İlber Ortaylı'dan Cumhurbaşkanlığı seçimi yorumu: ''Bizim kadar aciz hale getiren var mı?''
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlProf. Dr. İlber Ortaylı'nın Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yaptığı "Herkes cumhurbaşkanı seçiyor. Ama bizim kadar aciz hale getiren var mı? Ben doğdum doğalı cumhurbaşkanı seçemedi bu memleket" çıkışı gündeme bomba gibi düştü.
Balıkesir’de Ayvalık Belediyesi tarafından düzenlenen Köy Enstitüleri Günleri etkinliğinin ilk gününde tarihçi-yazar İlber Ortaylı konuk oldu.
Köy Enstitüleri Günleri etkinliğine katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı "Herkes cumhurbaşkanı seçiyor. Ama bizim kadar aciz hale getiren var mı? Ben doğdum doğalı cumhurbaşkanı seçemedi bu memleket" dedi.
Profesör İlber Ortaylı köy enstitülerinin 1940 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “Tabi artık Kemal Atatürk hayatta değildi. Fakat oluşum onun devrindedir. Hasan Ali Yücel'in teorisidir. Sonradan kurulmuştur. O dönem CHP devridir. Tek parti dönemidir. CHP çok partili hayata geçince de köy enstitülerinin sonu getirilmiştir” dedi.
Türkiye tarihinin eksik öğretildiğini savunan Ortaylı, “Bu eksik öğretilme de çok yanlış hedeflerle tespit ediliyor. Şunu söyleyeyim, mevcut siyasi partilerin hiçbir şekilde Türkiye'nin yakın tarihine müspet veya menfi ortak olma hakları yoktur. Yani ne bu zevatın, ‘Biz çok iyi şeyler yaptık ve biz bunu belgeliyoruz’ deme hakkı vardır. Ne de, ‘Bunlar çok kötü işler yaptılar. Biz de onlarla savaştan geliyoruz' diyebilmeye hakları vardır. Bu biraz tuhafa gelecek ama normal olarak bu iş böyle yapılır. Köy Enstitüleri bunun için bir esastır” ifadelerini kullandı.
Atatürk'ün edebiyat ya da filozof fakültesini kurmadığını vurgulayan İlber Ortaylı, “Çünkü böyle bir şey zaten vardı dünyada. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurmak ise Atatürk'ün icadıdır. Yani o bir deha meselesidir ve orijinaldir. Köy Enstitüleri bir ihtiyacı karşılayabilmek için kurulan eğitimdir. Osmanlı İmparatorluğu dağılırken, bu eğitimin benzerleri Bulgaristan ve Romanya'da kurulmuştur. Türkiye'de bu sistemi doğrudan doğruya Kemalizm yaptı. Yani doğrudan doğruya köydeki öğretmeni yetiştirmek ve köy öğretmenini köy önderi yapmaktı. Fevkalade önemli bir projeydi” dedi.
Türk hayatının en büyük sorununun, politikacılarının yalan söylemekten de öte çocuk gibi prensip sahibi olmamaları olduğunu savunan Prof. Dr. Ortaylı, şunları söyledi:
Prensip sahibi olsalardı zaten, bugün en azından cumhurbaşkanı adayı tespit etmekte daha akıllıca ve daha tertiplice gideriz. Herkes cumhurbaşkanı seçiyor. Ama bizim kadar aciz hale getiren var mı? Ben doğdum doğalı cumhurbaşkanı seçemedi bu memleket. İhtilal çıkarılır, darbe yapılır. Bu durum prensipsizliklerle ilgili bir şeydir. Yani siz asgari müştereklerde anlaşamıyorsunuz.
Mesela oruç tutan, tutuyor. Tuttuğu kadar. Tutmayan, tutmuyor. Tutanın hoş görülmemesi diye bir şey varsa, o durum Atatürk Lisesi'nde de var. Dil, Tarih Coğrafya Fakültesi'nde de var. Kimseye iftar saatine göre bir şey yapılmıyor. Ama ortada da bir gevşeklik var.
Stalinist Rusya değil bunu yapan. Takip edeyim falan, yok böyle bir şey. Şimdi şimdi böyle bir his uyduruyorlar. Adeta Stalin Rusya'sı çiziliyor tek parti döneminde. Böyle bir şey yok. ‘Nereden çıkarıyorsunuz bunu?' diye soruyorum. ‘Annem anlatıyor' diyor. Senin annen ne bilir ki? Bunlar işin irfanıyla bağdaşmıyor.
Kurtuluş Savaşını yapan komutanların maceraperest adamlar olmadığını savunan İlber Ortaylı, “İş yapmak isteyenlerdi. Hiç kimse öyle din savaşına girip, bilmem ne medeniyet savaşı, iktisadi savaş gibi işleri halletmeye kalkmaz. Mümkün değil. Yani ne İsmet Paşa böyledir, ne Kemal Atatürk böyledir. Hatta beş vakit namaz kılan Fevzi Paşa böyledir. Akıl var irfan var. O dönemde hiç kimsenin sağcılarla ya da solcularla büyük kavgası yoktu” diye konuştu.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol