AK Parti için ilginç iddia: Eğer baraj kalkarsa...

AK Parti için ilginç iddia: Eğer baraj kalkarsa...
Güncelleme:

Liberal Düşünce Topluluğu Başkan, seçim barajının düşürülmesi durumunda AK Parti'nin tek başına iktidar olacağını söyledi.

Türkiye 7 Haziran seçim sonuçlarını konuşuyor. Bugün en dikkat çekici analiz Liberal Düşünce Topluluğu Başkanı Atilla Yayla’dan geldi.

 7 Haziran seçim sonuçlarının AK Parti ve Erdoğan karşıtlarının gazını aldığının altını çizen Atilla Yayla, “seçim barajı %5 olsaydı HDP %6-7 oy alır, AK Parti tek başına iktidar olurdu” dedi.

İŞTE ATİLLA YAYLA'NIN 7 HAZİRAN SEÇİMLERİ HAKKINDA DİKKAT ÇEKİCİ ANALİZİ

Haziran seçimlerinin ardından AK Parti hakkında yorum ve değerlendirmeler sel gibi boşaldı. Sanırım diğer üç partiyle ilgili yorumların toplamı AK Parti hakkında yapılanların onda birine ulaşmaz. Mamafih, bu yorum ve değerlendirmelerin birçoğunun metot ve mantık bakımından yanlış olduğu kanaatindeyim.

Bir kere hem parti içinden hem dışardan bazıları çok üst perdeden ve buyurgan bir edayla yazıyor, konuşuyor. "Şunları şunları yapsaydın böyle olmazdı" veya "şunları şunları yapsaydın şöyle olurdu" yazılarında saçmalıklar çok. İnsanlar AK Parti'nin kendi bakış açılarından doğru ve yanlışlarıyla oy oranındaki değişmeyi otomatikman ilişkilendiriyor. Oysa onların öyle görmesi arada ille de bir bağ olduğunu göstermez. 

Bu tür yazılar döktürenler çok biliyorlarsa kendileri bir parti kursunlar ve tüm oyları toplayarak iktidara gelsinler. İkinci bir yanlışlık geniş seçmen kitlelerinin tespit edilebilir itirazlarıyla kibri ve kini aklını aşan kimi aydınların AK Parti karşıtlığını ve hatta düşmanlığını birbirine karıştırmak. Bir parti şımarık ve toplumda karşılığı olmayan aydınların beklentilerini mi yoksa toplum kesimlerinin taleplerini mi tatmin etmeye çalışmalı?

%41 AK PARTİ İÇİN BİR YENİLGİ DEĞİL 13 YILLIK İKTİDARIN BAŞARISIDIR

Önce çok önemli bir noktanın altını çizelim. AK Parti bu seçimde tek başına hükümet kurma başarısı elde edemedi ama ağır bir yenilgi de almadı. Yüzde 41 oyla birinci parti oldu. Kendisinden sonra gelen partiye 15 puan fark attı ve peşinden gelen iki partinin toplamı kadar oy topladı. Bu özellikle 12 yıllık müthiş yoğun bir iktidar döneminden sonra büyük bir başarı olarak görülebilir. Bu oranla normal şartlarda iktidar olması gerekirdi. Ancak, seçim sistemi sürprizlere gebe. Bu sistem 2002 seçimlerinde AK Parti'nin işine yaramış ve Meclis'te neredeyse oy oranının bir katı milletvekilliğine sahip olmasını sağlamıştı, bu sefer tersini yaptı ve iktidar olması gerekirken onu iktidardan uzaklaştırdı.

BARAJ %5 OLSAYDI AK PARTİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLURDU

Bu olay hem AK Parti hem demokrasimiz açısından barajın işlevsiz hâle geldiğini gösterdi. Bunun altını daha önce de çizmiş ve AK Parti barajı %5'e düşürse bundan muhtemelen kazançlı çıkar demiştim. Geçenlerde Gülay Göktürk de bir yazısında bu hususa işaret etti. Baraj %5 olsaydı HDP 6-7 gibi bir oranla barajı aşar ve muhtemeldir ki AK Parti tek başına iktidar olurdu. Demek ki uzun vadede önemli olan seçim barajına dayalı taktik ve stratejik hesaplara girişmek değil ilkesel olarak doğru olanı yapmakmış.

Türkiye'de en mühim sorunlardan biri partilerin kurumsallaşamaması. ANAP, DYP gibi zamanında iktidar olmuş partiler bu yüzden yok olup gitti. CHP ve MHP bir ölçüde de olsa kurumsallaşmış durumda. Bunun ölçülerinden biri lider değişikliği gerçekleştirdikleri hâlde ayakta kalmaları ve büyük parti niteliğini korumaları. AK Parti'nin kurumsallaşacağı mı yoksa ANAP ve DYP gibi eriyeceği mi merak konusuydu. Bence bu seçim AK Parti'nin kalıcı olacağı ve kurumsallaşacağı yolunda bir işaret olarak da alınabilir. Hatta, diyebilirim ki, sonuçlar AK Parti için bu bakımdan bir hayat öpücüğü olmuştur.

BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ ERDOĞAN VE AK PARTİ'DEN GÖREN BİR ÇEVRE TÜREDİ

Son olarak, ülkedeki tuhaf bir duruma işaret etmek istiyorum. AK Parti her parti gibi bir parti, liderleri de diğer inanlar gibi insanlar. Doğru da yapıyorlar yanlış da. Güçlü yanları da var zayıf yanları da. Son beş yılda memlekette siyasî yelpazenin herhangi bir yerinde konumlanabilen ve her şeyi ama her şeyi bir şekilde AK Parti ve özellikle T. Erdoğan ile özdeşleştiren insanlar ortaya çıktı. Bunlar tarihi, sosyolojiyi, sosyal bilimi, mantık ve muhakemeyi bir yana bırakıp ya AK Parti'nin ve Erdoğan'ın iliştiği her şeyde kötülük buluyor ya da her kötülüğün kaynağında onları görüyorlar. Düşünme, muhakeme ve analiz kabiliyetlerini kaybettiler. Bir kısmı neredeyse akıl sağlığını yitirme noktasına geldi. 

SEÇİM SONUÇLARI TOPLUMUN GAZINI ALDI

AK Parti'nin bu seçimden tek başına iktidar olmasına yetmeyecek bir milletvekili sayısıyla çıkması onları çok rahatlattı. Şimdi zafer kazanmış havasındalar. Tabiri caizse, seçim bu kimselerin gazını aldı. Bunu da toplumumuz ve demokrasimiz için iyi bir gelişme olarak görmek lâzım.