Pandemide izinli sayılan 64 bin hükümlü geri dönmeyecek!

Pandemide izinli sayılan 64 bin hükümlü geri dönmeyecek!
Güncelleme:

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, bugünkü “64 bin mahkum geri dönmeyecek” başlıklı yazısında, “İnfaz Kanunu düzenlemesi Covid-19 salgınının yaygın olduğu bir döneme denk düştü. Durum böyle olunca da 15 Nisan’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren düzenlemeye bu durum da göz önünde tutularak bir madde konuldu. Açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlülerin 2 ay süreyle; 31 Mayıs gününe kadar izinli sayılmasına karar verildi. Bu noktada da kalınmadı, salgının devam etmesi halinde bu sürenin, Sağlık Bakanlığı’nın önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından 2 ayı geçmemek üzere 3 kez uzatılabileceğine de karar verildi” ifadelerini kullandı.

AKP GRUP BAŞKANI NACİ BOSTANCI İŞARETİ VERDİ

“Bu kapsamda Bakanlık'ın ilk uzatması 30 Temmuz’da bitti, ikinci uzatma 30 Eylül sonunda tamamlandı. Adalet Bakanlığı'nın bu kapsamda üçüncü uzatması da 30 Kasım’da doluyor…” diyen Sarıkaya şöyle devam etti:

Bir kez daha uzatma hakkı olmadığına göre Covid-19 iznine yollanan mahkumlar 30 Kasım’dan itibaren tekrar cezaevine mi çağrılacak?

AK Parti Grup Başkanı Prof. Dr. Naci Bostancı’ya bu soruyu yöneltince, konu üzerinde çalıştıklarını belirtip ekledi: ‘Bu kadar kişiyi tekrar toplayıp getirmek biraz zor…’


Bostancı bu kapsamda verilen izin sürelerinin yeni bir kanun düzenlemesiyle uzatılması gerektiğinin de altını çizdi.

Kasım sonunda ‘uzatma hakkı çerçevesinde’ bir yeni düzenlemenin TBMM’ye geleceğini bildirdi.

Adalet Bakanlığı’nın yetkin ve etkin isimleri de bu konuda Meclis’e teknik destek vermek için hazırlıklarının tamamlandığını söyledi.

Koronavirüs salgınının kış nedeniyle griple de karışarak artarak devam edeceği konusundaki kanı yüksek.

Dolayısıyla yarı açık cezaevinden ‘izinli’ olarak gönderilen mahkumların böyle bir süreçte ceza infaz kurumlarına tekrar getirilmelerinin de olanağı yok.”

SEKİZ AYDIR İZİNLİLERDİ

Muharrem Sarıkaya, “Zaten Kanun’un verdiği 2 ay ve Adalet Bakanlığı’nın da toplamda 6 ayı bulan izni sonucu 8 aydır birçoğu cezaevi ortamı dışında kaldı” diyerek yazısını şöyle sonlandırdı:

Bu kadar hapishane dışında kalmış bir kişiyi cezanın kalan süresinin infazı için cezaevine davet etmenin de ıslah açısından anlamı kalmıyor.

Görünen o ki süre Kanun ile daha uzun bir zaman dilimine çekilecek; henüz üzerinde tam karar kılınmamış ama Sağlık Bakanlığı’nın talebi ile Adalet Bakanlığı’na verilen 2’şer aylık uzatma sürelerindeki sınır kaldırılabilir veya daha uzun bir takvime yayılabilir.

Yarı açık cezaevlerinde kalanların ağırlıklı bölümünün ise infaz süreleri bir yıldan daha az kalmış olanlar…

Mevcut düzenleme ile zaten 8 ayları izinli olarak mahkumiyetinden düştü; Kasım sonunda yapılacak düzenlemeyle de 4 ay daha izinli sayılmış oldukları takdirde infazda geçirmeleri gereken süre kalmıyor.

YATMADAN ÇIKACAKLAR

Aslında 7 yıldan daha az ceza alanların büyük bölümü bu sürede hiç hapis yatmadan cezaevinden çıkmış olacak.

Mahkumiyetleri 10 yıldan az olanlar ile bir ay kapalı cezaevinde mahkumiyetlerini geçirdikten sonra yarı açık cezaevine gönderiliyordu; eğer düzenleme gelecek yılı da kapsarsa bu durumda onların da bir daha cezaevine dönmesi söz konusu olmayacak.

Mahkumiyeti 10 yıldan fazla olanlar da aldıkları cezanın onda birini kapalı cezaevinde geçirdikten sonra yarı açık cezaevine gidiyordu.

Buna infaz süresindeki indirim, denetimli serbestlik sürelerine bir de Covid-19 izinleri eklendi…

İnfaz indiriminden yararlanıp çıkanlar vardı, geriye kalan yatanlar da yarı açık izninden yararlanıp serbest kaldı.

Yani bazı mahkumlar neredeyse hiç yatmadan serbest kalacak…

Ayrıca Anayasa Mahkemesi bunun bir af düzenlemesi olduğu yönündeki başvuruyu da geçmiş kararlarının aksine reddetti.

Dolayısıyla TBMM’nin yeni düzenleme yapmasını da kolaylaştırdı.

Bundan böyle infaz sürelerindeki düzenlemelerde milletvekillerinin elini rahatlattı…

Bundan böyle geçen sefer yapıldığı gibi %50’den fazlası da indirim kapsamına alınabilir…

Muharrem Sarıkaya'nın yazısının tamamı için...