Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin:
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol"(Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı dava) Anayasa Mahkemesinin hukuki değil, siyasi karar verdiği düşüncesindeyim. Verilen karar siyasi bir karardır. Mahalle baskısının altında kalınmıştır"- "Bu davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesi hakimlerinin b
KARABÜK (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davaya ilişkin, "Anayasa Mahkemesinin hukuki değil, siyasi karar verdiği düşüncesindeyim. Verilen karar siyasi bir karardır. Mahalle baskısının altında kalınmıştır. Bu davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesi hakimlerinin bu mahalle baskılarına pabuç bırakmaması, hukuk neyi gerektiriyorsa, ellerindeki delil neyi gösteriyorsa o doğrultuda karar vermelerini bekliyoruz" dedi.
Şahin, Karabük'ün Eflani ilçesinde Belediye Düğün Salonu'nda köy ve mahalle muhtarlarına hitaben yaptığı konuşmada, Güneydoğu'da adını bile anmak istemediği terör örgütünün militanlarıyla, kurtarılmış bölgeler, öz yönetimler oluşturmak için eylem içerisinde olduklarını, bu eylemleri yaparken polise askere kurşun sıkanların sadece maşa olduklarını, aslında karşılarında 7 düvelin bulunduğunu, onlarla mücadele ettiklerini söyledi.
Maşaların arkasında hangi devletlerin bulunduğunu bildiklerini belirten Şahin, "Bu ülkeyi bölmek, ülkenin bir miktar toprağını vatandan kopartmak isteyenler var. Bunlara izin vermeyeceğiz, müsaade etmeyeceğiz" ifadesini kullandı.
Polisin ve askerin bu hainlerle canları pahasına mücadele ettiklerini ve birçok kahramanlıkların yaşandığını örnekler vererek aktaran Şahin, bir tek örgütle mücadele edilmediğini birçok örgütün var olduğunu vurguladı.
İstanbul'da polis aracına saldıran iki kızı hatırlatan ve "bu insanları nasıl bu hale getirdiniz?" diye soran Şahin, "Ne örgütler var. Bu da başka bir örgüt. Başka bir örgüt de maalesef devletin içerisinde çıktı. Bunu söylerken son derece üzüntülüyüm. O örgütün marifetleri sonucunda İstanbul'da açılmış olan bir dava, iki gazeteci hakkında casusluktan açılmış olan dava günlerdir Türkiye'yi meşgul ediyor. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı, Başbakan açıklama yapmak zorunda duydu kendini" değerlendirmesini yaptı.
- "Devlet içine çöreklenmiş adına 'Paralel Yapı' denen bu örgüt"
Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren MİT tırlarını uzaktan kumanda edilmiş savcı ve güvenlik güçlerinin durdurduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti:
"Amaçları neydi biliyor musunuz? 'Türkiye DAEŞ'e yani IŞİD'e silah yardımı yapıyor' diye zabıtlar tutup Türkiye'nin savaş mahkemesinde yargılanmasını sağlamak. Böylesine hain bir örgüt var maalesef Türkiye'de dışarıdan yönetilen. Bu örgütün kim ve nasıl olduğunu sizler biliyorsunuz. Pirincin içindeki siyah taştan korkmayın, çünkü onu görürsünüz alırsınız. Ama maalesef Türkiye'de pirincin içinden beyaz taşlar da çıktı. Kolay fark edemiyorsunuz beyaz taşları, acaba pirinç mi? taş mı? Dikkat edeceksiniz, inceleyeceksiniz, onları ayıklayacaksınız. İşte devlet içine çöreklenmiş adına 'Paralel Yapı' denen bu örgütle de Türkiye mücadele ediyor ve edecek."
- "Tek lider vardır o da Recep Tayyip Erdoğan'dır"
İsmini vermek istemediği emekli asker MHP eski genel başkanlarından birisinin kendisini ziyaret ettiğini, kendisiyle Türkiye'nin iç ve dış siyaseti, ayrıca ülkeyi bölmek isteyen örgütler konusunda konuştuklarını ve onun kendisine "bütün bunlarla mücadele için liderlik çok önemli" dediği aktaran Şahin, misafirinin, "Bu örgütlerle mücadele edebilecek bir tek lider vardır, o da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye'nin önemli sorunlarının çözümü konusunda liderlik yapabilecek tek lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır dediğimde bir kısmı diyor ki bana 'çok şükür', bir kısmı da diyor ki 'maalesef.' Adeta toplum ikiye bölünmüş gibi. Bir kısmı Tayyip Erdoğan'ı seviyor ama sevmeyenler de 'evet onun liderliğine ihtiyaç var' anlamına gelen 'maalesef' diyor" dediğini anlattı.
Şahin, misafirinin ayrıca kendisinden Cumhurbaşkanına "Cumhurbaşkanım 'maalesef' diyenleri 'çok şükür'e çevirmek için elinizden geleni yapın. Size bu konuda görevler düşüyor. Bu ülkede sevenlerin dışında ülkenin geleceğiyle ilgili sizi önemseyen işin başında olmanızı düşünen bir kitle var. Onların size karşı olan keskin bakışlarını yumuşatacak adımlar atmak da Cumhurbaşkanımız olarak size düşer deyin" diye mesaj gönderdiğini ifade ederek, bu anısını Türkiye'de düşünen beyinlerin Türkiye'nin içinden geçtiği şu süreçte "kimin liderliğinde bunları atlatabiliriz" şeklindeki yaklaşımlarının önemli olduğunu düşündüğü için paylaştığını kaydetti.
- "Hukuk yolları da bitmemiş. 'Ben buna uymayacağım' diyor. Nasıl uymazsın?"
Anayasa Mahkemesinin iki gazetecinin tutukluluğunu sona erdirecek bir karar verdiğini vurgulayan Şahin, Cumhurbaşkanının bu konuyla ilgili söylediği sözleri hatırlatarak, "Ben hukukçuyum. Adalet ve Anayasa Komisyonunda görev yaptım. TBMM Başkanlığında bulundum. Cumhurbaşkanımızın açıklamasını bazıları yadırgıyorlar. Bu kişiler basın özgürlüğüne aykırılıktan dolayı haklarında dava açılıp tutuklanmadılar ki. Devletin gizli kalması gereken bilgilerini Paralel Yapı'dan alıp gazetelerde yayımladıkları için casusluk iddiasıyla yargılanıyorlar. Anayasa Mahkemesi 'Demokratik hakları ihlal edilmiştir' diyor. Dava, basın özgürlüğüne aykırılıktan dolayı açılmış olsaydı Anayasa Mahkemesinin bu kararına anlayışla yaklaşabilirdiniz. Kaldı ki itiraz süreleri geçmemiş, karar kesinleşmemiş. Hukuk yolları bitmişse Anayasa Mahkemesine gelinebilir. Hukuk yolları da bitmemiş. 'Ben buna uymayacağım' diyor. Nasıl uymazsın?" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bir mahalle baskısı oluşturuldu"
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı çok sevdiği, takdir ettiği bir insan olduğunu, onunda "Bu herkesi bağlar" dediğini söyleyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağlamaz, Mesela beni bağlamaz. Sizi de bağlamaz. Çünkü bu sadece bu davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesiyle ilgilidir. Uyar veya uymaz. Öyle değil mi? Bunu bir hak ihlali olarak görür veya görmez. Ağır ceza mahkemesi, sayın Cumhurbaşkanımızın tepkisi daha çok onadır. 'Bu kararı uygulamak zorunda değildiniz' diyor. İlgili mahkeme dinlemeyebilirdi. Çünkü Anayasa’ya aykırı şekilde verilmiş bir karar. Anayasa Mahkemesine 1 yıldır tutuklu olduğu halde davaları devam eden yüzlerce kişi bu konuda davalar açmış, müracaatlarda bulunmuş, bireysel başvuru hakkını kullanmış, hiçbirine bakılmıyor. Tabii ki bir mahalle baskısı oluşturuldu. Yurt içinde yurt dışında. Sanki medya mensuplarının suç işleme imtiyazı varmış gibi."
- "Vermiş oldukları kararların nereye varacağını iyi hesap etmeleri gerekirdi"
"Basın görevini yaparken suç işleyemez mi? Basın mensubu oldu diye onunla ilgili yasal süreçler, yargısal süreçler işlemeyecek mi?" sorularını yönelten Şahin, "Tabii ki işleyecek. Nihayet yargılamayı yapacak olan mahkeme kararını verir. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki tepkisini bir vatandaş, bir hukukçu olarak anlıyorum. Devletin başı olarak Türkiye’yi savaş suçları mahkemesinde yargılatmayı amaçlayan Türkiye ile ilgili böyle bir provokasyon karşısında sorumluluk mevkisindeki kişilerin, Anayasa Mahkemesi üyelerinin başta sorumlu davranmaları gerekir. Vermiş oldukları kararların nereye varacağını iyi hesap etmeleri gerekirdi. Bu davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesi de bu karara uymak zorunda değildir. Dolayısıyla sadece onu bağlar, beni de Cumhurbaşkanı’nı da bağlamaz."
- "Bu arkadaşlarımız da yargı önünde bunun hesabını vermelidir"
"Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar" derken, bir parti kapatmayla ilgili kararın herkesi bağlayacağını, bir kanun çıkmış, kanunun iptaline karar verilmiş bunun da herkesi bağlayacağına işaret eden Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"2 kişi bireysel başvuruda bulunmuş, bununla ilgili vermiş olduğu bir karar. Bu sadece o kişileri ve o davaya bakacak olan mahkemeyi bağlar. Mahkeme de bu konuda özgürce hareket edebilmeliydi. Mahalle baskısının altında kalmamalıydı. Dolayısıyla konu basit bir konu değil. Sıradan, adi suç niteliğinde bir istinaf değildir. Türkiye’yi sıkıntıya sokmayı amaçlayan bir örgütün provokasyonunu medyaya taşıyan bu arkadaşlarımız da yargı önünde bunun hesabını vermelidir. Tabii ki vereceklerdir. Süreç bitmiş değil, beraat edilmiş değil. Anayasa Mahkemesinin hukuki değil, siyasi karar verdiği düşüncesindeyim. Verilen karar siyasi bir karardır. Mahalle baskısının altında kalınmıştır. Bu davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesi hakimlerinin bu mahalle baskılarına pabuç bırakmaması, hukuk neyi gerektiriyorsa, ellerindeki delil neyi gösteriyorsa o doğrultuda karar vermelerini bekliyoruz."
Daha sonra birlik ve beraberlik çağrısı yapan Şahin, muhtarların sorunlarını dinledi.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol