Narin’in amcasının ses kayıtları ortaya çıktı

Narin’in amcasının ses kayıtları ortaya çıktı
Güncelleme:

Diyarbakır'da kayıp olarak aranırken cansız bedeni çuval içerisinde dere yatağına gizlenmiş halde bulunan ve korkunç bir cinayete kurban gittiği ortaya çıkan minik Narin'in katil zanlılarından amcasının Narin'in kaybolduğu gün yaptığı telefon görüşmelerinin ses kayıtları ortaya çıktı.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Köyünde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan Narin G. cinayetiyle ilgili her gün yeni bir detay ortaya çıkıyor.

Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre, tutuklu bulunan amca S.G.’ın olay günü yaptığı telefon görüşmeleri ortaya çıktı.

Görüşmelere göre amca S.G., telefonuna indirdiği ses kaydı alan bir programla 70 farklı kişiyle yaptığı görüşmelerde Narin’in ya suya girip boğulmuş olabileceğini, ya da köye gelen iki Çingene kadın tarafından kaçırılmış olabileceğine dikkat çekiyor.

KIZI ARADIKTAN SONRA İHBARDA BULUNUYOR

Bu görüşmelerde ilk olarak kızı arıyor ve “Baba diyorlar ki Narin kaybolmuş” diyor. S.G. de, “Nasıl kaybolmuş” diye soruyor. Ardından karakol komutanını arayarak, “Aleyküm selam komutanım. Kusura bakma rahatsız ettim komutanım. Ben şu anda tarladayım. Çocuklar beni aradı. Benim kardeşimin kızı kayıptır. Köylüler herkes kalkmış arıyor, kızı bulamıyorlar” diyor. Komutan “Kaç yaşında” diye sorunca S.G. kendi kızına Narin’in kaç yaşında olduğunu sorup öğrendikten sonra “8 yaşında komutanım” diye cevap veriyor.

Komutan bu kez, “Ne zaman kayboldu" diye sorunca amca “Valla öğleden sonra kimse görmemiş artık. Yani köyün hepsi ayaklanmış, arıyorlar ama bulamıyorlar. Dedim komutanımı bir arayıp haber vereyim. Daha yeni beni aradılar, bende tarladan geldim” diyor. Komutanın, “En son kim görmüş” sorusuna da, “En son benim kardeşimin iki kızı beraber geliyorlar. Bir tanesi eve gidiyor, öbürü de sözde eve gitmiş ama gitmemiş. Hiçbir bilgim yok.” Komutan “Allah Allah ahırlara falan bir bakın nereye gider ki. Tamam, biz bir bakalım” diyor. Amca S.G. vallahi bilmiyorum komutanım biz de korkuyoruz, arıyoruz. Köyün hepsi ayaklanmış. Allah razı olsun teşekkür ederim” diye cevap veriyor. Komutan bu kez, “Ahırlara falan da bakın” diyor. S.G. de; “Her yere bakıyoruz komutanım, bahçelere bakıyoruz, ahırlara bakıyoruz. Durmuyoruz, arıyoruz komutanım, her yeri arıyoruz. Komutan bu kez, “Peki tamam. Adı neydi çocuğun” sorusuna S.G. Narin” diye cevap veriyor Komutanın “Soyadı neydi?” sorusuna da “G.” diye yanıt verip ardından “Teşekkür ederim komutanım” diyerek kapatıyor.

"SAAT ÜÇ GİBİ ENO'NUN ORADA GÖRMÜŞLER"

Ardından Kürtçe konuştuğu köylülerden birine, “Okulun anahtarı sende mi. Getir bir okula bakalım. Jandarmalar kamera görüntülerine bakacaklar. 1 saattir arıyoruz kız kayıptır. Geç söylediler bize de 4,5 5 gibi söylediler. Kız kayıptır diyorlar geliyorum arayalım bari” diyor. Karşıdaki kişinin, “Nerede arayacağız” sorusuna da “Köyde arayacağız” diye cevap veriyor. Ardından bir başka yakınıyla Kürtçe konuşan amca, “Şimdi karakol komutanını aradım söyledim, onlarda gelecekler birazdan. Yani bu kız nereye gidebilir ki, kayboldu yav. Vallahi hepimiz bakıyoruz, arıyoruz. Saat 3 gibi Eno’nun evinin oralarda görmüşler ama bilmiyorum ki, bu suya muya düşmesin acaba. Köprünün orada korkuluk falan yok mu, oraya bir baksaydık yav” diyor.

 “İKİ TANE ÇİNGENE BAYAN VARMIŞ, VALLAHİ GÖTÜRÜRLER KOMUTANIM”

Tekrar komutanla görüşen amca; “Allah razı olsun komutanım. Vallahi kardeşimin kızıdır, kayıptır 8 yaşındadır. En son saat 3-3.5’ta köyün içinde görmüşler. O anda iki kişi de Çingenelerin arabasını görmüşler. Kırmızı eski bir araba görmüşler ondan şüpheleniyoruz. (Nevzat Bahtiyar’ın kızı gömdüğü araçta kırmızı eski model bir araçtı) Tamam komutanım benim evimin oraya gelin. Caminin oradan benim evimin olduğu yere gelin” diyor. 

Amca S.G. bir başka görüşmede ise “Efendim komutanım” diye telefonu cevaplıyor. Komutanın “10-15 dakikaya kadar askerler geliyorlar. Var mı bir gelişme” diye sorması üzerine, “Yok vallahi komutanım arıyoruz, bulamıyoruz. Fotoğrafını istediler, attım” diye cevap veriyor. Komutan köyde güvenlik kamerası olup olmadığını soruyor. S.G. ise, “Okulun kamerası var. Arkadaşlar bir gelsin, beraber bakalım. Zaten en son orada görülmüş” diyor. Komutanın köyde yabancı olup olmadığını, varsa gören olup olmadığını sorması üzerine amca S.G., “Yabancı varmış komutanım. İki tane Çingene bayan varmış. Vallahi götürürler komutanım. Zaten en son okulun oraya gitmiş. Her yere bakıyoruz komutanım bütün köylü toplanmış. Allah razı olsun komutanım çok teşekkür ederim” diyor.

“KÖYÜN GENÇLERİNİ GÖNDERDİM, ‘KAPILARI KIRIN HER TARAFA BAKIN’ DEDİM”

Köylülerin Narin’in akıbetini merak edip sordukları amca S.G., “Yok vallahi kayıptır. Halen arıyoruz Hele askerler bir gelsin onları bekliyorum, Okul kameralarına bakacağız. Köyün içinde kaybolmuş 3,5-4’ten beri ortada yok. Hele sizde gelin bir bakalım. Bütün evleri arayalım, 8 yaşındadır bu çocuk. Nereye gidebilir? Yer kalmadı baktık. Bütün köy ayakta yine yok. Yav diyorlar iki Çingene kadın köprünün oralarda görülmüş, biz onlardan şüpheleniyoruz. Ya da kanala düşmüş olabilir oradan şüpheleniyoruz. Köyün gençlerini gönderdim. Dedim o kapıları kırın her tarafa bakın” diye cevap veriyor. Ardından da aradığı başka kişilere dikiş, nakış kursu, evler, ağaçların altları ve her tarafa bakmaları için talimat veriyor.

"SANKİ YER YARILDI İÇİNE GİRDİ BU KIZ"

Kendini arayan bir başka köylüye, “Vallahi bu kız sanki yer yarıldı içine girdi. Kayıptır yav” diyor. “Hiç gören olmamış mı” diye soran köylüye “Görenler var bakkala gitmiş. Sonra gelmiş okulun orada görmüşler, ama yok işte yok. Bakmadığımız yer kalmadı ama yok. Küçük de değil hani 7-8 yaşında çocuk nereye gider ki” diyor. Bir başka aramada ise, “Gidin kanala bir bakın kanala. (DSİ sulama kanadını kast ederek) Şimdi AFAD’da geldi. Gidip kanala bakacaklar. Jandarma, AFAD, korucular, bütün köy herkes ayakta ama kız yok. Akıllı bir kızdır da, yani nereye gider anlamadım. Şimdi köpekleri de getirdiler. Termal cihazlarla her yerde arama yapılıyor. Bakılmadık yer kalmadı. Karakol ilgileniyor” diye cevap veriyor. Kızın saat 3,5-4 gibi kaybolduğunu, arayan farklı kişilere de saat 17.00-17.30’a kadar görüldüğünü belirtiyor.

"YA KANALA DÜŞMÜŞ YA DA KAÇIRILMIŞ"

S.G. kendisini arayan ve “kaçırılmış olabilir mi?” diye soran kişiye de,

“Vallahi köyün giriş çıkışları tutulmuş. Araçlar, plakalar, devlet üzerinde duruyor. Her tarafa dağılmışlar, komandolar her yere bakıyoruz diyorlar ama nasıl bakıyorlar bilmiyorum. Belki kendi yöntemleri vardır ne bileyim. Benim evim, kendi evi, Fuat’ın evi bir de bahçeler var. Başka nereye gidebilir ki. Geriye ya kanala düşmüştür, ya da kaçırılmıştır, başka da bir şey gelmiyor aklıma. Bir ihtimalde bir yerde uyumuş olabilir diyorlar” diye cevaplıyor.

Amca S.G., küçük kızın köyün yakınlarındaki Devlet Su İşlerine ait sulama kanalına düşmüş olabileceği ihbarı üzerine kendisini arayan DSİ görevlisini de yanıltıyor. Görevlinin, “Siz neye göre kanala düştüğünden şüpheleniyorsunuz?” sorusuna, “Evimiz kanala yakın ya, zaten iki şüphe var. Bir kanal, bir de kaçırılma” diyor. Görevlinin, “Kanala düşseydi çıkardı abi ya” demesi üzerine bu kez, “Acaba sulama kanalına düşüp ızgaranın altına takılmış olamaz mı?” diye soruyor. Görevli ise Narin’in yaşını soruyor. Amca S.G., “8-9 yaşında kız çocuğu. Suyun şiddetiyle, ya da Çingeneler kaçırmıştır” diyor. Görevli de, “Ben şimdi suyu kafama göre kesemiyorum. Savcılık bir yazı yazarsa şayet ben hemen suyu keserim” diyor. S.G. de “Hele bir bakalım AFAD’la bir toparlanalım, konuşuruz” diyerek geçiştiriyor.

"ŞÜPHELENDİKLERİ BİR ŞEY VARSA BİZE DE SÖYLESİNLER"

S.G. kendisini arayan bir başka kişiyle yaptığı görüşmede ise, AFAD ve Jandarma görevlilerini kast ederek, “Sizin köyün korucuları da geldi arıyor herkes. Yalnız bildikleri bir şey varsa eğer bunu bize de söylesinler. Bir şüphe varsa, ya da şüphelendikleri bir durum varsa bizim de bilgimiz olsun yani. Bir ipucu buldularsa eğer bizim de haberim olsun bundan. Yüzbaşı, bölük komutanı kendisi bizzat aramalara katılıyor” diyerek aileden şüphelenip şüphelenilmediğini de merak ediyor.

Köylülerin “Mısır tarlasına baktınız mı? Biz de oraya bakalım” demesine öfkelenen S.G., “Yav çocuğun mısır tarlasında ne işi olur ki Allah için. Ben hiç inanmıyorum oraya gittiğine. Gidiyorsanız gidin ama ben inanmıyorum. Mümkün değil oraya gitmesi. Ben de şimdi köprünün üzerindeki kanalın oraya geldim. Jandarmalar burada. Kanala bakıyorlar” diye cevap veriyor.

Sözcü