İstanbul'da enfekte olan sağlık çalışanı rakamları açıklandı

İstanbul'da enfekte olan sağlık çalışanı rakamları açıklandı
Güncelleme:

27 Nisan-3 Mayıs haftasına dair İstanbul Covid-19 raporunu yayımlayan İstanbul Tabip Odası, kentte 4 bin 500’ün üzerinde sağlık çalışanının enfekte olduğunu bildirdi

İstanbul Tabip Odası(İTO), koroanvirüs salgını başından bu yana yayımladığı haftalık raporunu kamuoyu ile paylaştı. 27 Nisan-3 Mayıs tarihlerini kapsayan haftalık raporda, Sağlık Bakanlığı’nın 7 bin 428 kişi olarak açıkladığı Türkiye genelindeki enfekte sağlık çalışanı sayısı hatırlatıldı, sadece İstanbul’da 4 bin 500’ün üzerinde enfekte sağlık çalışanı bulunduğu belirtildi.

İTO raporunda, muayenehane hekimlerinin maske satışının yasak olması nedeniyle piyasadan maske temin edemedikleri, Sağlık Müdürlüğü’nün de kendilerine maske sağlamadığı belirtildi.

İstanbul’da Covid-19 yatan hasta sayısında düşüş gözlemlendiğinin bildirildiği raporda, “pandeminin sekizinci haftasında hastanelere başvuru ve yatan hasta sayılarında önceki haftalara göre azalmaya rağmen İstanbul’da tehlike ciddiyetini sürdürüyor” denildi.

İTO’nun 27 Nisan-3 Mayıs tarihlerine dair İstanbul Covid-19 raporu şöyle:

- Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul Tıp Fakültesi (İTF) emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Dilmener COVİD-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Ailesinin ve tüm sevenlerinin acılarını paylaşıyor, başta İTF’liler olmak üzere bütün hekim camiasına başsağlığı diliyoruz.

- Önceki hafta 23-27 Nisan arasında uygulanan dört günlük sokağa çıkma yasağının ardından 27 Nisan gününden itibaren sokakların eskiye göre daha canlı, trafiğin daha yoğun olduğu gözlendi.

- Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca şimdiye kadar enfekte olan sağlık çalışanı sayısının 7.428 olarak açıkladı. Bizim sahadan edindiğimiz bilgilere göre İstanbul’da şimdiye kadar enfekte olan sağlık çalışanı sayısı 4.500’ün üzerinde.

- İstanbul’daki hastanelerden edindiğimiz bilgiler yatan hasta sayısının önceki haftalara göre daha da azaldığı yönünde. Süreç ilerledikçe COVİD-19 dışı hastaların ertelenemez sağlık hizmeti ihtiyaçları için sıkıntılar ise giderek büyüyor.

- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldığı bir televizyon programında İstanbul'da geçtiğimiz yıllara göre bu yıl gerçekleşen ölüm oranlarında yüzde 30-35 arasında fark olduğunu, bu yıl günde 80 ile 100 arasında daha fazla ölüm olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarının aksine İBB’nin defin sayısı üzerinden değil, ölüm üzerinden rapor tuttuğunu belirtti.

- Son olarak eczanelerden dağıtılacağı açıklanan maskelerle ilgili geçtiğimiz hafta İstanbul Eczacı Odası’ndan yapılan açıklamada herhangi bir kamu kurumunda çalışanların maskeleri çalıştıkları kurumdan, bir iş yerinde SSK’lı olarak çalışanların çalıştıkları işyerinden temin edecekleri bildirilip bu vatandaşların eczanelerden maske talebinde bulunmamaları rica edildi. Kamu kurumlarına ve işyerlerine nasıl ve ne zaman maske dağıtılacağı ise yetkililer tarafından açıklanmadı.

- Maske satışının “karneye bağlanması” (aile hekimlerinin yanı sıra) muayenehane hekimi meslektaşlarımızı da fevkalade mağdur ediyor. Satışı yasak olduğu için piyasadan sağlayamıyorlar, “özel muayenehane” oldukları için Sağlık Müdürlüğü de kendilerine maske temin etmiyor.

- Salgın artış hızının yüksek olduğu dönemde “artacak ihtiyacı karşılayabilmek için” gerekçesiyle başlatılan Atatürk Havalimanı’ndaki niteliği ve akıbeti meçhul “sahra hastanesi” inşaatı, salgının sönümlenmeye başladığı ilan edilmesine rağmen son hızla devam ediyor.

- Tespit edilen vaka ve vefat sayılarının azalmasıyla birlikte geçtiğimiz hafta yetkililerden önlemlerin “gevşetilmesi” mesajları gelmeye başladı.

Sadece PCR testi pozitif vakaları esas alınsa da, Sağlık Bakanlığı’nın 3 Mayıs akşamı itibarıyla açıkladığı sayılara göre Türkiye dünyadaki 193 ülke arasında vaka sayısında sekizinci, ölüm sayısında on ikinci sırada bulunuyor.

Özetle; pandeminin sekizinci haftasında hastanelere başvuru ve yatan hasta sayılarında önceki haftalara göre azalmaya rağmen İstanbul’da tehlike ciddiyetini sürdürüyor.

Tedbirlerin gevşetilmesi tartışmasının bu gerçeğin ışığında değerlendirilmesi, erken dönemde alınacak yanlış bir kararın bedelinin ağır olacağını hatırlatırız.

Seçiniz...