Bahçeli geri döndü; AHBAP ve BABALA ekibini hedef aldı

Güncelleme:

Deprem bölgesine gitmeyen MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında ortaya çıktı. Bölgede yardıma koşan Haluk Levent'in kurucusu olduğu AHBAP ve Babala TV'nin kurucusu Oğuzhan Uğur da Bahçeli'nin hedefindeydi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından liderler deprem bölgesine ziyaretlerde bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ise deprem bölgesine gitmemesi dikkat çekmişti. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, "MHP nerede?" eleştirilerine yanıt verdi.

7 Şubat'ta attığı tweetten bu yana adeta sessizliğe gömülen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada 2 milyar lira yardım toplayarak bölgeye koşan sanatçı Haluk Levent'e çattı. Bölgede yardıma koşan Babala TV'nin kurucusu Oğuzhan Uğur da Bahçeli'nin hedefindeydi.

Bahçeli "Devletin yapamadığı ne vardır da ahbap'çılar, babala'cılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır. Bu sahtekarların Türk televizyonlarında artık yer almaması lazımdır" dedi.

Felaketin üzerinden 9 gün geçmesine rağmen deprem bölgesine gitmemesi ve sessizliğiyle ilgili eleştirilere de yanıt veren Bahçeli, 'MHP nerede?' diyenleri ciddiye alıp cevap vermeyeceğim" ifadelerini kullandı, deprem bölgelerini ziyaret edeceğini açıkladı.

Bahçeli, ''Bilhassa Cumhurbaşkanımızın deprem bölgesinde olmasından dolayı ben de gelişmeleri Ankara'dan takip ettim. Başkaları gibi şov peşinde değiliz, istismar peşinde değiliz. "Milliyetçi Hareket Partisi nerede?" diye soranları ciddiye alıp cevap verecek değilim ancak yine de bir hatırlatma yapmadan geçmeyeceğim; biz her yerdeyiz..." ifadelerini kullandı. 

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar:

Savaşlara, doğal afetlere, salgın hastalıklara, darbe teşebbüslere, isyan girişimlerine, istiklalimize yönelik menfur suikastlara karşı aynı cephede mücadele ettik. Enkazın üzerinde tepinen utanmazlara her dönemde şahitlik ettik. İnsanlarımız imdat çağrısı yaparken, milletimizin ahları arşı titretirken, afetzedeler hayata tutunmaya çalışırken, vicdan fukaralarını esefle, ibretle izledik. 

Feryadımızdan siyasi rant için çırpınan utanmazlara her dönemde bifasıla şahitlik ettim. Afetzedeler hayata tutunmaya çalışmaya çalışırken kazanç çetelesi tutan vicdan ve insanlık fukaralarını esefle izledik. Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz kuşkusuzdur. Ama yaşadığımız deprem felaketi ne ilk ne de son olacaktır.

Kentleşme politikalarımızı gözden geçirip bina yapılarını yer tutma ve yerleşme stratejilerini doğal afetleri göz önünde bulundurarak yeni baştan değerlendirmeliyiz.

Türk milleti nice badireyi atlatmıştır. Allah yardım ettiği müddetçe bügünkü ağır sıkıntıların üstesinden gelmeyi bilecektir.

Öyle bir felaketle yüz yüzeyiz ki Anadolu levhasının, Arap levhasına göre en az 3 metre hareket ettiği uzmanlarca ifade edilmiştir. Hatay'ın Altınözü ilçesindeki bir zeytin bahçesinde, 200 metre genişliğinde, 400 metre uzunluğunda, 50 metre derinliğinde bir yarık oluşturmuştur. Zelzele bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir. 

Zelzele bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir. Yaşadığımız depremde en az 5 fay segmentinin kırıldığı iddia edilmektedir. Son 100 yılda 27 Aralık 1939 Erzincan depremi 7.9, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi 7.4, 6 Şubat Pazarcık depremi 7.7 ve Elbistan depremi 7.6 olarak gerçekleşmiştir. İkiz depremler 110 bin kilometrekarelik bölgede, 10 ilimizi, 113 ilçemizi, 6514 köyümüzü doğrudan doğruya vurmuştur. Türkiye nüfusunun yüzde 15.7'si, tarımsal alanın yüzde 14.5'i depremin yıkım alanında kalmıştır. Bazı bilim insanları bu ikiz depremin 500 atom bombasına denk geldiğini söylemişlerdir. 6 Şubat ikiz depreminin hakimiyet, hareket alanında bulunan meskun mahaller yerle bir olmuş, şu ana kadar 31 bin 643 kardeşimiz vefat etmiştir. 

Çok net olmasa da 66 bin binadan 12 bin 500'ü çökmüştür.

Neresinden bakarsak bakalım karşımızda belirginleşen tablo kahredici boyutlardadır.

İki el nasıl bir baş içinse, hepimiz depremzede kardeşlerimizle biriz, kenetlenmiş haldeyiz. Yaralarımızı saracağız. Yıkımı telafi edeceğiz. Sadece 10 ilimize değil, Türkiyemizin de üzerine göçen binaları teker teker kaldıracağız. Milletvekillerimizden oluşan bir heyeti derhal afet bölgesine göndermiştim. Teşkilatlarımız devreye girmiştir. Teşkilatlarımız ve ülkü ocaklarımız her türlü mücadeleye destek olmuştur.

Çalışmalarımız AFAD'la koordineli şekilde ifa ve idame edilmiştir. Dava arkadaşlarımız AFAD'ın yardım kampanyasına destek olmuşlardır. Arama kurtarma faaliyetlerine aktif olarak yer aldık. Tam bir haftadır geceli gündüzlü devam eden enkaz kaldırma ve hayat kurtarma mücadelesinde devletimizin gönüllü şekilde yanında olduk. Dava arkadaşlarımız uyumadı, yorulmadı, yılmadı, vazgeçmedi.

"DEVLET NEREDE DİYE SORANLAR..."

Devletimiz ve hükümetimiz en aşağılık karalama ve iftira kampanyalarına aldırış etmeden görevini yaptı.

Sayın Cumhurbaşkanımız depremle yıkıma uğrayan illerde incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla buluştu, acıları paylaştı. Ben de titiz ve hassas kurtarma çalışmalarını meşgul etmemek, Cumhurbaşkanımızın deprem bölgesinde olmasından dolayı gelişmeleri Ankara'dan anbean takip ettim. Başkaları gibi şov peşinde değiliz. Milletimizin yaşadığı her acı bizim acımızdır. 

MHP Genel Başkanı olarak depremden zarar görmüş illerimizi, vatandaşlarımızı ziyaret etmek amacıyla, kararı tatbik etmek için makul bir zaman kollamıştım. O zaman gelmiştir. Milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım. Çalışmaların aksamasına fırsat vermeden illeri ziyaret edeceğim. Devlet yok diyen karakter yoksunları, işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez. 

AHBAP VE BABALA'YI HEDEF ALDI

Dünyanın neresinde olsun bu çaptaki doğal afetle ve yıkıcı etkileriyle başa çıkmak kolay değildir. Devletin ve hükümetin hakkını teslim etmek lazımdır. Devletin yapamadığı ne vardır da ahbap'çılar, babala'cılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır. Hatay'ın Antakya ilçesinde baraj patladı iddiasını yayanlar afet bölgesinde neyin peşindedir. Ahbapçılar, Babalacılar,Bu sahtekarların Türk televizyonlarında artık yer almaması lazımdır. Devleti acz içinde gösterircesine sosyal medyaya üşüşenler bindikleri dalı kestiklerini ne zaman anlayacaklardır? Yardım ve desteklerin AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur.