Aile Bütünlüğünün Korunmasını Araştırma Komisyonu

Aile Bütünlüğünün Korunmasını Araştırma Komisyonu

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu:- "Cinsel istismar ve tecavüzlere sıfır toleransla yaklaşıyoruz. Biz vakaları tespit ettiğimiz zaman öncelikle çocuklarımıza hemen sahip çıkıyoruz, onlar bizim çocuklarımız. Bütün davalara müdahil oluyoruz. Mü

TBMM (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, cinsel istismar ve tecavüzlere sıfır toleransla yaklaştıklarını belirterek, "Biz vakaları tespit ettiğimiz zaman öncelikle çocuklarımıza hemen sahip çıkıyoruz, onlar bizim çocuklarımız. Müdahil olduğumuz davalarda suçlunun en ağır cezayı alması için bizzat ben takipçisi oluyorum." dedi.

Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, başkanlığında toplandı.

Bakan Ramazanoğlu, buradaki konuşmasında, aileyi evlilik kurumu aracılığıyla oluşan evrenselliği kabul edilmiş toplumsal bir müessese olarak tanımlayarak, bireylerin evlilik kararı almadan önce hayatı tüm yönleriyle paylaşacaklarının farkında olması gerektiğini vurguladı.

Günümüzde toplumsal ve kültürel değişmelerle bu değişmelerin aileye yansımasının boşanmaların artmasında önemli rol oynadığını anlatan Bakan Ramazanoğlu, "2015'te boşanmaların yüzde 39,3'ünün evliliğin ilk 5 yılında, yüzde 21,5'inin evliliğin 6-10 yılı içerisinde gerçekleştiğini görmekteyiz. Boşanma sürecinin en çok kadınları ve çocukları etkilediğini, boşandıktan sonra kadınların maddi ve manevi zorluklarla karşılaştıklarını bilmekteyiz." diye konuştu.

- "İletişimsizlik boşanmanın en önemli nedeni"

Bakan Ramazanoğlu, eşler arası iletişimsizliğin boşanmanın en önemli sebebi̇ olduğunu belirterek, TÜİK'in 2014'te 130 bin 913 boşanmanın 126 bin 732'sinin geçimsizlikten kaynaklandığını tespit ettiğini anımsattı.

Boşanma ve evlenme oranlarının tıpkı intihar, ölüm, doğum oranları gibi yıllık ve kısa zaman dilimli açıklanabilecek olgular olmadığını vurgulayan Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu olgular genellikle 20-30 yıllık zaman dilimleri içerisinde yorumlanabilecek oranlardır. Araştırmacılar son 30 yılda dünyada boşanma oranlarında dramatik bir artış olduğunu, örneğin, Amerika'da yeni ve ilk evliliklerin en az yarısının boşanmayla sonuçlandığını belirtmektedir. Ülkemizde 2002'de binde 7,36 olan evlenme oranına karşılık boşanma oranı binde 1,4'tür. 2015'te ise evlenme oranı binde 7,71 iken boşanma oranı binde 1,69 olmuştur."

Evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini iyi tanımasını, evlilik hayatına iyi hazırlanmalarını amaçladıklarını, eğitim programı hazırladıklarına işaret eden Ramazanoğlu, şubat ayı itibarıyla ülke genelinde 3 bin 197 eğiticiyle toplam 308 bin 409 kişiye bu eğitimin verildiğini bildirdi.

81 ilde toplam 280 aile ve boşanma süreci danışmanınca hizmet verildiğini aktaran Ramazanoğlu, "Merkezlerimize başvuruda bulunan 6 bin 793 çifte danışmanlık hizmeti sunulmuş olup, sunulan hizmet sonrasında 2 bin 23 çift boşanmaktan vazgeçti." dedi.

- "Bizzat gidip görüştüğüm aileler, çocuklar var"

Bakan Ramazanoğlu daha sonra komisyon üyesi milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Hizmetlerin verilişine standart ve kalite getirmek için sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimlerin de içinde bulunduğu çalışmalar yürüttüklerini ve üniversitelerle iş birliği yaptıklarını açıklayan Ramazanoğlu, "Cinsel istismar ve tecavüzlere sıfır toleransla yaklaşıyoruz. Biz vakaları tespit ettiğimiz zaman öncelikle çocuklarımıza hemen sahip çıkıyoruz, onlar bizim çocuklarımız. Bütün davalara müdahil oluyoruz. Müdahil olduğumuz davalarda suçlunun en ağır cezayı alması için bizzat ben takipçisi oluyorum hukukçularımızla beraber. Ailelerimize, çocuklarımıza uzun süreli rehabilitasyon, psikoterapi yapıyoruz. Psikoterapi ve rehabilitasyonun da takiplerini ben yapıyorum. Hatta bizzat gidip görüştüğüm aileler, çocuklar var." diye konuştu.

Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) hakkında bilgi veren Ramazanoğlu, aile odakları çalışmalarının sürdüğünü ve ailenin güçlendirildiği proje kapsamında da her ailenin sosyal danışmanı olacağını açıkladı.

- "Sadece mahkemelerde değil, ailenin içerisinde de müdahil oluyoruz"

Bakan Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sorunları ailenin içerisinde çözüyoruz. Ailenin içerisine girdiğimizde aile içi şiddette ne görüyoruz? Kadının, çocuğun, engelli bireyin, yaşlının travmaya uğrayıncaya kadar şiddet görmesi ya da şiddetin son noktası da ölüm. Bir ensest vakası. Aile bunu bir şekilde dışarıya söyleyemiyor, kimden yardım alacağını da bilemiyor, bu sorunla nasıl baş edeceğini de bilemiyor ama o sosyal danışman bunu görür. Sosyal danışman sorunla nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda aileyi bilinçlendirecek, sorunu başka bir sorun alanına taşınmadan çözmüş olacağız. Ailenin sorun olarak dile getiremediği şeyleri biz tespit edip orada o sorunu çözeceğiz, biz müdahil olacağız. Sadece müdahil olma meselesi mahkemelerde değil, ailenin içerisinde de müdahil oluyoruz."

Ramazanoğlu, bin 500 sosyal psikolog, klinik psikolog, çocuk gelişimci ve toplum hizmeti uzmanı alacaklarının duyurularını yaptıklarını anımsatarak, bir ya da iki ay içerisinde bin 500 personelin işbaşı yapacağını kaydetti.

Bakan Ramazanoğlu, 2019 ve 2023 yılında 20-25 bin aile sosyal danışmanı sayısını hedeflediklerini belirterek, Nisan ayının ilk haftasında 110 eğitici eğitimini gerçekleştireceklerini ve eğitimlere kendisinin de katılacağı bilgisini paylaştı.

Kız çocuklarının eğitimini çok önemsediklerini, kırsalda kalacak yeri olmayıp eğitimine devam edemeyen kız çocukları için yurtlar yapılacağını anlatan Ramazanoğlu, kız çocuklarının eğitimle güçlendirilmesinin ensest, tecavüz ve istismarları azaltacağını ifade etti.

Ayşe Keşir de dün çocuk istismarı, tecavüzüyle ilgili tüm partilerin ortak kararıyla araştırma komisyonu kurulması kararı alındığını anımsatarak, saha ziyaretlerinde yerel yönetimlerin ailelere verdikleri hizmetler bulunduğunu, ancak bu hizmetin veriliş biçimi ve hizmeti verenler için standardizasyona ihtiyaç olduğunu belirtti.

Komisyon toplantısında Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur da sunuma katıldı.