2016 Bütçesi Tbmm Genel Kurulu'nda

2016 Bütçesi Tbmm Genel Kurulu'nda
Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Akdoğan:"Dolmabahçe bir mutabakat değildir. Herhangi bir şey imzalanmış da değildir. Cumhurbaşkanımız burada, bu konuda açıklama yapmıştır, biz liderimizin sözünün ötesinde söz söylemeyi de doğru bulmuyoruz"- Başbakan Yardımcısı Türkeş

TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Dolmabahçe bir mutabakat değildir. Herhangi bir şey imzalanmış da değildir. Cumhurbaşkanımız burada, bu konuda açıklama yapmıştır, biz liderimizin sözünün ötesinde söz söylemeyi de doğru bulmuyoruz" dedi.

Akdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda, Başbakanlığa bağlı kurumların 2016 yılı bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Balkanlardaki bütün soydaşlarla çok yakın bir ilişki içinde olduklarını, oradaki siyasi partilerle de çok sıcak ilişkilerinin bulunduğunu kaydeden Yalçın Akdoğan, gerek kendisinin, gerek Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu ülkelere ziyaretleri sırasında siyasi parti başkanlarıyla bir araya geldiğini aktardı.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Hükümet olarak her türlü katkıda bulunuyoruz. Ama onun ötesinde belediyelerimizin kardeş belediyeleri var. STK'larımızın, Diyanet Vakfının bir takım faaliyetleri var" diye konuştu.

Bulgaristan'da da hem soydaşlarla, hem akraba topluluklarla hem de Türk vatandaşlarıyla çok iyi ilişkilerinin olduğunu belirten Akdoğan, şu bilgileri verdi:

"Yalnız orada Rusya'yla müzahir bir eski parti başkanı Türkiye aleyhine bir tutum takınmıştır ve Türkiye'ye açıkça hasmane bir takım söylemler içerisine girmiştir. Bizim eleştirimiz de ona karşıdır. Parti içerisindeki bölünme de o şahsın gerçekleştirdiği bir siyasi operasyonun sonucudur. Daha sonra oradan bazı milletvekilleri ayrılarak başka bir parti kurmaktadır. Bu kendi bağlamında işleyen bir süreçtir. Biz bu ülkelerde ikili ilişkilerimiz çerçevesinde ve içişlerine karışmayacak şekilde de soydaş topluluklara gereken katkıda bulunmaya çalışıyoruz."

Yalçın Akdoğan, MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın'ın, "Belgrad'da Osmanlı döneminden kalan bir caminin bahçesindeki mezar taşlarının sökülüp bir kenara bırakıldığı" şeklindeki sözleri üzerine bu hassasiyetle ilgili teşekkür ederek, "Bu konuda bizim de dikkatimize getirilmiş oldu. Ben de arkadaşlarımıza talimat verdim. Orada ne yapılabilirse, oradaki ülkelerin izin verdiği çerçevede biz faaliyette bulunabiliyoruz. Bu ülkelerde camilerin geçmiş dönemde cemaati olmadığı için farklı kişilere satıldığı, farklı amaçlarla kullanılabildiğini de biliyoruz. Bunları biz yasaların elverdiği çerçeveyle bir şekilde satın alarak, asli fonksiyonuna döndürmeye de çalışıyoruz" yanıtını verdi.

Akdoğan, "Son ziyaretimizde de Sayın Başbakanımız, bir arsa tahsis edilmesi halinde geniş bir alanda külliye yapılabileceği ve oradaki ihtiyaçları giderebilecek şekilde yapabileceğimizi de söyledi" ifadesini kullandı.

Belgrad'daki cami konusuyla oradaki büyükelçiliğin ilgileneceğini aktaran Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Ama bu tür başka birtakım yapıların da olduğunu ve farklı amaçlarla camilerin kullanılabildiğini de görüyoruz. Maalesef biz burada her türlü iyi niyetimizi göstermemize rağmen o ülkelerde birtakım konularda daha ağır işlerin yürüdüğünü de söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

- "Dolmabahçe bir mutabakat değildir"

Yalçın Akdoğan, bir başka soru üzerine de şunları söyledi:

"Dolmabahçe bir mutabakat değildir. Dolmabahçe'nin bir mutabakat olmadığını ben o gün de söyledim. Herhangi bir şey imzalanmış da değildir. Ben yasamayla ilgili Bakan olarak HDP milletvekillerimizle bir araya geldim. Bu ilk defa bir araya gelmemiz de değildir. Daha önce de görüşmelerimiz olmuştur ve orada, silah bırakmayla ilgili bir çağrıyı HDP milletvekilleri okumuşlardır. Bunun ötesinde, bu kadar ciddi bir meselenin farklı, ucuz polemik alanlarına çekilmesini de doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanımız burada, bu konuda açıklama yapmıştır, biz liderimizin sözünün ötesinde söz söylemeyi de doğru bulmuyoruz."

- "KKTC'deki havaalanı için Türkiye'den herhangi bir ödenek verilmemiştir"

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de muhalefetteki iki partinin Türk Dil Kurumunun bütçesinin yetersizliği ve faaliyetini yeterli bulmaması noktasında olumlu, yapıcı muhalefette bulunuyor olmalarından dolayı kendilerine teşekkür ettiğini belirterek, "Her iki partinin hükümete girmekten imtina ettiği dar bir dönemde ön hazırlıkları yaptığımız için bu senenin bütçesine yetişmedi" şeklinde konuştu.

Muhalefet partilerine de seslenen Türkeş, "İnşallah önümüzdeki sene, Türk Tarih ve Türk Dil Kurumunun bütçelerini hakikaten kurumlara daha layık hale getirip hazırlayacağız. Ama şimdiden uyarıyorum. O safhada yan çizerseniz, katkı vermezseniz o zaman ben de sizlerle ayrıca görüşeceğim" ifadesine yer verdi.

Tuğrul Türkeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki havaalanı ile ilgili bir soruya, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yürütülen birçok projeden bir tanesi de orada havaalanının kapasitesinin artırımı ve genişletilmesidir ama şu safhaya kadar Türkiye'den herhangi bir ödenek verilmemiştir" şeklinde yanıt verdi.

- "Ülkemiz bölgesinde önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir"

Maliye Bakanı Naci Ağbal ise soruları yanıtlarken, son dönemde zorunlu trafik sigortasıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapıldığını hatırlatarak, "Bu, vatandaşlarımız arasında serzenişe ve şikayetlere neden oldu. Özellikle prim seviyesinin artırılmasına dönük yapılan düzenlemeden sonra Hazine Müsteşarlığımız tarafından bu konuda bir kanun düzenlemesi çalışmaları devam ediyor" açıklamasında bulundu.

Ağbal, "Sigortacılıkta biliyorsunuz önemli olan risk, riske uygun bir teminat ve bununla orantılı bir şekilde de bir prim yapısının oluşturulması. Anladığım kadarıyla, mevcut sistemde özellikle riski artıran birtakım yargısal kararlar nedeniyle mevzuatta, mevcutta açık olan birtakım hususlar inşallah yapılacak yasal düzenlemeyle giderildikten sonra bu konuda da primle ilgili gerekli düzenlemeler yapılmış olur" dedi.

Konuşmasında, 1980'li yıllardan 2002'nin başına kadar olan dönemde yaklaşık 15 milyar liralık bir doğrudan yabancı sermaye yatırımının olduğunu ama 2003 ile 2015 döneminde yaklaşık 165 milyar dolarlık bir yatırımın Türkiye'ye geldiğini ifade ettiğini anımsatan Bakan Ağbal, şunları söyledi:

"Burada bir kere, ülkemize bu şekilde daha fazla yabancı sermaye gelmiş olması bizim açımızdan, hepimiz açısından memnuniyet vericidir. Bu ülkeye de yabancı yatırımcılar gelecek, yatırım yapacaklar ve inşallah ülkemizin kalkınmasına da bu katkı verecek. Biliyorsunuz, yabancı sermayeyle ilgili üniversitelerde okutulan ders kitaplarında sıklıkla 'Bir ülkeye yabancı sermaye hangi koşullarda gider?' şeklinde bir açıklama da yapılır. Eğer bir ülkede siyasi istikrar yoksa, ekonomik istikrar yoksa, ekonomik öngörülebilirlik yoksa, o ülkede ekonomik parametreler sürekli bir şekilde aşağı veya yukarı yönlü gidiyorsa, o ülkeye yabancı sermaye gitmiyor. 2002'den sonra özellikle yapılan siyasi reformlar, hukuk devletinin inşası, ekonomi alanında yapılan reformların neticesinde ülkemiz bölgesinde önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. Bu çerçevede de önemli yatırımlar ülkemize gelmiştir. Gelen yatırımların yüzde 24'ü sadece imalat sanayisiyle ilgilidir."

Genel Kurul'da daha sonra Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, AFAD, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Di̇l ve Tari̇h Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi̇, Atatürk Kültür Merkezi̇, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu bütçeleri kabul edildi.

TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.