Binali Yıldırım'dan ''500 bin istihdam'' açıklaması
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlAK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programına konuk oldu. Yıldırım, 'Bir dönemde 500 bin istihdam' açıklamasının detaylarını anlattı.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, CNN Türk canlı yayınında gazeteci Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.
Yıldırım, "Plan tadilatı belediye meclisinin bir numaralı gündemi olmayacak. sözüne ilişkin "Bu 'adamına göre' plan tadilatı olmayacak demek. Ismarlama bir kişiye kazandıracak onu abad edecek planlar benden geçmez. Buna kanımın son damlasına kadar direneceğim. Burada İstanbullulara söz veriyorum, İmar çirkinliğini ortaya çıkaran da bu. Rant olacaksa şehrin tamamının bu ranttan yararlanması lazım. Ancak bunda eğitimle sağlıkla sporla herkesi ilgilendiren konular varsa bunu ayrı tutmamız lazım." açıklamasında bulundu.
İşte Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları:
YORGUNLUK VAR MI?
Yoğun bir kampanya oluyor. yorgunluk yok desek yanlış olur. Sahadan gayet memnunum çok iyi gidiyor. Gittikçe daha fazla ilgi daha fazla katılım görüyorum. Aynı anda sekiz tane telefon kalkıyor “Buraya bak buraya bak” döndüre döndüre boyun fıtığı oldum. İnsanlarla ilgili herhangi bir konu olduğu zaman akan sular durur.
(Her şeyi soracağım bu akşam) Ne sorarsan sor. Ayakkabı numaramı bile sorabilirsin.
(Sizi biraz sıkıştıracağım ama...) Canın sağ olsun…
HDP TARTIŞMASI
HDP ve Kürt seçmenler işini birbirinden ayırt etmek gerekir.
Kürtlerin oyunun tamamına sanki HDP sahipmiş gibi konuşmayacağız.
Geçmiş seçimlere bakalım; biz Güneydoğu'da biz bazı illerde ikinci partiyiz bazı illerde birinci partiyiz.
"İSTANBUL'UN TAMAMININ ADAYIYIM"
Bazı Kürt vatandaşlarımız HDP’ye oy veriyor, sorun yok verebilir ama koca İstanbul’da seçimleri getirip HDP’ye sıkıştırmak İstanbul’a haksızlık olur. HDP’ye oy veren Kürt seçmenden de ben oy alacağım. Onun da İstanbul’un geleceği için düşünceleri kaygılar var. Ama her şeyden önce HDP aday göstermedi. Ben İstanbulluların tamamının adayıyım. HDP, CHP, MHP; AK Parti… Bütün partilere oy verecek İstanbulluların adayıyım. Çünkü ben İstanbul’un seçimi için buradayım.
"BEN BUNU ETİK BULMUYORUM"
(Söyleminizi İstanbul ile daraltıyor musunuz?) Aksine doğru yere koyuyorum. İstanbul’un yöneticilerini seçeceksek seçimlerde bunu konuşmamız gerekir İstanbul’da ben de bunu yapıyorum.
(HDP eş genel başkanı Sezai Temelli, sanki HDP’ye oy veren seçmenler CHP’ye oy verecekmiş gibi CHP adayını HDP oylarıyla seçilmiş olacak diye uyardı. Biz de şöyle bir izlenim doğuyor, sanki ‘HDP seçmeni CHP’ye oy verecek?’ buna katılıyor musunuz?) Bu yönlendirme yapılıyor. CHP ve HDP tarafından da yapılıyor. Altında bir de uyarı var. ‘Kazanamazsanız sebebini söylüyorum’ diyor. Ben de diyorum ki o halde HDP seçmeni Kürt seçmen bu şehirde yaşayan bu şehrin geleceğini düşünen herkes partisini tercihini ertelesin, genel seçimlere bıraksın. Ama İstanbul’un seçiminde beraber yol alalım. Çünkü İstanbul bizim evimiz işimiz ortak geleceğimiz. Bu yeterince bir sebep değil mi?
(Bunu ancak ben yaparım’ mı diyorsunuz?) Öyle bir iddiam var. Bu iddia boş bir iddia değil. 16 yıllık tecrübe var. HDP veya başka bir seçmeni bir yere masa başında oturup oylarını pazarlamak… Ben bunu etik bulmuyorum. Onun ötesinde o insanlara karşı bir saygısızlık olarak görüyorum.
(‘Binali Yıldırım’ isteksiz iddiaları) Siz buna inanıyor musunuz? Benim tabiatım öyledir sakinimdir. Ağır konuşurum soyadım gibi iş yaparım. Bana hiçbir kimse hiçbir şartta istemediğim bir şeyi yaptıramadı. Adaylığa kendim karar verdim ve çok da istekliyim.
'İSTANBUL BİR BAŞBAKANLIK GİBİ BİR YERDİR'
Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı'ndan sonra belediye başkanlığına aday oldunuz) Meclis Başkanlığı’nda önemli işler yaptık ama gördüm ki geçmiş yaşamım boyunca yaptıklarım dikkate alındığında orası benim için daha uzun süre götürülecek bir yer değil. Ben sokakta hep oldum. Ben her yerde mutlaka ‘bir hizmet, bir üretim, bir iş vatandaşın hayatı nasıl kolaylaştırılır’ onun için uğraştım. Meclis Başkanlığı’nda bunu yapamazsınız. Başbakanlık da kalktı, icraat yapacak bir tek burası kaldı. İstanbul bir başbakanlık gibi bir yerdir. İstanbul’u bir şehir gibi düşünmeyin. İstanbul bütün şehirlerin temsilcilerinin olduğu bir yer. Türkiye nüfusunun yüzde yirmisi burada. Vergilerin yarısını İstanbul topluyor. İhracatın yüzde 45’ini yapıyor.
"İSTANBUL’A 220 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPILDI"
(Sizin hiç 16 yıllık süreç içinde “Ben İstanbul’da başkan olsam şunları yapardım” dediğiniz oldu mu?) Bakmadım ama Türkiye’ye aynı gözle baktım. O fotoğrafın içinde İstanbul da vardı. Ben belediye başkanı olmadan dahi İstanbul’a 220 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Bunların büyük kısmı bizim projelerimiz. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, hızlı tren, dünyanın en büyük havalimanı. Bunlar hep son 10 yılda yapılan projeler ve İstanbul’un projeleri.
"İSTANBUL “4.0”DA BİZİM DÖNEMİMİZDE OLACAK"
(Sizin farkınız ne olabilir? Nasıl bir fark ortaya koymayı düşünüyorsunuz?) Bu geçen 25 yıl bizim dönemimiz. 1994’te İstanbul ne haldeydi. Yollar çamurdu, çukurdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği had safhadaydı, su sorunu vardı. Bunlar yaşamsal hizmetler. Buna “İstanbul 0.0” diyorum. Recep Tayyip Erdoğan gelince bu sorunları halletti. İnsanlar nefes almaya başladı. Onun döneminde sonra sosyal belediyecilik başladı. Destekler verildi. Üçüncü adımda buna da “İstanbul 2.0” diyoruz. İstanbul “3.0”a geliyoruz. İstanbul’da gittikçe ağırlaşan yeni ihtiyaçlar doğdu. Marmaray Avrasya Tüneli buna da “3.0” diyoruz. Nedir bunlar? Trafik sorunun çözülmesi, yeşil alanların artırılması, otopark ihtiyacı. İstanbul “4.0”da bizim dönemimizde olacak. İstanbul “4.0”da ne olacak? Alt yapı tamam ama alt yapıda bir eksikliğimiz var… Akıl yolları henüz yapılmadı.
"HAKKARİ NEYSE İSTANBUL DA AYNI ŞEY"
Son 15 yılda bilgi teknolojilerinde çok büyük gelişmeler oldu. Bütün Türkiye’yi geniş bant ağlarla donattık iletişim gelişti. Bir gerçeği görelim; Türkiye son 16 yılda alt yapıda dünyada 39. Sıradan 9. sıraya yükseldi. Bu muazzam bir şey. Bütün dünyada konuşulan bir şey. Hakkari neyse İstanbul da aynı şey.
İstanbul “4.0”ın anlamı akıllı şehir yönetimi. Yani bilişimle teknolojiyle İstanbul’u yönetmek. İstanbul’un elinde her gün toplanan 30 milyon veri var. Bunları analiz etmemiz lazım. Bir teknoloji merkezi kuruyoruz bu veriler analiz edilecek.
"OTONOM METROBÜS GETİRECEĞİZ"
İstanbul’a da sürücüsüz araçlar gelecek. Üsküdar Ümraniye metrosunda sürücü yok. Bundan sonra yapılacaklar da öyle. İnsan elinin değdi yerlerde manuel olduğu zaman siz bir kurguyu bozabiliyorsunuz. Bu dezavantaj olabiliyor. Otonom metrobüs getireceğiz. İki kata birbiriyle haberleşecek gidiş mesafelerini bile ayarlayacaklar. Durağa aynı anda girecekler. Bir anda dolup boşalacak sıkışıklık olmayacak. İstanbul’un davranışlarına alışkanlıklarına göre İstanbulluların ihtiyaçlarını belirleyip buna göre harekete geçmek bir tarafı da bu.
Akıllı şehirde özellikle geleceğin mesleklerinin öğretilmesi var. Yapay zeka kodlama üç boyutlu yazıcılar bunlar hayatımıza girmeye başladı. Bildiğimiz mesleklerin yarısı önümüzdeki 20 yılda yok olacak. Yeni meslekler gelecek. Bu mesleklere gençlerimizi hazırlayacağız. Gençler de yaşlıları hazırlayacak. Akıllı şehir kısacası insan zekasını kullanarak insanın zaman olarak üstesinden gelemeyeceği bir sürü veriyi değerlendirip ona göre şehrin beklentilerine cevap verecek ve bunu da sorun önümüze gelmeden yapacak.
"BİZ 100 YILDA 700 METRE YAPTIK, ONLAR 420 KM YAPTI"
(1994’ten beri bu şehri sizin anlayışınız yönetiyor. 1994’ten beri yapamadığınızı şimdi mi yapacaksınız? ‘Trafiği çözmediniz, yeşil alan sorununa yol açtınız” bu eleştiriye ne diyorsunuz?) Zaman geçiyor insanların ihtiyaçları değişiyor. Bir sorunu çözüyorsunuz ama hayat orada durmuyor hayat devam ediyor. Şimdi çöpü konuşuyor musunuz? Biriken sorunlar çözüldü, şimdi geleceğin ihtiyaçlarını planlıyoruz. Bir şey yapılmadı değil, yapıldı. 45 km raylı sistem 233 km’ye çıktı. Ama şunu unutmayın; biz raylı sisteme Londra’yla birlikte başladık. Sultan Abdulhamid zamanında kazmayı vurduk. Biz 100 yılda Karaköy’den Tünel’e 700 metre yaptık, onlar 420 km yaptı. Gecikmenin bize ne kadar büyük bir maliyet getirdiğini anlatmak istiyorum.
Hayat devam ediyor ihtiyaçlar devam ediyor. Geçmişte hatalı işler yapılmadı mı, yapıldı. Cumhurbaşkanımız çıktı dürüstçe dedi ki “Biz imar işlerinde yanlış yaptık, dikey mimariye izin vermeyecektik” dedi. Özeleştiri olmadan ilerleme olmaz.
“BUNA KANIMIN SON DAMLASINA KADAR DİRENECEĞİM”
(“Ben belediye başkanı olursam plan tadilatı belediye meclisinin bir numaralı gündemi olmayacak” diyorsunuz. Bu ne demek?) 'Adamına göre' plan tadilatı olmayacak demek. Ismarlama bir kişiye kazandıracak onu abad edecek planlar benden geçmez. Buna kanımın son damlasına kadar direneceğim. Burada İstanbullulara söz veriyorum, İmar çirkinliğini ortaya çıkaran da bu. Rant olacaksa şehrin tamamının bu ranttan yararlanması lazım. Ancak bunda eğitimle sağlıkla sporla herkesi ilgilendiren konular varsa bunu ayrı tutmamız lazım. İmar kirliliği de dikey mimari de bu yüzden oluyor.
500 BİN İSTİHDAM AÇIKLAMASI
(Şehrin ekonomisine katkı sağlayacak bazı unsurlar açıklıyorsunuz. 'Bir dönemde 500 bin istihdam' diyorsunuz. Ne yapacaksınız, belediyeye işçi mi alacaksınız?) Yok… Öyle bir şey yaparsak maaş bile ödeyemeyiz. 4.0 belediyeciliğinde üretim, turizm ve istihdam. Mesela yeni İstanbul havalimanı tam devreye girdiğinde 225 bin kişi doğrudan çalışacak. İstanbul’un milli gelir içindeki payı yüzde 31. Yani 232 milyar dolar… 5 yıl sonra biz bunu 300 milyar dolara çıkartacağız.
2017’yi bir hatırlayın, ben Başbakandım, 2016 sonunda Trump seçildi. Bir sürü senaryolar yazıldı, ‘Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz olacak’ diye. Ama öyle olmadı, biz 7.4 büyüdük. Biz dar boğazları gördük ve seri halde tedbir aldık. Bunun İstanbul ile bağlantısı şu; Ben istihdam oluşturmada ekonomiyi büyümede Türkiye ölçeğinde yaptık bunu burada da yapacağız. Zaten ekonomik sıkıntımız var bunu aşmamız lazım.
İstanbul’un ekonomisini büyüttüğümüz zaman burada iş alanları oluşacak. Paranın burada yatacak hali yok. Birincisi turizm, en kolay yolu bu. İstanbul dünyada merak edilen görülmek istenen beşinci büyük şehir. Sağlık hizmetlerinin en iyi verildiği dünyada en iyi beşinci şehir. İstanbul’a gelen bir kişi 650 dolar harcıyor. Atatürk Havalimanı’nı kaldırdık, bir kısmını millet bahçesi, geri kalanını Avrupa’nın sayılı fuar ve kongre merkezi, haline getiriyoruz. Avrupa’ya her yıl fuarlar için 50 milyon kişi gidiyor. Bu iş için ideal bir yer. Bu 50 milyonun biz yüzde 10’una talibiz. Fuar ziyaretçileri ortalama 1500 dolar harcıyor. İnsanlar buraya gelece hem iş bağlantısı yapacaklar hem de İstanbul’u gezecekler.
5 milyon kişi İstanbul’a 7,5 milyar dolar katma değer katar. Bir turist geldiğinde 28 sektör hareketleniyor.
Binali Yıldırım: 5 yılda 500 bin kişiye iş
(Peki bu kadar güzel bir şey neden bu zamana kadar yapılmadı?) O zaman Binali Yıldırım yoktu ki. Ne bileyim ben. Ben ne yapacağımı anlatıyorum, her insanın bir yoğurt yiyişi var. Bu da bizim İstanbul vizyonumuz. Tepeden tırnağa hizmet sektöründe hareketlenme olacak.
İkincisi deniz turizmi. Ortasından deniz geçen başka şehir yok.
Marmaray istasyonun yanına Avrupa’nın en büyük arkeoloji müzesini yapıyoruz. Gelenler burayı da görecek. Yenikapı’da büyük bir kruvaziyer liman bir de Salı pazarında zaten yapılıyor bunlarla deniz turizmiyle gelenler gelecek yukarıya çıkartacağız. Sultanahmet’i Ayasofya’yı gelecekler, görecekler, alışverişlerini yapıp gemilerine dönecekler.
Yıllık 5 yıl için 800 bin turist hedefimiz. Bunlar çok yüksek gelirli turistler.
Bir de sağlık turizmi. İstanbul’da şu anda 39 bin nitelikli yatak var. Sağlık turizminde İstanbul müthiş bir potansiyeli var.
Belediyenin yapacağı iş şu. Sağlık turizminin önünde engeller var. Bunların ortadan kalması belediyenin işi.
Bir başka şey eğitim… İstanbul’un 1 milyon öğrencisi 61 üniversitesi var. Bunların bir kısmı başka ülkelerden gelen öğrenci olsa ne olur? Dört sene burada kalacak. İstanbul dünyanın bölgesel olarak en kısa sürede en fazla ulaşılan yeri. 3,5 saatte İstanbul’dan 56 ülkeye gidebiliyorsunuz. 1,5 milyar nüfusa hitap eden ve yıllık 30 triyon dolarlık büyüklüğe sahip bir bölgeye 3,5 saatte gidiyorsunuz. Bayrak taşıyıcı bir markamız var THY…
Bayrampaşa’ya bir teknoloji üssü kuruyoruz. Girişimci gençlerle sermaye sahiplerini bir araya getireceğiz. Fikir benden sermaye senden. İş adamlarının da zımba gibi yetişmiş gençlerin de işine geliyor. Bizim de işimize geliyor.
Belediyeden 500 milyon dolar kaynak ayıracağız. İş yapmak isteyen gençlere kaynak oluşturacağız.
Katma değeri yüksek Tuzla’da biyoteknoloji… Geleceğin ilaçlarını üretmek. Belediyenin bütçesi kadar bir parayı pekala burada yapabiliriz. İlaç aşı serum yeni nesil kanser ilaçları. Aklınıza ne gelirse. Bunları yapabilecek alt yapımız var. Bu merkez bir ‘kümelenme merkezi’ olacak. Burada doğrudan dolaylı 60 bin kişi çalışacak. Biz araziyi vereceğiz onlar yapacaklar.
TRAFİK SORUNU
Sürdürülebilir katlanılabilir akan bir trafik vaadi veriyorum İstanbul’a. 5 sene içinde kademe kademe bunu başaracağız. İş çıkış ve iş gidiş saatleri olmak üzere trafik akacak. Dur-kalkların en asgari düzeyde olduğu, trafik akacak. Çok basit hemen anlatayım. Bunu Türkiye’de yaptım, İstanbul’da da hayli hayli yaparım.
Marmaray Avrasya, Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmasaydı İstanbul’un trafik sorunun bir düşünün. Bütün kamyonlar otobüsler 2. Köprüden gidiyordu. Ama araç sayısı artıyor. 285 kilometre önümüzdeki 5 yıl içinde yeni metro ağı yapılacak toplam 518 km’ye çıkacak. İkinci dönem için 1100’e çıkıyor bu. Ne olacak? Bu olduğunda raylı sistemin payı şu anda yüzde 18. Yüzde 48’e çıkacak. Yüzde 30 artış… Tersinden oku, yüzde 30 karayolunda azalma.
İstanbul’da yaşam alanı Marmara Denizi’nden kuzeye doğru 20 kilometrede var. O halde bu bölgede yaşayan nüfus yüzde 85’ini oluşturuyor. Bu metroları yaptığımızda İstanbul nüfusu 10 dakikada bir metro istasyonuna rastlamış olacak. Sokaklar otopark olarak kullanılıyor. Hedefimiz 243 bin aracı sokaklardan almak. Otopark noktalarının bütün detayları çalışıldı. 243 / 5… Her yıl 50 binlik otopark yapacağız.
Belediye otobüsü ihtiyacı var, 1800 kadar otobüse… Bunlar yapılıncaya kadar bazı bölgelere besleme hatları… İnsanlar gideceği noktaya en rahat şekilde gitmesi lazım. Bu bir kombine taşımacılıktır. Entegrasyon sağlanacak. Ondan daha önemlisi trafiğin akıllı bir sistemle yönetilmesi. Akıllı şehir bağlamında özel bir merkez olacak. Bu merkezde trafik 7 gün 24 saat yönetilecek. Şu anda izleniyor. Otomasyona dönüştürülecek. Yönetilecek. İnisiyatif kullanacak. Bu bir optimizasyon işi. Anlık ihtiyaca göre dinamik trafik yönetim sisteminin devreye girmesi lazım. Bir de kullanıcılara bir yol asistanı var. Size alternatifleri verecek. Cep telefonunuza bilgiler akacak sürekli.
"İSTANBUL’UN NÜFUSU ARTMAYACAK"
(Nüfus ne olacak?) Bizim öngörümüz İstanbul’un nüfusu artmayacak. Doygunluk noktasına geldi artık. Geçen yıl ilk defa azaldı. İstanbul’a yaptığımız işler İstanbul’un ekonomiye katkı sağlayacak. Ama nüfusu artırmayacak. İstanbul nispeten pahalı bir şehir olacak. Çevrede yakın şehirler varken neden İstanbul’a gelecek? İstanbul’a gelmeyi teşvik edecek işler yaparsanız gelir. İstanbul’da yaşayanlar burada yapılan yatırımlarda çalışacak dışarıdan gelmeyecek.
(Rakibinizin vaatlerine bakıyor musunuz? Süt parası var, yeni evlenenlere destek parası var?) Ben bir yorum yapmayayım. Parası varsa versin. Şu gün polemik günü değil. İstanbullunun gerçek bir umuda morale ihtiyacı var. İstanbullu faydalı şeyler söylensin istiyor.
(Şehre olan aidiyet nasıl sağlanacak?) Burası doyduğumuz yer. İzmir’de 1,5 yıl sonra nereden gelirse gelsin herkes 'İzmirliyim' diyor. İstanbulluluk zihinlerde eskiden kalan ekalliyet akla geliyor. Anadolu’dan gelenler kendilerini İstanbulluluk yerine kendi memleketinin kimliğini yaşayarak burada tutunmuşlar. Bu eskiden lazımdı. Şehrin bütün konularını bu şehri paylaşan insanlarla konuşarak sorumluluk almalarını sağlayarak şehir kimliğini oluşturmamız lazım.
(Yeşil alan konusunda nasıl bir fark göreceğim?) Bugünkü yeşil alan miktarının yüzde 50 fazlasını göreceğiz. 55 milyon metrekare fazla yeşil alan olacak.
"P200" dediğimiz en az 200-300 metrekarelik küçük parklar yapacağız çocuklar için. Kamuya ait yer varsa oraya yapacağız gerekirse kamulaştırıp yapacağız. 961 mahalle var 961 park yapacağız. Biraz daha ölçekte semt parkları olacak. Bir adım daha büyük millet bahçelerine gidecekleri sonrasında da yeşil koridorlar olacak. Silivri’den tuzlaya kadar 20 tane dere var. Dereleri tekrar hayata döndürüyoruz. Derelerin etrafında yürüyüş yolları yeşil alanlar bisiklet yolları olacak. Hem yeşil alan oluşturuyoruz hem de taşkınlara engel oluyoruz. En az yarısını yapacağız. İstanbul’un acil olarak deprem toplanma yerlerine ihtiyacı var. Bunlar o ihtiyacı da görecek.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol