Ali Babacan masada neler yaşandığını anlattı: Biraz yaralayıcı üslup vardı.

Güncelleme:

Ali Babacan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkıp 6'lı Masa'dan 3 günlüğüne ayrılmasının perde arkasını anlattı.

6'lı Masa, tartışmalarla geçen sürecin ardından cumhurbaşkanı adaylarını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olarak duyurdu. Adayın netleştiği son döneme İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in tavrı damga vurdu. İlk başta Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkıp masadan kalkan Akşener, yoğun geçen görüşme trafiğinin ardından son toplantıya katıldı.

 PERDE ARKASINI CANLI YAYINDA AÇIKLADI
Akşener'in masadan kalktığı sürecin perde arkasını Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan anlattı. Habertürk yayınına katılan Babacan, Akşener'in itirazının ardından 5 imzalı deklarasyon fikrinin gündeme geldiğini ancak buna karşı çıktıklarını belirtti.

"5 İMZA İLE AÇIKLAMANIN DOĞRU OLMAYACAĞINI SÖYLEDİM"
Babacan, "Takım kaptanı kim olacak diye ilk kez perşembe günü oturduk. Ev sahibi Temel Bey, galiba Gültekin Bey'den başladı. Yanlış hatırlamıyorsam Ahmet Bey, sonra ben. İlk defa açık açık genel başkanların çoğu Kemal Bey'in de ismini zikrederek 'Sayın Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını uygun görüyoruz' dedik. Sayın Akşener'in farklı fikirleri vardı. 'Partimin farklı fikirleri var' dedi. İlk oturumda uzlaşma olmadı. 5 imzalı deklarasyonla ilan mı edelim; yoksa İYİ Parti'ye süre verelim. İlk turda ben dedim ki, 'Ortak adayımızın masadan çıkması gerekiyor' dedim. İlk turda tek bir pozisyon söylemek istemedim. 'Bizim tercihimiz genel başkanlardan birinin Cumhurbaşkanı adayı olması; ama olmazsa olmazımız değil" dedim. Ancak ilk turda uzlaşma sağlanmadı. 5 imza ile açıklamanın doğru olmayacağını söyledim. Sayın Davutoğlu da aynı şekilde söyledi. Saadet Partisi'nin ev sahipliğinde bu toplantının ikinci oturumunu yapalım dedi." ifadelerini kullandı.

"HERKESİN MÜZAKERE ÜSLUBÜ VAR"
Babacan, şunları söyledi:"Sayın Akşener, GİK'i toplaması gerektiğini söyledi, birkaç gün sonra olsa iyi olacağını ifade etti. Herkesin müzakere üslubu var. Ben argümanlara bakarım. Benim uluslararası çoklu ortamlarda tecrübem, Filipinler'den de gelse, şuradan da buradan da gelse önce üsluba bakarız, üsluptan arındırır, argümanları değerlendiririz. Masadan kalkayım diyen olmadı. Toplantının ikinci oturumunu Pazartesi yapalım fikri kabul gördü. Pazartesi saat 14.00'de toplanacağız dedik. 6 imza ile açıkladık.

"AÇIKÇASI BİRAZ YARALAYICI ÜSLUP VARDI"
Galiba Saadet Partisi'nin taslağı vardı. Onun üzerinde redaksiyonlar yaptık. Sayın Kılıçdaroğlu da metin konusunda görüşlerini söyledi. 6 imzalı deklarasyonu yaptık, sonra akşam yemeğine geçip, sohbet ettik. Ortam gergin olsa akşam yemeğinde sohbet olmazdı. Görüşlerinde ısrarcı olabilirlerdi. Farklı görüşleri varsa Pazartesi gelebilirlerdi. Cuma günü 'biz yokuz bu işte' açıklamasını beklemiyorduk açıkçası. Üzüldük tabii. Açıkçası biraz yaralayıcı üslup vardı. Ancak duygular ayrı rasyonalite ayrı şeydir. Olmaması gereken üslup ama belli ki İYİ Parti içinde zorlu süreç yaşanmış.

"ZORLAYICI VE DIŞLAYICI TUTUMUMUZ OLMADI"
Arkadaşlara dedik ki, hiçbir açıklama yapmıyoruz. Pazartesi için randevulaştık çünkü. Bize düşen randevu saatine kadar, 36 saat susmak. Cumartesi akşamı doğru olmayan beyanlar çoğalmaya başladı etrafta. Yanlış değerlendirmeler olursa sessiz kalmamız olmaz dedik. Söylem çerçevesi oluşturduk. Mehmet Emin Bey, Habertürk'e bağlandı, görüşlerimizi açıkladı. Özü, Pazartesi saat 14.00'de sayın Akşener isterse yeri hazır, biz hazırız mesajını verdik. Zorlayıcı ve dışlayıcı tutumumuz olmadı. Anlıyorum zor dönem.

"4'LÜ GÖRÜŞME BİZİ RAHATSIZ ETMEDİ"
İlke bazında baktığımızda sözümüzün arkasında durmak gerekiyordu. Pazartesi iki belediye başkanının sürece dahil olması çıktı. Her şey masada konuşulur, yeni fikirleri herkes masada konuşur demiştik. Hiçbir şey ön şarta bağlı olacağını kabul etmeden, fikirleri konuşalım dedik. 4'lü görüşme bizi rahatsız etmedi. Mesele ağırlıklı olarak CHP ve İYİ Parti arasında. Yeni öneriler iki belediye başkanı ile ilgiliydi. Toplantının hemen başında 'Burada açık fikirle oturduk, hiçbir konuda ön kabulümüz yok' dedik.

"BİR ÖN ŞART VE DAYATMA OLMADI"
Biz resmen duyurduk 'Sayın Akşener'in Pazartesi toplantıya katılmasından memnuniyet duyuyoruz' diye tweet attık. Ama hiçbir ön şart kabul edilmez dedik. Masaya oturuyor olmamız bir şeyleri baştan kabul etmemiz anlamına gelmez dedik. Önce koltuklara oturduk, birer kahve içtik. Sonra sayın Akşener, CHP ile iki belediye başkanı konuşmasını anlattı. Bir ön şart ve dayatma olmadı Allah için masada. Belli bir söz verilmiş gibi masaya dönüyor gibi anlaşılmaya müsait bir açıklamadaydı. Üslup konusunu önce iskonto ediyoruz. Ses tonu, iskonto. Netine bakıyoruz.

"MAKUL ŞEKİLDE KONUYU OLGUNLAŞTIRDIK"
Nette argümanlar, rasyonalite vardır ya da yoktur. Teklifi inceledik, siyasi ve hukuki açıdan ne olur? İki kez toplantıdan çıkıp danışmanlarımla görüştüm siyasi ve hukuki değerlendirmesini. 1 saate yakın değerlendirdik. Tekrar girdik salona, 6 genel başkan konuştuk. Belli noktaya geldi, sonra tekrar arkadaşlarımla görüşmemiz gerektiğini söyledim. Baştan incelemeden apar topar imza atarsanız, sonra imzanızın altında kalırsınız çünkü. Bir yarım saat toplantıdan ayrıldım. Arkadaşlarımla değerlendirdik ve oturduk. Makul şekilde konuyu olgunlaştırdık.

"KAPIYI AÇIK TUTMAYI ÇOK ÖNEMSEDİK"
Cumartesi siyasi değerlendirme yaptık. 5 imzalı bir şey çıkmasın demiştim ben. Böyle bir şey doğru olmaz dedim. Pazartesi saat 14.00'de gelmek haklarıdır. İlkesel olarak diğer partilerle birlikte kapıyı açık tutmayı çok önemsedik. Pazar günü arkadaşlarımız oturdu, geçiş sürecinde mutabık kalındı. 11 maddeydi. Bu İYİ Parti'ye gönderildi. Mutabıkız dendi. Oturduk, konuştuk. 12 maddeyi yazdık.