Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: ''Kaybedeceği için tehdit ediyor''

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: ''Kaybedeceği için tehdit ediyor''
Güncelleme:

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İYİ Parti lideri Akşener’e yönelik tehditlerine tepki göstererek, “Kaybedeceğini bildiği için tehditle ayakta durmak istiyor” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Marmaris ve Bodrum mitinglerinin ardından Ankara’ya dönerken uçakta Birgün gazetesinden Sebahat Karakoyun'un sorularını yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “hapis cezası” tehdidinde bulunmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Erdoğan kaybedeceğini bildiği için tehditle ayakta durmak istiyor. Rakiplerini konuşturmak istemiyor” dedi. Erdoğan’ın meydanlarda beklediği havayı bulamadığını, yerel seçimlerde kaybedeceğini gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu’nun sorular üzerine yaptığı değerlendirmeler özetle şöyle:

YARGIYA TALİMAT

(Akşener’e yönelik hapis cezası tehdidi) Erdoğan yargıçlık görevini üstleniyor. Büyük ihtimalle kararın hangi tarihte açıklanacağı ve hangi yargıcın bu kararı vereceğine ilişkin talimat verilmiştir. Bu talimatın gereğini Adalet Bakanlığı yerine getirecektir. Tek adamın, otoritenin ve bir diktatörün verdiği talimatla yargının Erdoğan’ın talimatlarını mahkeme kararına dönüştürmesi… Eğer hakim bir mahkûmiyet kararı verirse o hakim değildir, yargıç değildir. Yalnızca siyasi otoritenin verdiği kararı mahkeme kararına dönüştüren bir kişidir. Erdoğan kaybedeceğini bildiği için tehditle ayakta durmak istiyor. Demokrasi kültürü olmayan, baskıcı kültürden ve gelenekten geldiği anlaşılıyor. Bir anlamda toplumdan da onun intikamını almak istiyor gibi psikolojik yapı içinde de olabilir. 

SEÇİMDEN SONRA SERT ÖNLEMLER

Ekonomik krizi ötelemek için pek çok ödünler verdiler. Erdoğan 1 Nisan’dan sonra damadıyla birlikte daha sert önlemler almak zorunda kalacak. Asıl fatura o zaman topluma kesilecek. Ama önlem alınmıyor. Soğan kuyruğundaki vatandaşa, “bu bir varlık kuyruğu” demek o vatandaşın kendisiyle ve aklıyla alay etmektir. Damadı “2.5 milyon kişiye istihdam yaratacağız” diye açıklama yapıyor. Bu da toplumun aklı ile alay etmektir.

ADAYLARI KONUŞTURMUYOR

İktidar belediye başkanları da aslında ne yapacaklarını bilmiyor. Konuşturulmuyor onlar. Bir kişi konuşuyor. Her yerde Erdoğan fotoğrafı var. “Sen benim belediye başkanımsın, benim söylediklerimi yapacaksın” diyor. Her şey Erdoğan’ın iki dudağı arasında.

BURHAN KUZU-ZİNDAŞTİ İLİŞKİSİ

Burhan Kuzu daha önce Zindaşti’yi tanımadığını söylüyordu. Aynı masada fotoğrafı çıkınca da gerekçe üretmeye çalışıyor. Burhan Kuzu bir uyuşturucu tüccarıyla niye bu kadar yakından ilgilenir, neden onun tutuklu kalmaması için hakimlere dolaylı da olsa telefonla baskı kurmaya çalışır? Bu iddialar çok ciddi iddialar. Burhan Kuzu bunların hiçbirisini somut bir şekilde reddetmedi. Hakim de kimin telefon ettiğini biliyor. Telefon edenin Burhan Kuzu olduğu yönünde güçlü karineler var. Güven veren bir insan değil.

RIZA SARRAF GİBİ

Rıza Sarraf da Zindaşti gibi birisiydi zaten. Devlet protokolünde yer alıyordu, bakanlarla birlikteydi. Tabii asıl ilginç olan; Rıza Sarraf’ın iadesiyle ilgili Erdoğan’ın ABD’ye nota vermiş olması. Hakan Atilla’yla ilgili nota verilmedi. Ama Rıza Sarraf için verdi. Niçin? Aralarında ciddi bir çıkar ilişkisi vardı ve o çıkar ilişkisinin resmi otoritelerinin önünde itiraf edilmesinden çekiniyordu. Rıza Sarraf, neredeyse Türkiye’nin en muteber insanı olarak ilan edecekti. 

TAMİNCE’YE BÜYÜK İHALELER

17-25 Aralık diye bir tarih koydular. Fettah Tamince o tarihlerden sonra Pensilvanya’da ziyaret yapan, Zaman gazetesine ortak olan, Bank Asya’ya paralar yatıran bir kişi. Bank Asya önünden geçen hapse girerken bu adam el üstünde tutuldu, devlet protokolünde ağırlandı. En büyük ihaleler ona veriliyor. Neden? Tamamen çıkar ilişkisi. AK Parti’ye oy veren vatandaşları suçlamak istemem. Ama vatandaşların oylarının kötü kullanıldığı ve bireysel çıkarlarda kullanıldığı gerçeği de var.

DUYUM GELMİŞTİ

(İzmir’de CHP Seçim Bürosu’na saldırı) Bize daha önce bir duyum gelmişti. CHP’nin düzenlediği mitinglere, CHP seçim bürolarına saldırı yapılacak diye. Demokratik bir yarış yapmaya çalışıyoruz biz. Demokratik olmayan bir süreç içerinde demokrasi mücadelesi veriyoruz. Baskıcı bir yönetim var, devletin bütün imkanlarını kullanan bir anlayış var, devletin valisini emniyet müdürünü kullanarak bizi baskılamak istiyor. Ona rağmen demokrasiyi biz bu ülkeye getirmek için mücadele ediyoruz.

YENİ PARTİ

Demokratik bir ülkede, siyasal partiler yasası varsa insanlar yeni parti kurabilir. Çok yadırganacak bir olay değil. Memnuniyetsizlik var mı? Var. İktidar kanadının kendi içinde var. Memnun olmayanlar ayrışıp parti kurabilirler. Bana göre çok önemli değil. 

SÖZCÜ DAVASI

(Sözcü davası savcısının sabıkasının çıkması) Bu savcının savcılık yapamayacağı, tarafsız olamayacağı ve sağlıklı bir soruşturma yapamayacağı ortaya çıkmış vaziyette. Olay araştırılmış ve gerekli ceza da verilmiş aslında. Bu savcı bütün bunlar bilindiği halde nasıl oluyor da başka yere atanmasıyla ilgili dosya Hakimler Savcılar Kurulu’na gitti? O dosyayı HSK’ye taşıyan kişi belli çıkar ilişkileri içinde olan bir kişidir. Belki rüşvetle ilgili dosyalar da ayıklanmış olabilir. Bilinmeyen bir alan var aslında. Bu alanın üzerine gidilmeli. Gidecek olan da HSK’dir. O dosya siyasi otoritenin arzusu üzerine HSK’ye geliyorsa, o zaman siyasi otorite Saray bağlantılıdır, Saray’ın bilgisi olmadan böyle bir şey yapılmaz.

 

Birgün