Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a istifa çağrısı

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 24 Şubat’ta COVID-19 aşısı olduğunu ve eğitimcilere aşılamanın başlayacağını duyurduğunu anımsatarak, eğitimcilerin aşı sorununu gündeme getirdi.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer’in konuya ilişkin yaptığı değerlendirmesi şöyle:

“Daha en başından beri organize bir beceriksizlik içerisinde salgın sürecini götürüyorlar. Götürüyorlar diyorum çünkü yönetilen bir süreç yok. Günübirlik kararlarla savuruluyoruz. Eğitimciler de bu yönetememe halinden nasibini aldı. 1.2 milyon öğretmen ve okul çalışanı aşılanmadan yüz yüze eğitim başladı. Okul haricinde öğretmenler bir de mahallelerdeki filyasyon ekiplerinde de yer alıyor ve hastalarla temas etmek zorunda kalıyor. Çok sayıda öğretmen ve öğrenci COVID-19'a yakalandı. Bu kadar bariz, geleceği belli olan bir süreci dahi öngörmekten ya acizler ya da dediğim gibi öğretmen düşmanlığı yapıyorlar. Bu ülkenin en onurlu mesleklerinden birini yapan insanları adeta silahsız korunmasız savaşın en ön cephesine yalın ayak gönderdiler. İşte o öğretmenleri birer birer kaybediyoruz.”

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN İSTİFA ETMESİ GEREKİYOR"

Taşcıer, “Yüz yüze eğitimden bu kadar süre uzak kalınması bir kayıp nesil tehlikesi yaratıyor. Bunu öngören bir iktidarın ilk yapacağı iş, öğretmenlerin hemen aşılanması olurdu, ama öyle yapılmadı. Kameralar önünde aşı olup öğretmenlere söz veren Milli Eğitim Bakanı’nın istifa etmesi gerekiyor. Kendi söylemine göre dahi öğretmenlerin yüzde onu ancak aşılanabilmiş durumda. Artan vakalar nedeniyle okulların tekrar kapanacağı konuşuluyor. Sormak lazım, nasıl olsa yüz yüze eğitim rafa kalktı diye öğretmenleri aşılamaktan tümüyle de vazgeçecek misiniz” diye sordu.

Taşcıer’in Sağlık Bakanı Koca’ya yönelttiği sorular şöyle:

“Öğretmenlerin aşılanması sürecinin bu denli yavaş ilerlemesinin sebebi nedir?

Aşı tedarikinde sorunlar var ve bu yüzden de öğretmenlerin aşılanma süreci yavaş ilerliyorsa, eğitim çalışanlarının aşılanması bitmeden başka meslek gruplarına öncelikli aşılama hakkı verilmesinin mantığı nedir?

Öğretmenlerin yalnızca okullarda değil, mahallelerde görevli filyasyon ekiplerinde de oldukları düşünüldüğünde, en öncelikli grupta olmaları gerekmemekte midir?

Öğretmenlerin ve okul çalışanlarının aşılanması sürecinin ne zaman tamamlanması öngörülmektedir? O

kullarda yüz yüze eğitime yeniden ara verilmesi durumunda, öğretmenlerin aşılanması da durdurulacak mıdır? Aşılama sırasının belirlenmesinde hangi bilimsel parametreler dikkate alınmaktadır?

Öğretmenlerin ve okul çalışanlarının tümü aşılanmadan futbolcular ve diğer meslek gruplarına hangi parametreye göre öncelik hakkı tanınmıştır?”