İstanbul trafiği eskiye döndü! Her bir saatin 47 dakikası trafikte geçiyor

İstanbul trafiği eskiye döndü! Her bir saatin 47 dakikası trafikte geçiyor
Güncelleme:

Koronavirüs normalleşme sürecinde eski günlerine dönen İstanbul trafiğinde yoldaki her bir saatin 47 dakikası trafikte geçiyor.

İstanbul'da sabah ile akşam trafiği arasındaki zaman kaybı farkı 3 dakika...

Veriler, Yeditepe Üniversitesi öncülüğünde sanayi işbirliği ile gerçekleştirilen "İstanbul Trafik Otoritmi" raporundan.

NTV'den Engin Yeşil'in haberine göre, 2013'ten bu yana her yıl hazırlanan raporda, İstanbul'daki trafik yoğunluğuna ilişkin detaylı sayısal bilgiler ortaya konuldu.

Rapora ilişkin bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Serkan Gürsoy, 1 Ocak ile 15 Mart arasında, yani pandemi öncesi dönemde seyahat süresinin yüzde 78'inin yoğun trafikte kaybedildiğini söyledi.

2019'da saatte 21,8 kilometre olan sürüş hızının söz konusu dönemde saatte 19,4 kilometreye düştüğünü belirten Gürsoy, şunları söyledi:

"2020 yılı ilk çeyreğinde Pandemi ile ilgili tedbirlerin uygulanmaya başlamasından hemen önce, ortalama sürüş hızı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 11 oranında azalmıştı. 2020 yılının bu döneminde akşam saatleri oldukça yoğun trafik ile geçti. 2019 yılında yüzde 81 olan zaman kaybı (sürüş hızı saate 16.8 km), yüzde 83’e yükselmişti (sürüş hızı saatte 14.9 km).

10 DAKİKALIK YOL 50 DAKİKA

2020 yılı ilk döneminde açık trafikte 10 dakika sürmesi gereken bir mesafe yaklaşık bir saat sürüyor, yolculuklarda her bir saatin 50 dakikası yoğun trafikte geçiyordu. Sabah saatlerinde ise durum akşam saatleri kadar olmasa da yine oldukça yüksekti. 2020 yılı sabah saatlerinde hareket eden sürücüler ve yolcular her bir saatin 47 dakikasını trafik yoğunluğu yüzünden kaybediyordu. Başka bir ifadeyle sabah trafiğindeki kayıp ile akşam trafiğindeki kayıp arasında 2020 yılının bu döneminde yalnızca 3 dakika fark etti.  Aynı güzergahı sabah trafiğinde alan sürücüler varacakları yere akşama göre yalnızca 3 dakika daha önce varabildiler."

PANDEMİDE TRAFİK İKİ KAT HIZLANDI

Pandemi koşullarının etkili olması ile ortaya çıkan önlem ve kısıtlar nedeniyle İstanbul trafiğinin "büyük bir hızlanma" yaşadığını söyleyen Gürsoy, "Neredeyse tüm zamanlar ve tüm yönler için oluşan zaman kaybını yarı yarıya azaldı" dedi.


Gürsoy, "Pandemi öncesinde ortalama 24 km/saat seviyesine inen hız, pandemi ile birlikte ortaya çıkan koşullar ve alınan tedbirlerin sonucu nisan, mayıs ve haziran aylarında saatte 44 kilometreye yükseldi. Ancak yazın bitişi ile birlikte hızlı bir şekilde eski seyrine dönmeye başlamıştır. 

EN YOĞUN ROTALAR

Gürsoy'a göre İstanbul trafiğindeki yoğunluk artışı veya azalışı bölgelere göre çok fark etmiyor. Kent merkezlerine doğru hareket, sabah ve akşam saatlerinde oldukça yoğun oluyor. İstanbul Trafik Otoritmi raporuna göre; kentte trafik yoğunluğuna bağlı kaybın sürekli ve en fazla olduğu rotalar arasında Altunizade-Mecidiyeköy, Cevizlibağ-Avcılar ve Kozyatağı-Taksim gibi rotalar var.


"OKULLAR ESKİSİ KADAR ETKİLİ DEĞİL"

"Trafiğe çözüm arıyorsak, şehir insanını çevresi ile ilişkilendirebilecek çözümlere bakmalıyız" diyen Gürsoy, "Öğrencilerin ikamet ettikleri çevrede bulunan okullara kayıt olmaları, onları daha az trafiğe kattı. Onlara daha çok zaman kazandırdı. Şehir trafiğinde okullar etkisini yavaş yavaş yitiriyor" ifadelerini kullandı.

Otoririm Raporu'nun 2017, 2018 ve 2019 yıllarındaki verileri de Gürsoy'un sözlerini desktekliyor. Söz konusu yılların ekim, kasım ve aralık aylarına bakıldığında trafikteki ortalama sürüş hızları azalmayı sürdürmüş.

Ancak 2019 yılında okulların açık olduğu dönemde yaşanan hız kaybı bir önceki yılda yaşanan kayıp kadar yüksek olmamış. Başka bir ifadeyle, hız azalışının bir miktar önü kesilmiş. 2017’den 2018’e geçerken yaklaşık yüzde 21 oranında hız kaybı yaşanırken, 2018 yılında bu oran yüzde 6 seviyesinde gerçekleşmiş. Okullar açıldığında yaşanan yoğunluğa bağlı hız kaybı yaklaşık yüzde 70 oranında azaltılmış.

TRAFİK SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR?

Şehirlerde ortaya çıkan hareketlilik ihtiyacının karşılanması, trafik kaynaklı problemlerin ortadan kaldırılması veya kontrol altında tutulmasının da ancak akıllı sistemlerin geliştirilmesi ve kullanılması ile mümkün olduğunun altını çizen Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün trafik sıkışıklığı sorunu ile başa çıkmak, daha hızlı gidebilmenin yollarını aramak anlamına gelmiyor. Daha az kayıp vererek, daha az enerji harcayarak, daha temiz çevre için seçimler yaparak hareket edebilmek anlamına geliyor. Akıllı şehirlerin daha hızlı otoyollardan ziyade daha sağlıklı ve  ilham verici yaşam alanlarından oluştuğunu düşünmek gerek. 


Trafik sıkışıklığının yegane çözümü kent sakinin kent olanaklarına erişim kabiliyetinin artırılması ile hayata geçebilir. Bu olanaklar; iş, sağlık, eğitim, kültür, eğlence, yeşil alan gibi kentin yaşayanlarına sunduğu olanaklardır. Bu olanaklar yakın çevrenizden zaman olarak uzaklaştıkça, onlara ulaşmak zorlaştıkça veya pahalılaştıkça hem şehre olan aidiyet hissi azalır hem de yaşam memnuniyeti ile kalitesi düşer.

Bugün üretilebilen, bizim de üniversite-kamu-sanayi işbirliği yaparak üzerine çalıştığımız akıllı kent sistemleri, bu ilişkileri kurmaya yönelik adımlar atmakta ve başarılı sonuçlar alabilmektedir. Bu tür sistemlerin desteklenmesi, yaygınlaştırılması ve kullanılması gerekir."

NTV