Obama-castro Görüşmesi
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlABD Başkanı Obama ile Küba Devlet Başkanı Castro görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi- Obama: - “İlişkilerin normalleştirilmesinde birçok noktada ilerleme sağlamaya devam edeceğiz. Ziyaretimin Küba-ABD ilişkilerinde yeni bir bölüm açtığı
WASHINGTON (AA) – ABD Başkanı Barack Obama ile Küba Devlet Başkanı Raul Castro, ABD ile Küba’nın insan hakları ve demokrasi konularındaki farklılıklarına rağmen ilişkilerini normalleştirmeye yönelik çabalarını sürdürecekleri mesajını verdi.
Obama ile Castro, başkent Havana’da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Özellikle insan hakları konusunda Küba tarafının kameralar önünde soru almak istemediği için ortak basın toplantısı düzenlenip düzenlenmeyeceği belirsizliğinin ardından gerçekleşen toplantında Obama, ülkesinin, insan haklarının savunucusu olmayı sürdüreceğini vurguladı.
Soğuş savaş döneminin iki “düşman ülkesinin” ilişkilerini normalleştirmesinin hayal edilemeyeceğine vurgu yapan Obama, ziyaretini, Washington ile Havana arasında son dönemdeki diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi çabaları kapsamında “yeni bir gün” olarak tanımladı.
Obama, “İlişkilerin normalleştirilmesinde birçok noktada ilerleme sağlamaya devam edeceğiz. Ziyaretimin Küba-ABD ilişkilerinde yeni bir bölüm açtığının göstergesi olduğunu ümit ediyorum” ifadesini kullandı.
Küba’ya yönelik on yıllardır süren izolasyon politikalarının işe yaramadığını söyleyen Obama, Küba’nın kaderinin ne ABD ne de başka bir ülke tarafından belirleneceğini kaydetti.
Obama, iki ülkenin insan hakları ve demokrasi konularında farklı görüşlere sahip olduğunu aktararak, Castro ile görüşmesinde bu konuları açık bir şekilde ele aldıkları bilgisini verdi.
Başkan Obama, insan hakları konusundaki yapıcı diyalogtan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, bu yıl içinde Havana’da heyetler arasında yeni bir toplantı yapılacağını bildirdi.
Demokrasi ve insan haklarını savunmaya devam edeceklerini ifade eden Obama, “Zorluklara rağmen ilerleme sağlamaya devam edeceğiz. Geleceğe odaklanacağız. Eğer buna odaklanmayı sürdürürsek hem Küba hem de Amerikan halkı için iyi ve parlak bir gelecek oluşturabiliriz” diye konuştu.
-"Biz insan haklarını savunuyoruz"
Küba Devlet Başkanı Castro ise özellikle insan hakları konusunda ABD’nin çifte standardının sürdüğünü savundu. İki ülke arasındaki farklılıkların her zaman var olacağını anlatan Castro, dünya genelindeki hiçbir ülkenin sağlık, eğitim ve eşit ücret konularında garanti veremeyeceğine işaret etti.
“Biz insan haklarını savunuyoruz” diyen Castro, muhatabı Obama gibi ilişkileri daha da yakınlaştıracak adımlara odaklanacaklarını vurguladı.
Raul Castro, “Bir köprüyü yıkmak kolay ve çabucak olabilir ancak o köprünün yeniden inşası uzun ve zorlu çabayı gerekli kılıyor” dedi.
İşbirliğinin geliştirilmesinde ABD’nin ticaret ambargosunun kaldırılmasının önemli bir rol oynayacağının altını çizen Castro, Washington yönetiminin ayrıca Guantanamo’yu boşaltarak kendilerine geri vermesinin etkili olacağını kaydetti.
Castro, bu adımların atılmasıyla birçok şeyin değişebileceğini aktararak, Obama’nın bu konulardaki çabalarını önemsediğini anlattı.
Obama ise ambargonun kaldırılması konusunda, “Ambargo sona erecektir. Ne zaman? Tam olarak emin olamıyorum ama sona ereceğinden eminim” dedi.
-Castro, siyasi tutuklularla ilgili soruya tepki gösterdi
İki liderin basın toplantısında sınırlı sayıda soru aldıkları dikkati çekerken, Küba Devlet Başkanı Castro ülkesinde siyasi tutuklularla ilgili bir soruya tepki gösterdi. Castro, “O siyasi tutuklularla ilgili bana bir liste verin, hemen onları serbest bırakacağım. Hangi siyasi tutukluyor? Bu görüşmeden sonra bana o listeyi verebilirsiniz. Eğer böyle siyasi tutuklular varsa bu gece olmadan onlar salıverilecek” yanıtı verdi.
ABD Başkanı Obama, geçen hafta yaptığı açıklamada, “Yaklaşık 90 yıl sonra, gelecek hafta bir savaş gemisi eşlik etmeden Küba’yı ziyaret eden ilk ABD Başkanı olmayı sabırsızlıkla bekliyorum" ifadesini kullanmıştı.
Görevdeyken Küba'yı ziyaret eden tek ABD Başkanı Calvin Coolidge olmuştu. Bir ABD savaş gemisinin eşlik ettiği Coolidge, 1928'de Küba'ya gitmişti.
- Obama’nın Küba açılımına eleştiriler de var
Obama’nın Küba ziyareti bazı açılardan da eleştiriliyor. Özellikle Obama’nın dış politikada genel olarak başarısız olduğunu vurgulayan ABD’deki Cumhuriyetçi çevreler, Küba’daki yönetimin insan hakları karnesinin Amerikan değerleriyle çeliştiğini, bu yüzden Obama’nın bu ülkeye gitmesinin “yüz kızartıcı” olduğunu belirtiyor.
Eleştirenlerin başında yer alanlardan Cumhuriyetçilerin başkan aday adayı Küba kökenli Ted Cruz, Obama’nın Küba’da bulunduğu sürede bazı sivil toplum temsilcileri ile yapacağı görüşmelere atıfta bulunarak, şunları söyledi:
“Muhaliflerle görüşeceği söyleniyor ama Obama orada Raul ve Fidel Castro’nun işkence ettiği muhaliflerle görüşmeyecek. Obama, oraya ünlü Hollywood oyuncuları ve rock yıldızları ile gidip büyükelçilikte içkisini yudumlayacak. Geride ise hapishanelerde çürüyen siyasi tutuklular kalacak.”
Cumhuriyetçi kanattan eleştiri yönelten bir başka isim de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan oldu. Ryan, Küba yönetimin bugüne kadar teröristlere ve kanun kaçaklarına kucak açtığını savunarak, “Obama’nın ziyaret sırasında reform ihtiyacını gündeme getireceğinden de şüpheliyim.” dedi.
Obama’nın ABD’deki başkanlık seçim yarışının iyice kızıştığı bir döneme denk gelen Küba ziyareti, Washington yönetiminin dış politikasına dair eleştirilerin sadece bir kısmını oluşturuyor. Özellikle Cumhuriyetçi kesim, yönetimin İran ile yapılan nükleer anlaşma, Suriye krizi, İsrail-Filistin barışı gibi konularda başarısız olduğunu vurguluyor. Demokrat adayların güçlü ismi eski Obama’nın ilk dönemindeki Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise şu andaki yönetimin dış politikasının büyük bölümünün doğru olduğunu savunuyor.
- Obama’nın dış politikadaki Küba hatırası
İki dönem üst üste başkanlık yaparak görevi süresini tamamlamasına yaklaşık 10 ay kalan Obama, haleflerine dış politikada pasif bir Amerikan dış politikası bırakacak olmasıyla eleştiriliyor.
Putin Rusya'sının, Kırım yarımadası ve Ukrayna'nın doğusundaki örtülü işgalini engelleyemeyen Obama yönetiminin, İsrail-Filistin barışına hiçbir katkı sunamadığı belirtiliyor. Arap Baharı’nda bölgeye demokrasinin gelmesi için çaba göstereceği sözü veren Başkan Obama'nın, Mısır'da demokratik yollardan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin askeri darbeyle devrilmesine karşı çıkmadığı, ardından General Sisi yönetimine destek olduğu ifade ediliyor.
Obama'nın, Suriye'de yüz binlerce insanın yaşamına mal olan iç savaşta kırmızı çizgi olarak belirlediği "rejimin kimyasal silah kullanması" karşısında geri adım attığı savunuluyor. Rusya'nın Suriye'de savaşa katılmasına direnmeyen Obama'nın, Esed yönetiminin güçlendirilmesine ve ılımlı muhaliflerin zayıflatılmasına bir anlamda rıza gösterdiği öne sürülüyor.
Obama'ya, Avrupalı müttefikleriyle ortak hareket ederek İran'ın nükleer programını durdurmayı başardığı ancak anlaşmanın İran'a ekonomik, siyasi ve askeri açıdan nefes aldıracak bir avans verdiği eleştirileri getiriliyor. İran'ın, Yemen'den Suriye'ye herhangi bir bölgesel iddiasından da geri adım atmadığı belirtiliyor.
ABD-Küba ilişkilerinin normalleşmesi ise Obama’nın başarı hanesine yazılan ender dış politika icraatlarından biri olarak görülüyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol