Chp Tbmm Grup Toplantısı
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlGenel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)-"Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bir terör örgütüyle muhattap edersiniz? Bunun sorumlusu kim? Ceza hukukunda bunun adı şu; terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak"-"Bu ülkenin istihbarat birimleri var. Düşünün, bir
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bir terör örgütüyle muhattap edersiniz? Bunun sorumlusu kim? Ceza hukukunda bunun adı şu; terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak. Açıkça söylüyorum; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yöneticileri terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni anayasa süreci ile darbe hukukunun ortadan kaldırılması için CHP’nin talepleri ve hükümete çağrılarını sıraladı.
Mevcut anayasada yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığı ilkesine işaret eden Kılıçdaroğlu, uygar dünyada medyanın da dördüncü güç olarak yer aldığını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na "Gel, dördüncü güç olarak medyayı anayasaya ilave edelim ve medyanın özgürlüğünü koruyalım. Medyanın özgürlüğü bizim için çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında TRT’nin yayınlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Benim vergimle iktidar partisinin şakşakcılığı yapılamaz" dedi.
Diğer televizyon kanallarının yayınları ile ilgili bir eleştiri yapmadıklarını, doğru olduğu sürece bir şey söyleyemeceklerini, yanlışsa da tekzip mekanizmasının kullanılabileceğini bildiren Kılıçdaroğlu, çünkü bu kurumların halkın vergisi ile değil, sahiplerinin parası ile işletildiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "TRT benim ödediğim vergi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine yayın yapıyor. Bu ülkenin kurucu iradesinin aleyhine yayın yapıyor. Sayın Davutoğlu’na da açık çağrımız, TRT’yi de bu rezil durumdan kurtaralım" diye konuştu.
Sosyal devlet ilkesinin önemine de işaret eden Kılıçdaroğlu, iktidarın sosyal devleti güçlendirmek için atacağı adımlara destek vereceklerini belirtti. Aile Sigortası uygulamasının hayata geçirilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, bu düzenlemelerin gerçekleştirilmesi için yeni anayasaya gerek olmadığını da vurguladı.
Hükümetin vatandaşa kaşıkla verdiğini kepçe ile aldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, temel tüketim maddeleri ve ulaşıma gelen zam oranlarını aktardı. İktidarın gücünün fakir fukaraya yettiğini savunan Kılıçdaroğlu, böyle bir sosyal devlet anlayışı olamayacağını söyledi.
-"Açık çek veriyoruz"
Bir ülkeyi dünyada saygın kılan unsurlardan birinin üniversiteleri olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, YÖK'ün kaldırılması, üniversitelerin özerkleştirilmesi, öğrencilerin üniversite yönetiminde söz sahibi olması önerilerinde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Buna anayasa mı engel? Hayır anayasa engel değil. Buna engel olan darbeci zihniyeti savunan siyasi iradedir. Gel kaldıralım. Açık çek veriyoruz" ifadesini kullandı.
Darbe hukukunun etkisiyle yasama organının yürütmenin arka bahçesi haline dönüştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, parlamentonun güçlenmesi gerektiğini söyledi.
"Eğer parlamento, yürütme organının telkinleriyle yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsa, o parlamentoya vatandaş saygı duymaz" diyen Kılıçdaroğlu, bu tabloyu yaratan darbe hukukun değiştirilmesi, parlamentonun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu üç ana unsuru siyasetin odağı haline getirirseniz Türkiye'yi bir süre sonra Ortadoğu batağının içinde görürsünüz. Ortadoğu'daki kavgaların temel nedeni dinin, inancın, kimliğin ve yaşam tarzının siyasete konu edilmesi, siyasi aktörler tarafından acımasızca kullanılmasıdır. Eğer Türkiye gerçekten Ortadoğu'ya Müslüman bir ülke olarak örnek olacaksa laiklik sistemin güçlendirilmesi ile olur. Bu kurallara inanıyorlarsa o zaman yasalarda bununla ilgili düzenlemeleri hemen gerçekleştirelim ve hayata geçirelim."
Kılıçdaroğlu, parlamentonun daha iyi çalışması için İçtüzük değişikliğine ihtiyaç olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, özellikle muhalefetin araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önerilerinin iktidar partisince reddedildiğine dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, "Gelin şu değişikliği yapalım; araştırma komisyonu kurulmasında Meclis'in dörtte bir oyu yeterlidir diyelim" önerisinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"İşin özeti şu; Türkiye'nin aslında bir hükümet rejimi sorunu yok. Türkiye'nin darbe hukukundan kaynaklanan kötü yönetim sorunu var. Bu sorunu çözmek zorundayız. Parlamentoda komisyon kuruldu, üç arkadaşımızı verdik, görüşecekler. Türkiye'yi darbe hukukundan arındırmak istiyorlarsa biz çalışmaya hazırız. Onlara bunu açık ve net gönderdiğimiz mektupta da ifade etti.
200 yıllık bir parlamenter sistem tecrübemiz var. Osmanlı'da da parlamenter sistem vardı, bugün de parlamenter sistem var. Şimdi 200 yılı atalım bir köşeye başka bir sistem getirelim. Kime göre? Hangi tarihi, sosyolojik koşullar bunu öngörüyor? Birisinin isteği üzerine. Bir kişinin isteği üzerine rejim değişmez. Bir kişinin isteği üzerine Hitler, rejimini değiştirdi. Baktılar Almanya'yı felakete sürükledi, Almanlar da vazgeçtiler, parlamenter sisteme döndüler."
Kılıçdaroğlu, insani gelişmişlik listelerindeki en iyi 20 ülkeden 18'inin parlamenter sistem ile yönetildiğini, en kötü 20 ülkeden ise 19'unda başkanlık sistemi olduğunu iddia etti.
-"2002'de Türkiye'de terör sorunu var mıydı?"
Türkiye'nin darbe hukukundan kurtulması kadar önemli bir diğer konunun ise terörle mücadele olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Bu konuda bazı sorular soracağım ve vatandaşlarımızın da aynı soruları kendi vicdanlarına sormalarını istiyorum. 2002'de AKP hükümete geldiğinde Türkiye'de terör sorunu var mıydı? Yoktu. Terörsüz bir Türkiye'yi devraldılar. Hangi iktidarlar döneminde terör örgütü palazlandı ve güçlendi? Son 14 yılda. Terör örgütüyle 'terör sorununu çözeceğim' diye masaya oturan iktidar kimdi? Devletin meşru bir organını, gayri meşru bir örgütle muhattap kılan kimdi? Siz kalkıyorsunuz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni gayri meşru bir terör örgütüyle muhattap ediyorsunuz. Ve dönemin bakanı 'Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni Öcalan ile hesaplaştırdık' diyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü liderine hesap verecek. Vatandaşlarım bunları bilmek ve vicdanlarında sorgulamak zorundadır.
Terör örgütü şehirlerde, ilçelerde silah depolarken, valilere talimat verip 'Aman ha bunlara dokunmayın' diyen kimdi? Erdoğan ve Davutoğlu. Devletin bütün valilerine sesleniyorum, sizin bir günahınız, kabahatiniz yok. Siz, size verilen talimatları yapıyorsunuz. İktidarın değil, devletin valisi olduğunuz sürece bizim sizinle sorunumuz yok. Terörle ilgili olaylarda siyasi otoritenin değil, devletin resmi makamlarının verdiği sözlere biz güveniriz."
Kılıçdaroğlu, CHP olarak, AK Parti iktidarına terörün, izledikleri yolla önlenemeyeceğini söylediklerini, ancak uyarılarının dikkate alınmadığını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına, 'PKK bizi kandırdı' diyen kimdi? Sen çocuk musun? Devleti yönetiyorsun. Senin emrinde devletin bütün organları var. 'PKK bizi kandırdı.' PKK seni kandırıyorsa zaten sen bu ülkeyi yönetemezsin ki yönetemediğin de belli zaten" diye konuştu.
-"O şehitlerin kanları bu adamların yakalarındadır"
"Terör örgütü vergi daireleri kurdu, mahkemeler kurdu, askere alma daireleri kurdu, bunlarda tık yok" diyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Talimat verdiler, 'Kimse dokunmasın bunlara' dediler. Şimdi bedelini bu ülkenin garip şehitleri ödüyor. O şehitlerin kanları bu adamların yakalarındadır.
Acı olanı şu; bu ülkenin istihbarat birimleri var. Düşünün, bir terör örgütü gelecek 17 ülkeye silah yığacak, depolayacak, tüneller kazacak ve siz bunların hiçbirini görmeyeceksiniz. Ne diyorlardı daha önce, 'Biz tek başımıza iktidar olmazsak terör azar, ekonomi çöker.' Şimdi terörün azdığını, ekonominin çöktüğünü görüyoruz, siz de tek başınıza iktidarsınız. 7 Haziran'dan bu yana 180 günde 270 şehit verdik. Son 6 ayda verdiğimiz şehit sayısı son 19 yılın en yüksek seviyesi. Hiçbir yılda bu kadar fazla şehit vermedik. Bunun sorumlusu kim? Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bir terör örgütüyle muhattap edersiniz. Bunun sorumlusu kim? Ceza hukukunda bunun adı şu; terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak. Açıkça söylüyorum; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yöneticileri terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Eminim şimdi diyecekler ki 'Tekrar dava açıyoruz.' Açamazsanız namertsiniz."
- "Biz oraya gidemedik ama..."
Kılıçdaroğlu, konuşmasında iktidarın dış politikasını da eleştirerek, Türkiye'nin Suriye politikasının dünya siyaset tarihine girecek nitelikte olduğunu söyledi. İktidarın dış politikada ne öngördüyse tersinin gerçekleştiğini savunan Kılıçdaroğlu, gelinen noktanın onuruna dokunduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Onların onuruna bile dokunmuyor" dedi.
İktidarın Suriye'deki olayların başında "24 saat içinde Şam'a, Halep'e gideriz" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz oraya gidemedik ama 2,5 milyon Suriyeli geldi, 600 bini de yolda. İşin garip tarafı Süleyman Şah Türbesi'ni bile kaçırmak zorunda kaldık. Bu ayıp bile bu hükümete yeter. Sayın Davutoğlu; 'Gerekirse bütün Suriye halkını Türkiye'ye alırız' diyordu. Yani olaya o kadar hakim. Şimdi 600 bin kişi gelecek, 'Biz kaygılıyız' diyor. Yeni mi uyandın Davutoğlu? Günaydın demek için çok geç değil mi? Akşam günaydın denir mi?" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de "Şamlılar Cephesi" diye bir örgütün olduğunu, Türkiye'nin de bu örgüte destek verdiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu örgüt geçenlerde IŞİD ile oturdu bir sözleşme imzaladı. Şimdi merak ediyorum; IŞİD ile sözleşme imzalayan Şamlılar Cephesi'ne hala siz silah yardımı yapacak mısınız? Türkiye'yi Ortadoğu'da savaşa sokmak bu ülkeye ihanettir. Hele hele başka ülkelerin askerlerini Türkiye'ye getirip, Türkiye üzerinden Suriye'ye göndermek, bu da başka bir ihanettir. CHP olarak biz buna asla izin vermeyeceğiz."
(Bitti)
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol