaz rezerviyle ilgili izlenecek yol haritası ve Giresun'da meydana gelen sel felaketi olurken corona virüsü salgınında vaka sayılarının binin altına düşmemesiyle ilgili yeni tedbirlerin alınıp alınmaması da toplantıda gündeme geldi.
Sona eren toplantının ardından açıklama yapan Erdoğan, şunları söyledi:
* Başta Giresun olmak üzere bazı illeri etkileyen afette hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Afet duyulduğu ilk andan itibaren devletimiz tüm kurumlarıyla halkımızın yanında yer almıştır.
VERGİ MÜKELLEFLERİ MÜCBİR SEBEP HALİ KAPSAMINA ALINIYOR
* Giresun’daki vergi mükelleflerimizi 22 Ağustos 2020’den 30 Kasım 2020’ye kadar mücbir sebep hali kapsamına alıyoruz. Bildirimlerin süresini 15 Aralık 2020’ye tahakkuk eden vergilerin ödeme süresine 31 Aralık 2020’ye kadar uzatıyoruz.
* Her türlü ceza, gecikme sürelerini 31 Aralık’a alıyoruz. 2020 yılı üçüncü geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin de alınmamasını kararlaştırdık. Amme borçlularından faizsiz şekilde 24 ay süreyle erteliyoruz.
* Ülkemizin pek çok yeri gibi Karadeniz’de de şartların zorlamasıyla coğrafyanın gerçeklerini dikkate almayan bir yapılaşma ortaya çıkmıştır. Bir süredir bu konudaki hassasiyetimizi kentsel dönüşüm, yeni imar planları ile zaten hayata geçiriyorduk. Yaşadığımız her afet bizi daha kararlı hareket etmeye yöneltmektedir.
* İnşallah bizden sonraki nesillere her bakımdan daha güvenli ve yaşanılabilir bir Türkiye bırakacağız. Ekranlarda izlediğimiz Giresun, Dereli tamamiyle Dereli’nin merkezinin nasıl kayalarla dolup taştığını, mağazaların, dükkanlarının ne durumda olduğunu gördünüz.
2 BAKAN DAHA BÖLGEYE GİDİYOR
* Aynı şekilde Espiye. Şu anda Süleyman Soylu, Bekir Pakdemirli, Murat Kurum kardeşimiz hemen oraya geçtiler ve milletvekili arkadaşlarımızla birlikte çalışmaları vatandaşlarımızla birlikte yerinde izleyerek atılması gereken adımları atmak, mâlum jandarmalarımızdan şehit olanlar oldu, onların takibi, aynı şekilde sivil vatandaşlarımızdan şehit olanlar oldu, onların takibi, yaralılarımızın hastanelerde takibi devam ediyor.
* Bekir Pakdemirli kardeşimiz Adana’da çıkan yangın sebebiyle daha sonra Giresun’dan Adana’ya geçti. Şimdi de yine Giresun’a Adil Bey’i, Ulaştırma Bakanımızı gönderiyorum.
* Aynı şekilde yine elektrikteki sıkıntılar sebebiyle Fatih Bey’i de oraya gönderiyoruz. Karayolları olarak herhangi bir sıkıntı var, yok bizzat yerinde takip etmesini istiyorum.
* Karayolları Genel Müdürümüz orada olmasına rağmen Ulaştırma Bakanım da orada bulunsun, olaya müzaharet etsin, bir an önce altyapıyla ilgili sıkıntıları inşallah giderelim.
“İHTİYACIMIZIN YANINDA DEVEDE KULAK MİSALİ KALIYORDU”
* Türkiye’nin kalkınma mücadelesindeki en büyük sıkıntılardan biri enerjideki yüksek oranlı dışa bağımlılığı olmuştur. Ufak tefek petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahipsek de ihtiyacımızın yanında devede kulak misali kalıyordu.
* İhracatımızı fevkalade arttırmamıza rağmen enerjideki yapısal sıkıntı sebebiyle cari açığımızı bir türlü kapatamıyorduk. Yerli ve milli imkanları seferber ederek enerjideki dev açığa kısmi de olsa çözüm getirmeye çalıştık.
* Elektrik üretimi oranını üçte ikiye çıkardık. Petrol ve doğalgazda dışarıya bağımlılığımız ciddi bir düzeydeydi.
* Derin deniz aramaları için ilk sondaj gemimizi alarak bismillah dedik. Ardından ikinci sondaj gemimizi, bu yılın başlarında da üçüncü sondaj gemimizi aldık.
* Fatih, Yavuz, Kanuni adını verdiğimiz derin deniz sondaj gemileriyle dünyanın en büyük filolarından birine sahip olduk. Oruç Reis, Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemilerimizi devreye soktuk.
“İNŞALLAH MÜJDENİN DEVAMI GELECEK”
* Doğu Akdeniz’deki çalışmalarımızı engellemek isteyenlere gerek zor kullanarak hakkımızı savunacağımızı gösterdik. Ege’de de Akdeniz’in en uzun kıyısına sahip ülke olarak, ülkemizin hakkını hukukunu çıkarlarımızın gereğini yerine getirdik.
* 9. sondajımızda ülkemizin bugüne kadar tespit ettiği rezervi bularak emeklerimizin karşılığını aldık. Karadeniz’de Sakarya Gaz sahası adını verdiğimiz bölgede 320 milyar metreküp rezerve sahip doğalgaz kaynağı keşfettik.
* Ülkemizin geleceği açısından bu müjdeyi geçtiğimiz Cuma günü paylaştık. İnşallah bu müjdenin devamı gelecek.
“GAZIN ÇIKARILMASI 2023’Ü BULACAKTIR”
* Tek kuyu değil 2-3-4 devam edecek. Bu kuyuların fazla oluşu umutlarımızı çok daha arttırıyor. Gazın çıkarılması 2023’ü bulacaktır. Akdeniz’de de güzel haberler alacağımıza inanıyorum.
* Yıllardır dışarıya oluk oluk akıttığımız kaynaklarımızı kendi ülkemizin kalkınması, hedeflerimizin gerçekleşmesi, milletimizin zenginleşmesi için kullanacağız. Savunma sanayinden ticari kullanımlara kadar her alanda Türkiye’yi hak ettiği seviyeye çıkartacak çalışmaları destekliyor, teşvik ediyoruz. Kazandığımız her başarı milletimizin özgüvenini yükseltmektedir.
* Yıllarca bu milletin önünü kesen araçların tümünü yerle yeksan ediyoruz. Yapılamaz denen, cesaret edilemez denen ne varsa yaptık. İzin vermezler denilen ne verse izin istemeden yapılabileceğini gösterdik.
* Bize yıkılmaz kaleler olarak gösterilen sırça köşkleri harekatlarımızla tuzla buz ettik. Aşılmaz bentler olarak gösterilen kilden duvarları cesaretimiz, atılganlığımızla yıktık geçtik.
* Yaptırım tehditlerini sağlam duruşumuzla birer birer boşa çıkarttık. Maruz kaldığımız çifte standart, çiğnenen temüllere rağmen girdiğimiz yoldan geri dönmedik. Siyaset, ekonomi, askeri alanda kendi kararlarını kendi alan, kendi hedeflerini belirleyen, projelerini kendi uygulayan bir Türkiye inşa ettik.
* İnşallah en zorlu dönemi geride bıraktık. Ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin vaktidir. Bu zorlu mücadelede ülkemizin ve milletimizin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum.
* Kendi halkın safında olmak yerine gavurun kılıcını çalmayı tercih edenleri de milletimize havale ediyoruz. Teröriste terörist, darbeye darbe diyemeyen, düşmana düşman diyemeyen Rabbim bizi böyle mankurtlardan eylemesin diliyorum.
* Kin, nefret, husumet çukurunda boğulanları kendi akıbetleriyle baş başa bırakıyoruz. Biz 83 milyonla daha güçlü, büyük, huzurlu, müreffeh bir geleceğe doğru başlattığımız bu kutlu yürüyüşü sürdüreceğiz.
* Bize destek olan bizimle yürüyen herkesten Allah razı olsun. Diğer alanlarda ülkemize diş geçiremeyenler yine ekonomimize saldırıyorlar. Klasik hale gelen döviz kuru, faiz, enflasyon, şer üçgenini bir kez daha başımıza musallat etmek için tüm güçleriyle yükleniyorlar.
ALTIN AÇIKLAMASI
* Merkez Bankamızın 45,4 milyar doları dövizdir. 2016 yılında altın rezervimiz sadece 14 milyar dolar seviyesindeydi. Yurt dışındaki altınımızı ülkemize getirerek, ülkemizde çıkan altını Türk Lirası üzerinden alarak altın rezervimizi yaklaşık üç kat arttırdık.
* Türkiye döviz ve altın kıymetleri tarafından önemli güce sahiptir. En büyük rezervi de Karadeniz’in altında bulduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye çok yakında doğalgazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır.
* Buradan elde edilen her kuruşluk kazanç milletimizin hayat seviyesini yükseltecek çalışmalara gidecektir. Her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız.
* Bu hakikate rağmen ülkemizle ilgili olumsuz hava pompalayanların bir kısmı bunu zaten doğrusuna, yanlışına bakmaksızın taammüden yapıyor. Amaçları siyasi sonuç almaktır.
* Ekonomiyi araç olarak kullanıyorlar. Dünyanın salgınla en başarılı mücadelesini yürüten ülkelerinden birini en kötüleri arasına koyanların içerideki akıldanelerinin kim olduğunu gayet iyi bildiğimiz yeminli Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlarıdır.
* Ekonomi notumuzu olumsuza dönüştürenlerin bu aklı nereden aldıklarını görebiliyoruz. Tüm dünyanın borç batağına sürüklendiği dönemde Türkiye kendi dengeleri üzerinde yoluna kararlılıkla devam ediyor. Türkiye kamu borç yükünün milli gelire oranında yüzde 35,6 ile gerçekten çok iyi bir yerde duruyor.
* Maruz kaldığımız saldırılara rağmen dimdik ayakta kalmamızı hazmedemeyenlerin yeni oyunlar, tuzaklar, senaryolar peşinde koşmaları şaşırtıcı olmaz.
* Dışarıdaki senaryolara içeride figüranlık yapanlar önümüze engeller düzenler istedikleri kadar uğraşsınlar başaramayacaktır. Herkesin bir hesabı vardır ama hiç şüphesiz en büyük hesap sahibi Allah’tır. Biz Rabbimizin hesabına ram olduk.
“YUNANİSTAN’IN BÖYLE BİR İLANA HAKKI YOKTUR”
* BM’ye deklare edilen kıta sahanlığı sınırları içinde Oruç Reis tarafından yürütülen sismik araştırmalarımızla ilgili seyir durumumuzun süresini 27 Ağustos’a kadar uzatmıştık. Nokta mı, virgül mü? Buraya ben şimdi bir virgül koyuyorum.
* Yunanistan yetkisiz şekilde ve şımarıkça bir edayla kendi NAVTEX mesajını yayınlamıştır. Yunanistan’ın böyle bir ilana hakkı yoktur.
* Bölgede bulunan tüm gemilerin kıyı ve seyrini tehlikeye atan bir şımarıklıktır. Komşuluk ilişkilerine aykırı bu tutumuyla Yunanistan kendi kendini içinden çıkamayacağı bir kaosun içine atmıştır.
ERDOĞAN’DAN NAVTEX MESAJI
* Yunanistan’ı Türk donanmasının önüne atanların yarın yaşanacak sıkıntıda ortada görünmeyeceklerini Yunanlı komşularımızın bilmesini mülahaza ediyoruz. Bu bölgede hakkını ve hukukunu korumak konusunda çok daha kararlı hareket edecektir.
* Bundan sonra ortaya çıkacak sonuçlara katlanmaya çalışanlar NAVTEX’te karşımıza çıkacaklardır.
“BU GERÇEĞİ AB TAM ÜYELİK SÜRECİNDE BİZZAT YAŞADIM”
* Türkiye 200 yıldır insan hakları, hukuk devleti gibi evrensel değerler haline dönüşen çizginin takipçisidir. Yaşadığımız kayıplara, acılara rağmen bu değerleri sonuna kadar korumayı ve yaşatmayı başarmış bir milletiz. Biz dost ve kardeş olarak gördüğümüz halkların güvenliği ve esenliği için kendi canımızı feda ediyoruz.
* Bu sağlam maya günümüzde aynı şekilde bize yön vermekte, istikamet çizmektedir. Bu erdemli duruş batının kurduğu demokratik ve ekonomik sistemin dünya çapında egemen olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
* Biz de Osmanlı’dan itibaren aşama aşama bu sistemin içinde yer almanın gayreti içinde olduk. Biz bu tercihi yaptık ama batının bize hiçbir zaman aynı hüsnüniyetle yaklaşmadığını da kabul etmek durumdayız.
* Hangi adımları atarsak atalım batı bizi hiçbir zaman kendisi gibi görmedi. Bu gerçeği AB tam üyelik sürecinde bizzat yaşamış bir kişiyim.
* 18 yıldır ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptım. AB ile olan görüşmelerin hep içinde oldum. Ama AB liderlerinin hep tutarsızlıklarıyla karşı karşıya olduk.
* Hiçbir zaman dürüst olmadılar, sözlerinin arkasında durmadılar. Ülkemizin tam üyeliği için hangi şartları önümüze getirdilerse tamam dedik, ne istedilerse yaptık, fakat sonuçta ortaya çıktığı gibi AB’nin bizi tam üyeliği yapmak gibi ta başından itibaren niyeti yoktur.
“ÜLKEMİZE KARŞI TERÖRİSTLERİ DESTEKLİYORLAR”
* AB’nin bir değerler bütünü değil bir grup ülkenin saplantısının esiri bir yapı olduğunu gördük. Ülkemize karşı teröristleri destekliyor.
* Yunanistan’dan FETÖ, PKK giriyor, gittiği yer neresi? Almanya. Bir diğer kısmı Fransa’ya gidiyor. Onlara ev sahipliği yapıyorlar. Dostluk bu mu? Bunlarla oturduğumuzda maalesef inkar ediyorlar. Her türlü sapkınlığı destekliyorlar.
“TERÖR DEVLETİ KURULMASININ DA ÖNÜNÜ AÇTILAR”
* Türkiye’ye karşı sergilediği ikiyüzlü tavır AB’nin sonunun da ilanı olmuştur. Artık dünyada hiç kimse buna bir değerler manzumesi olarak bakmıyor. Bu ülke yıllarca NATO ittifakının doğu kanadının en önemli ülkesi olan Türkiye’yi terör örgütleriyle mücadelesinde yalnız bırakmıştır.
* Ne yazık ki bir terör devleti kurulmasının da önünü açtılar. Bu terör devletinin kurulmasıyla ilgili olarak her türlü silah desteğini binlerce kamyonlarla Fırat’ın doğusuna yığdılar.
“BU HASTALIKLI ZİHNİYET AMERİKAN SİYASETİNİ ESİR ALMIŞTIR”
* Bunları konuştuğumuzda ‘yok böyle bir şey’ dediler. Hepsi kayıtlarımızda, istihbari bilgilerimizde var. PKK, YPG terör örgütüyle bir olup ülkemize karşı pozisyon almışlardır.
* Bu hastalıklı zihniyet Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz terör örgütlerinin saldırılarına uğradığında kafasını çeviren, darbeye maruz kaldığında heyecanla neticeyi bekleyen bu zihniyet demokrasinin yüz karasıdır.
* Türkiye’de darbe ile yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştireceklerini kameralar önünde söylemekten çekinmiyorlar. En azından oturup çay içmişliğimiz var. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsınız? Ama kullandılar.
* Bu hezeyana cevap vermesi gereken bizden önce muhalefet olmalıdır. Ülkemiz muhalefeti bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun bir süre sonra gündeme geldiğine dair bir zırvanın arkasına sığınmıştı.
“HARBİ OLUN, MERT OLUN, DELİKANLI OLUN”
* Bu siyasi anlayış Türkiye’nin en büyük ayıbı ve kaybıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkıp, yarışmaya bile cesaret edemiyorlar. Şeytana bile pabucunu ters giydirmek için binbir alavare dalavere ile siyaset mühendisliği oynuyorlar.
* Biz harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz, öyleyse şerefinizle yenilin, bunu söylüyoruz.
“TEK KARAR MERCİ MİLLETTİR”
* Kin, husumet ve bağnazlıkla kararan gönüller gözleri de kör ediyor. Kimlerle yürüdüklerine, kimlerden destek aldıklarına dahi bakmıyorlar. Türkiye siyasetinin tek mottosunun Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin haline dönüşmüş olması gerçekten yüreğimizi acıtıyor.
* Sandıkla geldik, gidecekse öyle gideriz. Bunun kararını terör örgütleri, marjinal sapkın gruplar ne Amerika ve oradaki odaklar verebilir. Tek karar merci millettir.
Seçiniz...
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol