IŞİD neden o kentte örgütlendi ?

IŞİD neden o kentte örgütlendi ?

Adıyaman'da ortaya çıkan IŞİD hücresi gözleri bu şehre yöneltti ? Peki radikal İslam neden Adıyaman'ı seçti ?

Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırılarının ardında Adıyaman’da konuşlu bir IŞİD hücresinin olduğunun ortaya çıkması, kentin de adının sık sık örgütle ve radikal İslam’la anılmasına neden olmaya başladı. Fakat Adıyaman halkı ve kanaat önderleri ‘Dokumacılar grubu’ olarak da bilinen bu IŞİD hücresiyle anılmaktan rahatsız.

Özellikle de IŞİD’lilerin toplandığı ve üç ay açık kaldıktan sonra belediye tarafından kapatılan İslam Çay Ocağı çevresindeki esnaf. Çay ocağının kapatılmasının ardından bir tabelacının da kısa bir süreliğine kiraladığı yer şimdi ise devren satılık.

Karşısındaki çay ocağında oturanlar, “Gazeteciler eksik olmuyor, bıktık artık. Biz IŞİD’le anılmak istemiyoruz. Burayı da artık başka birinin tutacağını, satın alacağını sanmıyoruz” diyorlar.

Komşular: Şüphelenmedik

İslam Çay Ocağı’nın açık olduğu üç ay boyunca şüphelenilecek bir durum hissetmediklerini söylüyorlar.

a-149.jpeg

İsimlerini vermek istemeyen mahalle sakinleri gördüklerini anlatıyor:

“Bize ne çay verirlerdi, ne de satarlardı. Sadece üyeleri girer, çaylarını kendileri yapar kendileri içerlerdi. Bir de değişik kitaplar okurlardı. Zaten gündüz bir iki kişi olurdu. Biz kahveyi öğleden sonra 5 gibi kapattığımızda onlar gelirdi. Geceleri toplanırlardı. Sakallısı da vardı sakalsızı da.”

Basında, çay ocağında IŞİD bayraklarını temsil eden semboller olduğu ve cami minberi bulunduğunu gösteren fotoğraflar yer almıştı.

Burayı ziyaret edenlerden biri de Diyabakır’da 5 Haziran’daki HDP mitinginde 4 kişinin öldüğü bombalı saldırının faili olarak tutuklanan Orhan Gönder.

Kuzeni Ercan Gönder Orhan Gönder’de gözlemlediği değişimi şöyle anlatıyor:

Diyarbakır zanlısı Orhan Gönder'deki değişim

“Biz Kürt ve Aleviyiz... Bir gün ‘Ben rüya gördüm’ diye kalktı ve namaz kılmaya başladı. Alevi olduğumuzdan kendi inancımızı anlatmaya çalıştık fakat ısrarla okumalar yapmaya başladı ve namaza devam etti. Tepki görünce de kaçtı.”

“Kuran okumasını biz de tavsiye ettik, inançtır. Ama aşamalı olarak, kız kardeşine kapanmasını söyledi annesine babasına fetvalar vermeye, kız kuzenleriyle aynı sofraya oturmamaya başladı. Saç sakal bıraktı, geniş kıyafetler tercih etmeye başladı, düğünlere gelmedi, cenazelerimiz için ‘böyle defnedilmez’ gibi tartışmalara girdi.”

Orhan Gönder daha sonra cami imamlarına “Bunlar paralı devlet imamları, arkalarında namaz kılınmaz” diye tepki gösterip ibadetini kendi arkadaş ve sohbet gruplarının toplandığı yerlerde yapmaya başladı.

Dokumacılar Grubu olarak bilinen Adıyaman yapılanmasının hepsi birbirini tanıyan arkadaş grubuydu. Ercan Gönder kuzeninin arkadaşlarına olan sadakatine kapıldığını söylüyor:

“Örgütlenmeler de böyle yapılıyor zaten. Birbirini tanıyanları seçiyorlar, hatta aile içerisinde birbirlerine destek olmaları için ikinci bir kardeşi devreye sokuyorlar, cihadın amaçlarından hedeflerinden bahsediyorlar.”

Dokumacılar grubu

Orhan Gönder’in bu süreç içinde ailesinden sakladığı ama cebinden düşürmediği kitaplar da vardı. Kitapları görenlerin iddiasına göre birinin içeriği Afganistan ve Çeçenistan’daki cihatçılarla, birinin de, yine o bölgelerde ‘200-300 yıl önce yaşamış bir alimin din uğruna verdiği mücadele ve mükafatıyla’ ilgiliymiş.

Orhan Gönder, Suruç ve Ankara’da intihar saldırılarının failleri Şeyh Abdurrahman Alagöz ve Yunus Emre Alagöz ile Ankara saldırısının önce ikinci faili olduğu iddia edilen ama daha sonra doğrulanmayan Öner Deniz Dündar ‘Dokumacılar Grubu’ olarak bilinen IŞİD hücresinden.

Adıyaman artık bu hücreyle anılıyor fakat burada yaşayanlar memleketlerini şiddet olaylarından uzak, ılımlı ve huzurlu bir kent olarak tanımlıyorlar.

Burası muhafazakar bir yapıya sahip. 7 Haziran genel seçimlerde AKP’nin yüzde 58 oy oranına ulaştığı bir il. 1 Kasım’da da bu oranda büyük değişlik yaşanması beklenmiyor. Dini cemaatler güçlü ve etkin. Alevi, Sünni ve gayrimüslim nüfus da bir arada yaşıyor.

Esnafın anlattığına göre son döneme kadar atanan memurların ayrılmak istemediği uzun yıllar yaşamak istediği bir ilmiş. Şehir merkezi canlı, kahveler dolu ama seçim havasından çok, IŞİD konuşuluyor.

Adıyaman halkı arasında İslam’ın Selefi anlayışını benimseyen bu gençlerin bazı imamlar tarafından da radikalleştirildiği ve ailelerin artık çocuklarının camilere gitmesine engel olduğu görüşü dile getiriliyor.

Fakat Adıyaman’da İslami çevreleri yakından tanıyan İlahiyatçı Abdülhakim Yalçın, “İmamların hepsini biliyoruz. Bu öğreti camilerden yayılmıyor. Bunlar daha çok sivil ortamlarda, ev toplantılarında yapılıyor” diyor.

IŞİD militan devşirmek için yaydığı propaganda videolarında, maaş, evlilik, ev, araba gibi vaatlerde bulunuyor. Bunlar ise, Adıyaman’da bu tip radikal eğilimlere sahip olanların, yaşadıkları toplumda elde edemeyeceklerini düşündükleri vaatler.

'Yoksulluk ve eğitimsizlik'

Abdülhakim Yalçın’a göre bu vaatlere kanmalarındaki sebeplerden biri “yoksul ve eğitimsiz oldukları için toplum içinde dikkate alınmamaları ve değer gördükleri örgüte girmeleri.”

“Gencin burada hiçbir özelliği yok. Sosyal hayatı yok. Oraya gidiyor muhatap alınıyor kendisini adam yerine koyanlar olduğunu düşünüyor. ‘Cennete gideceksin’ diye uhrevi ve dünyevi vaatler veriliyor’.”

Yalçın IŞİD üyesi Adıyamanlıları ‘bilinç, anlayış ve bilgiden yoksun, İslam’ı sarık, çarşaftan ibaret gören ve soyut hayaller peşinde koşanlar’ olarak tanımlıyor:

“İslam’ın bir medeniyet tasavvuru vardır, bir inşa süreci vardır. Bunların bütün felsefeleri yıkım üzerine kurulmuş. Sistem yıkılsın diyorlar ama yerine gelecek dedikleri şey aslında bir hayal (...) Biz IŞİD’in İslam’ı temsil etmediğini, bu örgütün anlayışını kabul etmediğimizi söylüyoruz. Bundan dolayı bu insanlar muhtemelen bizi bile Müslüman olarak görmüyorlardır.”

IŞİD’in din anlayışında diğer Müslümanlardan ayrışmasının yanı sıra, Orta Doğu’daki politikalar da eylemlerini kolaylaştıran faktörlerden.

İHD Adıyaman Şube Başkanı Osman Süzer, Türkiye’nin Suriye politikasının ülke içinde hücrelerin oluşumuna yumuşak zemin sağladığı görüşünü dile getiriyor.

Bunu da yaşadığı bir anektodla anlatıyor.

Adıyaman’ın uzağındaki bir köy ziyareti sırasında kendisine yaklaşan bir köy sakini şunu söylemiş: “Siz bu dünyada yaşıyorsanız ve Esad Müslümanlara bu kadar zulüm yaparken ona bir tokat atmadan ölmüşseniz yaşamanız ne işe yarar.”

Bu sözler Osman Süzer’i de bölgede ‘derin bir politikanın işlendiği düşüncesine’ sevk etmiş:

“Türkiye, Suriye’de Esad karşıtı kim savaşırsa savaşsın benim için önemlidir anlayışındaydı. Hükümetin Suriye politikasındaki tutumu, burada gevşekliğe, örgütün kolayca örgütlenmesine neden oldu.”

Bu bağlamda Türkiye’nin Esad karşıtı ılımlı Sünni grupları desteklemesi Türkiye genelinde Alevilerin de kaygılarını dile getirdiği bir konu.

Nüfusunun üçte birinin Alevi olduğu Adıyaman’da da bu kaygı var. IŞİD hücrelerinin ortaya çıkmasından önce Alevilerin evlerinin işaretlenmesi tedirginlik yaratıyor.

İlahiyatçı Abdülhakim Yalçın, IŞİD’in Adıyaman’daki varlığıyla ilgili mezhepler çerçevesinde şu yorumu yapıyor:

“Kuşkulandığım bir nokta var, belki de komplo teorisi. Ama ben bu bölgede Alevi-Sünni kesimin karşı karşıya getirilmek istendiğini düşünüyorum. Alevi arkadaşlar korkuyoruz diyorlar. Yıllardır bir aradayız, kutuplaşma isteniyor olabilir ama bu olmayacak. Her iki tarafta da sağ duyulu ciddi ve güçlü bir anlayış var.”

Peki Adıyamanlı Aleviler, şehirdeki IŞİD varlığını kendilerine tehdit olarak görüyor mu?

Hacı Bektaş Veli Vakfı’nın Adıyaman Şube Başkanı Nusret Tunç, evlerinin işaretlendiği dönemi de hatırlatarak “Biz Aleviler için tehdit her zaman, her dönemde var” diyor.

Tunç, Karapınar’da Alevi Kültür Dernekleri’neki Lokma Duası öncesi toplanan kalabalığı işaret edip “Bak bu Lokma Duası kalabalığını görüyorsun. Aşure yapsak 5 bin kişi gelir, acaba yapmasak mı diye düşündük endişelerden dolayı” diyor.

Tunç, bölgede yaşananlardan kaygılı ancak Sünni ve Aleviler arasındaki akrabalık ilişkilerinden dolayı Adıyaman’da mezhep gerilimi çıkmasının zor olacağı görüşünde.

IŞİD’in neden Adıyaman’da hücre oluşturduğu sorusuna da Tunç’un yanıtı şöyle: “Burayı karıştırırlarsa Türkiye’yi karıştırırlar. Hedef, amaç iç savaş çıkarmaksa, buradan başlamaları gerekir.”

Dokumacılar Grubu olarak bilinen IŞİD hücresiyle adı anılan Adıyaman, örgütle mücadelenin güçlendirilmesi ve toplumda militan devşirmesinin önüne geçilmesi çağrısı yapıyor.

Memleketlerinin daha önce huzur kenti, kültür ve din mozaiği olarak anıldığı günlere dönülmesini bekleyen Adıyamanlılara göre çözüm devletin elinde..