Bakan Soylu açıkladı: Kaç Suriyeli oy kullanabilecek ?

Güncelleme:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı canlı yayında "211 bin Suriyeliye vatandaşlık verildi. 120 bini de oy kullanacak" dedi. Ayrıca, Soylu "1 milyon Suriyelinin geri dönüşünü temin edebilme hazırlığındayız" şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulundu, soruları cevaplandırdı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Suriyeli sığınmacılarla ilgili "Elbette kendi ülkelerine dönecekler" ifadelerini kullanan Soylu, 2023 seçimleri yaklaşırken merak edilen Suriyeli seçmen sayısını da açıkladı.

Bakan Soylu, şunları söyledi:

“Türkiye’ye bir tek şey sormak istiyorum. ABD son üç yılda PYD’ye 2 milyar dolar niye yardım eder? ‘Acaba Türkler ile Kürtler arasında bir şey oluşturabilir miyiz, Sünnilerle Aleviler arasında bir süreç oluşturabilir miyiz’ diye uğraşıyorlar. Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor. Bunu zayıfsanız yersiniz.

2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık ülkede size bir oyun kurabilirler. Bunu anlarsınız ama ses çıkarmazsınız. Türkiye’nin 21. yüzyıl öncesi tablosu buydu. 21. yüzyılın başında tam bu fay hatları tetiklenen bir Türkiye’de geldik.

Türkiye, Türk-Kürt meselesi üzerinden Türkiye’yi zayıflatmaya çalışanlara tam da bu medeniyete, coğrafyaya yakışan bir anlayış ortaya koydu ve devam ettiriyor.

İkinci mesele, Alevi-Sünni meselesi, üçüncü mesele laik-anti laik meselesi. Türkiye bunu da çözdü. Türkiye 28 Şubat gibi tamamen bu ülkenin yapısına uygun olmayan, postmodern diye tanımlanan bir darbenin sonrasını bir millet olarak iyi yönetti. Toplumun tamamıyla iyi yönetti.

Batı çalışma grupları, fişlemeler, insanların ayrıştırılması, ötekileştirilmesi bu millet 2002’de oyunu kullanarak tam da bu anlayışa itiraz eden bir zihniyeti iktidara taşıdı. Bugün Türkiye’de böyle bir tartışma yok. Kimsenin ‘benim yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz’ diye bir tartışması yok.

Üçüncüsü Alevi-Sünni meselesi: 2008-2010 arası bu ülkenin o gün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri zaman tetikleyebileceklerini düşündükleri üçüncü fay hattına da 2008’den itibaren ki belediye başkanlığı döneminde de aynı anlayışı aynı mantığı ortaya koyarak devam etti.

Siz de siyaset yapsanız, değiştirsek koltukları, siz de buradan başlarsınız. Çünkü eğer bunu mağlup ederseniz diğer meseleleri mağlup ederseniz. Bu ülkede herkes ‘ben Kürdüm’ diyebiliyor mu? Kimsenin böyle bir endişesi söz konusu mu? Bugün insanlar kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır.

Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var. Babası dede olan emniyet müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.

SURİYELİ SIĞINMACILAR TARTIŞMASI

2011’de başladığı zaman biz bu sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmedik.

Biz insaniliğimizden, komşuluğumuzdan, o insanların karşı karşıya kaldığı zulümden, süreçlerden ayrı bir düşünce içinde olamayız. Bu insanlar kendi ülkelerine dönmeyecekler mi? Elbette ki dönecekler fakat şu anda nereye dönebilirler? PYD’nin etkin olduğu bölgelere mi dönebilirler? Şu anda rejimin sürekli bombaladığı yerlere mi dönebilirler? Türkiye uzun zamandır bu süreci de bir politikayla yönetiyor.

ANKARA ŞAM’LA DİYALOG KURACAK MI?

Bu işin bu meselenin bu noktaya gelmesinden önce böyle bir değerlendirme yapmak, kimin hangi seviyede yaklaşabileceği, hangi adımları atabileceğini görmeden böyle bir değerlendirme yapmak çok kolay değildir, erkendir de. Onun ötesinde bizim sorumluluklarımız var. İnsani sorumluluklarımız var, komşuluk sorumluluklarımız var. Biz o insanları ölüme terk edemeyiz, ölüme itemeyiz.

Bizim harekat yaptığımız bölgelerde, o hatta toplam 6 milyon insan yaşıyor. O İnsanlar kime itimat ediyor, kime güveniyorlar? Hayat orada daha öncekinden çok daha normale döndü. Sanayisi, ticareti, ekonomisi, eğitimi ,sağlığı, tarımı, üretimi var.

AZEZ’DEKİ BAYRAK YAKMA GİRİŞİMİ

Biz o bölgeyi avucumuzun içi gibi biliyoruz. Kimin eli kimin cebinde, kimin hangi provokatif eylemi yapmaya çalıştığını da biliyoruz. Hem MİT’in hem emniyet, jandarma ve TSK’nın bilgisi en üst düzeyde.

Tekrar söylüyorum, ABD, PYD’ye 2 milyar dolar yardım çıkartıyor. Bunu orada rahat bırakır mı? Kendi kafasına koyduğu projeyi, oyunu kurmadan bizim bu insanların kendi ülkelerinde rahat bir şekilde yaşamalarına yönelik adımları atmamıza müsaade eder mi?

SURİYELİ SIĞINMACILARIN GERİ DÖNÜŞÜ

Türkiye’de 3 milyon 650 bin Suriyeli kardeşimiz var. 3 milyon 222 bin mülteci var. 1 milyon 400 bin de ikametli var. 517 bin Suriyeli şu ana kadar gönüllü geri döndü. Güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşün altyapısını da hazırlıyoruz. 1 milyon 20 bin kişiye sosyal uyum eğitimi verildi.

Cumhurbaşkanımız bir ifadede bulundu, ‘Cerablus, Azez, El-Bab, Resulayn ve Tel Abyad bölgesinde 1 milyon kişinin dönüşünü temin edecek adımlar atacağız’ dedi. Ertesi günden itibaren havan atmaya başladılar öbür taraftan. Yani burada her hamleyi gerçekleştiriyorlar.

Türkiye’de bir provokasyon yapabilirler mi? Güvenlik açısından bana göre Cumhuriyet tarihinin en güçlü zamanındayız. Atak yemeyiz anlamına gelir mi, büyük konuşmamak lazım. Türkiye içerisinde geçmiş izlerden kalan birtakım denemelere girebilirler ama hemen gereğini yerine getirme kabiliyetine haiziz. Suriyeliler içerisinden bir provokasyon oluşturabilirler mi? Böyle bir şey olmaz, kesinlikle olamaz.

Etniklik üzerinden, aynı zamanda ırkçılık üzerinden oluşan meselelerin bir insanlık yoksunluğu olduğunu düşünüyorum. Bizim milletimizin böyle bir medeniyeti yok. Onun için yaklaşık 11 yıldır biz Suriyelilerle birlikte bir kardeşlik mutabakatının nasıl olabileceğini dünyaya göstermiştir.

Türkiye’de 3 milyon 650 bin Suriyeli kardeşimiz var. 3 milyon 222 bin mülteci var. 1 milyon 400 bin de ikametli var. 517 bin Suriyeli şu ana kadar gönüllü geri döndü. Güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşün altyapısını da hazırlıyoruz. 1 milyon 20 bin kişiye sosyal uyum eğitimi verildi. İdlib’de 62 bin briket ev kurduk, yıl sonunda 100 bin 800 eve ulaşacağız.

Briket evlerimizi özellikle bağışlarla yapıyoruz. Fırat Kalkanı bölgesinde ayrıca 6 bin 600 konutun yapımına başladık. 1 milyon Suriyelinin geri dönüşünü temin edebilme hazırlığındayız. Suriye’nin kuzeyinde 200 binden fazla konut yapacağız. Türkiye’de Afgan, Pakistan, Uygur Türkü, Ahıska, Suriyeli, Mısır’dan gelenler, Libya, Lübnan, yani kim varsa devlet olarak bunlarla temas halindeyiz.

Gerek eğitim gerek diğer hizmetler vesilesiyle temas halindeyiz. Hem de bunların oluşturduğu sivil toplum örgütleriyle hep temas halindeyiz. Dünya da bu işi böyle yürütüyor. Aylardan beri bunun toplantılarını gerçekleştiriyoruz. Kim gider, bunun şartları nasıl olur? Burada da bir sistem kuruldu.

VATANDAŞLIK VERİLEN KAÇ SURİYELİ OY KULLANABİLECEK?

Zaten seçmen bilgileri doğum yeri itibariyle bütün siyasi partilere beş yılda iki defa veriliyor. Bu bilgilerde istediğiniz veri madenciliğini yapabilirsiniz. Sanki bu yeni bir şeymiş gibi ‘Ben YSK’dan çok daha fazla bilgiye sahibim’ diyor.

‘YSK’dan çok bilgi var’ deniyorsa suç işleniyor demektir. 120 bin Suriyeli seçmen var. Bunlar kimler? Çok kriterimiz var. Mühendisi, mimarı, doktoru, iyi öğrencisi, sigortalı çalışanı var.

Yani bir ara bir şikayet vardı ya, en iyilerini alıp Avrupa’ya götürüyorlar diye. Türkiye bir çadır devleti değildir. İlk kez de vatandaş yapmıyor. Vatandaş yapmasının kriterleri var, güvenlik soruşturması var, safahatları var. Bunlar da kanunla belirlenmiştir.

211 bin Suriyeliye vatandaşlık verildi. 120 bini de oy kullanabilecek.”

“YEŞİL PASAPORTLARIN 5 YILLIK SÜRESİ OLANLAR VARSA DEĞİŞTİRMESİN”

Soylu, pasaport bekleme sürelerinin uzamasına ilişkin soru üzerine de yeşil pasaport basımında bazı problem yaşandığını, bu konuda çalışıldığını belirtti. 25 Ağustos’ta, bugünkü pasaporttan çok daha güvenli pasaportu üretmeye başlayacaklarını ifade eden Soylu, şunları kaydetti:

“Ama bu ay öbür pasaport devam edecek, bu pasaporttan bu ay 70 bin üreteceğiz, önümüzdeki ay 150 bin üreteceğiz, Aralık ayında tam üretime geçmiş olacağız. Yerli pasaportumuz olmuş olacak. Fakat diğer pasaport da ihtiyacımızı karşılayacağı için aynı şekilde gelecek.

Yeşil pasaporta da buradan yeşil pasaport için müracaat edenlere söylüyorum. Orada biz bir iyileştirme yaptık, belki o iyileştirmeyi zamansız yaptık yani 5 yıldı yeşil pasaportun süresi o 10 yıla çıktı.

10 yıla çıkınca herkes yeşil pasaportun 10 yıllık süresini kullanmak istiyor. Şimdi elinde yeşil pasaportların 5 yıllık süresi olanlar varsa değiştirmesinler yarından itibaren onlardaki süreyi de 10 yıla çıkaracak iyileştirmeyi yapacağız.”

SEÇİM GÜVENLİĞİ TARTIŞMASI

Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

“Parmak boyası olduğu zaman, parmak boyasının Türkiye’sinde galiba ilçe başkanı falan olabilirim. Parmak boyasına neden dönelim?

Elimizde listeler var, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaranız var. Kimlik numarası bunu sağlıyor artık. Bu sadece şüphe oluşturmak için ortaya konan bir süreçtir. Türkiye seçim meselesini iyi yöneten, iyi yürüten bir ülkedir.

KPSS SORUŞTURMASINDA SON DURUM

Devlet Denetleme Kurulu, Ankara Başsavcılığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve MASAK soruşturmayı bir noktaya kadar getirdi. Soruşturmanın nasıl bir süreç içerisinde ilerlediği, hangi noktaya ulaştığı önümüzdeki günlerde açıklanacaktır.”