CHP'li Böke'den Başbakan'a yüklendi

CHP'li Böke'den Başbakan'a yüklendi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Davutoğlu'nun gelin bulma vaadini böyle eleştirdi.

CHP Genel Başkan yardımcısı Selin Sayek Böke, "Geçen hafta Başbakan erkeklere gelin bulacağını vaat etti. Ama hangi kaynakla bulacağını açıklamadı. Veyahut da her iş kuran gence 100 bin lira vereceğini açıkladı. Ama hangi kaynakla yapacağını açıklamadı" dedi.

CHP İl teşkilatı tarafından Eskişehir Anemon Otel'de "Türkiye ekonomisi ve geleceği" konulu toplantı düzenlendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayet Böke'nin konuşma yaptığı toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Yılmaz Büyükerşen, CHP milletvekilleri Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel, Odunpazarı İlçe Belediye Başkanı Kazım Kurt ile çok sayıda kişi katıldı. Selin Sayek Büke konuşmasında gerçekçi ve dürüst siyaset yapılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

"Birbirimize çamur atarak Türkiye buraya geldi. Biz bir hükümetmişiz gibi ve iktidardaymışız açık ve şeffaf bir hükümet programı sunduk 7 Haziran'da. Alt başlıklarıyla her kalemi söyledik. Dedik ki emekliye çift maaş ikramiye 24 milyar lira, aile sigortasını iki katına çıkartılması 24 milyar lira, çiftçiden mazot vergisinin alınmaması 9 milyar lira. Hatta 8.9 milyar lira. Asgari ücretten vergi alınmaması 7.9 veya 9 milyar arasında. Bunların geri vergi dönüşümünden sonra toplam maliyeti 57 milyar lira dedik. 57.2 milyar lira. Ben hükümetten şimdiye kadar hiç bir yaptıkları programla ilgili bunu duymadım. Geçen hafta Başbakan erkeklere gelin bulacağını vaat etti ama hangi kaynakla bulacağını açıklamadı. Veyahut da her iş kuran gence 100 bin lira vereceğini açıkladı ama hangi kaynakla yapacağını açıklamadı. Hani onun için dürüst siyaset yapmanın o haksız rekabetin önündeki ilk engeli kaldırmak olduğunu düşünüyorum."

'BANKALAR DEVLET GARANTİSİYLE VATANDAŞTAN BORCUNU ALACAK"

Selin Sayek Böke, vatadaşların bankalara olan borçlarıyla ilgili olarak partisi tarafından açıklanan vaatlerini detaylı ifade edemedikleri için bankaların rahatsızlıklarını dile getirdiğini söyledi. Böke şöyle konuştu:

"Bankaların bilançolarının sağlığa kavuşması, bunu yaparken de borç sarmalı altındaki ezilmiş olan vatandaşımızın da rahatlaması için bir önerimiz var. Şimdi biliyorsunuz bankalar yasal takibe takılmış sorunlu bazı kredilere sahipler. Yani borç vermişler ama vatandaş bu borcu ödeyemez hale gelmiş. Bankalar belli bir noktadan sonra artık o borcun ödenemeyeceğini biliyor. Geri alamayacağını biliyor. Diyelimki 100 lira değerinde böyle bir borç varsa banka kendi bilançosunu düzeltmek için artık bunun 80 lirasını hiç geri alamayacağını kabul edip bunu zarar yazıyor, kalan 20 lirayı da varlık yönetim şirketlerine satıyor. Varlık yönetim şirketi ne yapıyor. 20 lira değerinde bu borcu aldı ama kağıdın gerçek değeri 100 lira. O 20 lira aldı ama vatandaşın hala 100 lira borcu gözüküyor. Varlık yönetim şirketi o 100 lirayı almak için uğraşıyor. Çünkü onun görevi de öyle tanımlanmış. Yani kimse görevi dışında bir şey yapmıyor. Ekonomik düzen nasıl tanımlanmışsa herkes o hedefe göre hareket ediyor. Biz diyoruz ki madem bankalar zaten dönmeyeceğini bildikleri temerrüde düşmüş bu borçların yüzde 80'ini siliyor. Varsınlar, silsinler geri kalan 20'yi varlık yönetim şirketine satmasınlar yeniden o 20'nin vatandaş tarafından ödenebilir bir yapıya kavuşması için bir düzenlemeye gidelim. Şimdi banka açısından bir şey değişti m? değişmedi o yine 20 lirasını alacak. Kimden alacağı değişti. Varlık yönetim şirketi yerine vatandaştan alacak. Kimin garantisiyle alacak. Devletin garantisiyle alacak. Yani şöyle düşünün: devlet o 20'yi verecek. Sonra da vatandaştan ödenebilir şekle getirerek devlet zaten o 20'yi alacak. Kim kaybetti sadece varlık yönetim şirketi aradan çıkmış oldu. Bankalar açısından değişen hiçbir şey yok. Vatandaş için değişen çok şey var. Bunu biz bu detayla ifade etmediğimiz için bankalar rahatsızlıklarını dile getirmişlerdi. Buradan onlara da bir açıklama fırsatı yapmış olduk. Bankaların bilançoları açısından hiçbir şey değişmemiş olacak. Varlık yönetim şirketlerine aktarmak yerine o borcu kamu bir süreliğine üzerine alacak ama vatandaşa yeniden yapılandırarak o borcun ödenmesini sağlayacak. Siz tüketici borçlusu değilseniz ya da zamanında borcunu ödemişler için de şu anlama geliyor: Bu borç sarmalına takılmış olan vatandaş bu yeniden yapılandırma sırasında tekrar borçlanamayacak. Yani bir ödüllendirme yok. Sadece nefes vermeye çalışıyoruz. Önce bir rahatlasınlar sonra yeniden borç sarmalına girmemeleri için de belli kontrol mekanizmalarını tabi ki bu programın bir parçası yapmamız gerekiyor."

'KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ DEMOKRATİK BİR ŞEKİLDE YAPILMALI"

Selin Sayek Böke konuşmasının ardından basın mensuplarının yönelttiği soruları yanıtladı. Böke bir gazetecinin Kürt sorunun çözümü ile ilgili sorusu üzerine Böke şunları söyledi:

"Biz Kürt sorununun çözümü konusunda 2012 yılından beri çok net bir harita ortaya koyuyoruz, bu haritada herhangi bir değişiklik yok. Bu sorun bir demokrasi sorunudur. Demokrasi sorunu olması nedeniylede çözümünün de demokratik bir şekilde yapılması gerekmektedir. O zaman meşru aktörlerin de demokrasinin en temel platformu olan parlamentoda bu işi çözmesi gerekmektedir. CHP'nin bu görüşünde hiç bir değişiklik yok. Ben de bu görüşü ifade ettim. Parlamento içerisinde kurulacak bir komisyon hani hep bir masadan bahsediyor gerçek masanın parlamento olduğunu anımsatan bir yaklaşıma ihtiyacımız var. 550 milletvekili parlamentoda, en büyük masa orada. Tek masa orada. Bizim bu parlamento içerisinde temsiliyet gösteren bütün partilerin eşit temsil edildiği bir komisyonun kurulması önerimiz var. Bu komisyonun parlamento dışında sivil toplum kuruluşlarını da dahil edecek ortak bir akıl heyeti kurulması ihtiyacı var. O ortak akıl heyetiyle beraber Türkiye'de terörü sonlandıracak, terör örgütünün silahlarını gömmesini sağlayacak. Bu meşru aktörlerin bu yükümlülüğü o terör örgütüne o silahları gömme noktasına getireceği konusunda da önemli uluslararası deneyimler var. Biz parti olarak bu deneyimlere çalıştık. Tekrar ediyorum mesela tamamen parlamentoda ve meşru aktörlerle çözülebilecek bir meseledir. Biz de bu görüşümüz dışında herhangi bir görüş ifade etmedik."