O tutanaklar gün yüzüne çıktı !
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol1 Mayıs 2013'ta Taksim Meydanı'nın halka açılması için yapılan görüşmelerin tutanağı ortaya çıktı.
İstanbul'da 2013 yılında 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına ‘Gezi Parkı inşaatı’ gerekçesiyle yasak konmuştu. O yıl 1 Mayıs’tan beş gün önce İstanbul Valiliği’nde yapılan görüşmenin tutanaklarına göre eski Vali Hüseyin Avni Mutlu, inşaatı kastederek, “Bu şartlarda bu ameliyathaneye hasta almayız” diyerek, Taksim’e izin vermedi. Sonraki yıllarda izin verileceği yönünde açıklama yapılması önerisini “Seneye burada olabileceğimizi bilmiyorum, böyle bir açıklama yapamam” diyerek geri çevirdi. Bu görüşme biterken DİSK heyeti, “Tekrar eski müdahale günlerine, gözaltılara gelmeyelim” dediği halde valilik geri adım atmadı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre İstanbul’da, 17 yaşındaki Dilan Alp’in iki yıl önceki 1 Mayıs’ta polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından yaralanmasına ilişkin polisler hakkında açılan disiplin soruşturması dosyasına, İstanbul Valiliği’nde gerçekleştirilen 1 Mayıs görüşmesinin tutanağı girdi. Polisler tarafından tutanağa dönüştürülen metne göre, 25 Nisan 2013 yapılan toplantıya şu isimler katıldı:
Dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Yardımcıları Celal Sel ve Yılmaz Avcu, Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürü Muhammet Sarıyıldız ve bir grup polis amiri ile DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK avukatı Necdet Okcan, Eğitmi-Sen 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Tosu, Türk-İş Örgütlenme Sekreteri Nazmi Irgat, Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Büyükkucak, Hak-İş adına Oleyis Sendikası Şube Başkanı Nihat Şahin, TTB Genel Başkanı Özdemir Aktan ve Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk.
Görüşmede şu diyaloglar yaşandı:
Hüseyin Avni Mutlu: Emeğin hakkını korumak için elimizden geleni yaparız. Sizlerin hassasiyetini iyi anlıyorum. Ben de işçi çocuğuyum, sizleri dinlemeyi arzu ediyorum.
Arzu Çerkezoğlu: Alanı dün tekrar inceledik. Birtakım fiziki koşulları var. Bunun için biz de çalışıyoruz. Kortej ağırlıklarını Dolmabahçe’ye kaydırmayı düşünüyoruz. Saati kısa tutarak, kutlamayı düşünüyoruz. Başka illerden katılım olmayacak, sadece İstanbul gelecek. Bu saatten sonra “Taksim’de yapmıyoruz” dersek, bunun sıkıntısını yaşarız, bunun sıkıntısını siz de biliyorsunuz.
Mutlu: Kürsüyü nerede kurmayı düşünüyorsunuz?
Çerkezoğlu: İnşaat önü, metro çıkışı, anıt önü olabilir. Kürsüyü küçültebiliriz. Konuşma süresini az tutup akışı hızlandırabiliriz. İstiklal, Sıraselviler, Gezi Parkı, Kazancı Yokuşu tahliye için kullanılabilir.
Mutlu: Metro istasyonu alan ortası. Anıt ve metro arasına mı düşünüyorsunuz?
Çerkezoğlu: Anıt önüne kürsü kurulursa alan boş kalır.
Mutlu: Taksim toplantı alanı olarak Türkiye ’nin en anlamlı yeri. Taksim’e gelecek gruplara “Kalabalık gelmeyin” deme şansınızın olmadığını biliyorsunuz. Her örgütün tabanı var, onlar da kendini göstermek isteyecek. Bir meydanı miting alanı olarak ilan ediyorsanız bunun toplanma ve dağılma planlarının olması lazım. Bu inşaat buna imkan vermiyor. Güvenlik açısından risk görüyoruz.
Hüseyin Çapkın: Siz baştan “Biz Taksim’e çıkarız” dediğiniz zaman tartışılacak konu kalmıyor. Baştan bitiriyorsunuz, Alanın büyük bir kısmını kapatıyoruz. Dağılımlarda ciddi bir sıkıntı var.
Mutlu: Bir meydanın miting alanı olarak kullanabilmenin olmazsa olmaz şartı, geliş gidişlerin mutlaka iyi olması lazım. Bu şartlar olmadan alana izin vermemiz hukuk kuralları açısından mümkün değil. Yarın bize bunu soracak insanlar, şartları bozulmuş alanda miting izni verdiniz diye soracaklar. Vicdani sorumluluğu da var. Bu şartlarda biz bu ameliyathaneye hasta almayız. Bu alana izin vermeyiz. Bizi anlamanızı istirham ediyorum. Makul bir sayı ile Kazancı’ya karanfil, çelenk koyalım. Kazlıçeşme’de, Kadıköy’de birlikte kutlayalım. Çıkışta basına açıklama yapacağım, “Böyle bir inşaatın olduğu bölgede mitinge izin veremeyiz.” Siz de 1 Mayıs için çağrı yaparsanız sizin de vicdanınız sızlar. İnsanları getirip uçurumun kenarına koyamayız. Benden çok ağır talepte bulunuyorsunuz. 1 Mayıs’ı Kazlıçeşme’de kutlamayı sizden bekliyorum.
Çapkın: Bugünkü süreci daha kolay anlatabilirsiniz. 2010 yılında idare, anlayış göstermeseydi alınabilir miydi. Bu sene biz de sizden bunu bekliyoruz. Gelen grupların hepsine hakim olamazsınız.
Çerkezoğlu: Bu noktadan sonra bizim başka bir yer (için) değerlendirme yapmamız mümkün değildir.
Çapkın: Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir alanda kutlama yoktur.
Osman Öztürk: Biz bu mazeretleri daha önce 2002’de de duyduk.
Mutlu: Uçurumun kenarına getirip burada kutlama yapalım, diyemeyiz. Tam donanımlı ameliyathanede mi yapmak, yoksa koşulları iyi olmayan bir ameliyathanede mi yapmak, doğrudur? Ben sizleri anlıyorum. Bu iyi niyeti sizden bekliyoruz.
Özdemir Aktan: Geniş kesimler bu alanın savaşarak alındığına inanıyor. Bu alanı almak için tekrar çabalayacaktır.
Mutlu: Burada olaylar çıksa halkın gözünde siz sorumlu olacaksınız.
Nazmi Irgat: Uzun yıllar yasaklı olmasından dolayı burayı savaşarak alındığı inancı var. Bu yıl inşaat nedeniyle yasaklanırsa sonraki yıllarda bir daha verilmeyeceği inancı var. Bütün hazırlıklarımızı Taksim için yaptık. Siz de bizi anlayın lütfen.
Çapkın: Önceki yıllarda gruplar istenildiği gibi kontrol edilmedi. Alan daralmış, şişe boğazı gibi olmuş. Siz Kazlıçeşme’de yapalım dediğiniz takdirde herkesin arkanızdan geleceğine inanıyorum.
Irgat: Vali beyin basına gelecek yıllarda (izin) verilecek kanaati verirse rahatlama olur.
Mutlu: Seneye burada olabileceğimizi bilmiyorum, böyle bir açıklama yapamam.
Çerkezoğlu: Beşiktaş tarafına grupları toplayabilir, oradan getirebiliriz. Kutlama süresini kısa tutup hiçbir problem olmadan atlatabiliriz. Bize göre kutlanabilir. Tekrar eski müdahale günlerine, gözaltılara gelmeyelim.
Mutlu: Bugün toplum önüne çıkıp “Bu şartlarda kutlanamaz” diyeceğim. Siz de bu yıl kendi iradenizle “Başka bir alanda kutlama yapacağız” derseniz kitlelerinizi rahatlatabilirsiniz. Bu yıl burası sizin tuzağınız. Kendi kendinizi bağlıyorsunuz. Kendinizi kilitliyorsunuz.
Necdet Okcan: Türkiye yeni bir anayasa ve AB konusunda çalıştığı bir dönemde bunu yapmayalım.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol