Beşiktaş Belediyesi'nden bir ilk daha

Beşiktaş Belediyesi'nden bir ilk daha

Beşiktaş Belediyesi'nde taşeron işçilerle toplu iş sözleşmesi imzalandı ve 240 işçi sendikal haklarına kavuştu.

Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Genel-İş Sendikası ile yapılan toplu iş sözleşmesinde taşeron işçilere müjde üstüne müjde verdi. Başkan Hazinedar, taşeronu kaldıracağını, sendikal hakların kazandırılacağını, işçilerin mesai ücretlerini alacağının müjdesini verdi.

Beşiktaş Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ile taşeron firma arasında imzalan toplu iş sözleşmesi ile 240 işçi sendikal haklarına kavuştu. Törene Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel-İş Sendikası Yönetim kurulu Başkanı Remzi Çalışkan, çok sayıda işçi ve vatandaş katıldı. Törende kısa bir açıklama yapan Kani Beko, “Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Beşiktaş Belediyesinde iş barışını sağlayan, toplu iş sözleşmesinde emeği geçen belediye başkanımıza, genel başkanımıza, yöneticilerimize ve temsilcilerimize teşekkür ederim. Ulusal istihdam stratejisi, işçi kardeşlerimizi köle yerine koyup sömürüyorlar. Çağ dışı bir çalışma sistemi getirmek istiyorlar. Taşeron işçilerin çalışmış olduğu iş yerlerinde iş kazalarının yüzde 94. bu sahalarda yaşanıyor.  2003’ten bu yana 17 bin taşeron işçi hayatını kaybetti. Biz her zaman barıştan yana tarafız. 64. hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın düzenlediği 11. Çalışma Meclisi toplantısında taleplerimizi Disk olarak açıkça söyledik.  İşçilere sosyal hak talebimiz vardı. Kıdem tazminatlarını kimseye yedirmeyeceğimizi önümüzdeki dönem yapacağımız mitinglerle, yürüyüşlerle bir daha göstereceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Ve burada bugün imzalanacak olan iş sözleşmesinden dolayı emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

BAŞKAN HAZİNEDAR’DAN MÜJDE VE MESAJ!

Kani Beko’nun ardından konuşma yapan Başkan Hazinedar, “Taşeron firma ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü arasındaki toplu iş sözleşmesi törenine hoş geldiniz. Taşeron kelimesini özellikle kullandım. Artık Beşiktaş Belediyesi’nde önümüzdeki dönem taşeronu hep kaldıracağız. Türkiye’nin yeni bir anlayışı yeni bir zihniyete ihtiyacı var. Milletin emanetini taşıyan iktidarla olur. Soma’da olanları da iş kazalarında olanları da işçiye yüklemek hiç ama hiç mümkün değil. İşçi zaten gariban, işçi işverenin talimatlarını alarak işini kaybetmemek için o talimatları yapmak zorunda kalıyor. O yüzden hukuksal alt yapıyı iyi oluşturmamız gerekiyor. Beşiktaş’ın derdi özgürlükçü demokratik topluma katkıda bulunmaktır. Bu değerleri Beşiktaş’tan İstanbul’a İstanbul’dan tüm Türkiye’ye aktarmak zorundayız. Herkes kendi ölçeğinde sorumluğunu yerine getirerek bu değerlere sahip çıkacak. Değerlere sahip çıkmak çok önemlidir. DİSK’i büyütmenin yolu ortaktır. Siz büyümezseniz biz büyüyemeyiz. Biz neden taşeron sistemini eleştiriyoruz, çünkü sendikal örgütlenme yok. Sendikal örgütlenme olsa zaten sıkıntı olmaz. Kamuda olan hakların orada da olsa sıkıntı olur mu olmaz. Asıl hedef hakların korunmasıdır. Gelişen teknoloji dünyada taşeron sistemini tam olarak yok etmeye izin vermez. Kurumlar zaman zaman satın alam yapabilir ama öyle bir hukuki çalışmalar yapmalıyız ki herkesin hakkını savunabilelim. Her sisteme giren o çerçevenin altına girebilmeli. Kurumlar herkesi bünyesine katamayabiliyor mesela biz teknik destek alıyoruz bilgisayar sistemleri için. Orada da taşeron sistemini kullanıyoruz. Başka çaremiz yok. O kadar insanı istihdam edemeyiz. Zaten paralel bir yapı var içeride. Sadece paralel yapı AK Parti belediyelerinde yok. Bizim de var paralelimiz. Parti üzerinden kendi menfaatlerini düşündüğü için partiye gelen, nüfus eden bir yapı var. Bunlara gereken işlemi yapacağım. Hep beraber sendikal harekete destek olacağız.  O nedenle hedefimiz bu 5 yıllık plan dahilinde diğer taşeron işçilerimiz için de önemli adımlar atmak istiyoruz. İşçileri sendikal örgütlenme konusunda ben yönetecek değilim. Ama bir sorunumuz var. Ekonomik güç. Geçen yıl verdiğimiz toplu iş sözleşmelerinde ve diğer taşeron işçilere de biz geldiğimiz zaman temizlik işçileri de dahil yüzde 50 oranına varan artışlar yaptık. İhaleyi alan firma bize karşı çıktı. Siz ne yapıyorsunuz bizim tüm İstanbul da işçilerimiz var. Tüm İstanbul’un sistemini bozuyorsunuz dedi. 

Araç ihalesinde de yüzde 40-50 arası bir artış yaptık. Biz gelene kadar bu kurumda insanlar asgari ücretten çalışıyordu. Şu anda Beşiktaş belediyesinde hiçbir birimde asgari ücretle çalışan işçi yoktur. Net 1500 liradan aşağı maaş alan çalışan yoktur. Bu yeterli değildir. Bunun bizde farkındayız. Ancak bu verdiğimiz maaşlar nedeniyle bütçemizde ciddi bir açık var. Sadece sendikal işçiler ve taşeron işçilerle bir savaş vermiyoruz.  Ben sizin her zaman emrinizdeyim. 

Biz taşeron işçilerle olan ifadelerimizi bir yıl önce kullandık. İlk imzamızı geçen yıl bir taşeron şirketle attık. O imzada bende tarafım. Sizi şirket ilgilendirmiyor. Devlette taşeron işçilerin şartları ile ilgili bir düzenleme getirmeye başlamış. Böyle bir süreç başladı. Her işçi için geçerli olmasa da teknik kadro da çok önemli sayıda kadro verilecek. 

Geçen yıl toplu iş sözleşmesini imzaladıktan sonra iş verimliliğinde bir düşüş oldu. Taşeron sistemden toplu iş sözleşmesine geçecek çalışma arkadaşlarımızın geleceğini siz temsil ediyorsunuz. Burada ki başarı onların da önünü açacaktır. Sendikal örgütlenme başarısızlık için değil, başarı için bir araç olabilir. Sadece iş güvenliği açısından değil, hizmetin kalitesi açısından da bir araç olmak zorundadır. Toplu iş sözleşmelerinin böylesi kutlu bir şekilde imzalanıyor olması bunun en önemli simgesidir. Yeni dönemde iş verimliliğinde ki azalmanın olmaması için her sektörde verimlilik analizi yapıyoruz. Şikâyetleri takip ediyoruz. Amacımız başarılı olmak ve birlikte bu yolda yürümektir.  Bugün şu anda 240 işçimiz ile toplu iş sözleşmesini imzalıyoruz. Toplu iş sözleşmelerinde işçilerimiz yeni haklar elde etti. Çalışma günü Pazar gününe denk gelen işçi arkadaşlarımıza ek mesai ücreti de ilave edilecektir” dedi.