Hrant Dink davasında 2 tahliye birden !

Hrant Dink davasında 2 tahliye birden !
Güncelleme:

Hrant Dink davasında, tutuklu sanıklardan olan polis memuru Muhittin Zenit ile Özkan Mumcu tahliye edildi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, tutuklu sanıklardan polis memuruMuhittin Zenit ile o dönem komiser yardımcısı olan Özkan Mumcu'nuntahliyesine karar verildi. 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin 34 sanığın yargılandığı davada savunma yapan tutuklu sanıklar, tahliye talebinde bulundu.

İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmada, sanıkların reddi hakim taleplerinin ardından tahliye talepleri alındı. Sırayla söz alan tutuklu sanıklar, tahliye taleplerinin yanı sıra savunma da yaptı.

Söz alan tutuklu sanıklardan o dönem Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde polis memuru olan Muhittin Zenit, gizlendiği belirtilen F4 raporuna, herkesin anlayabileceği "Hrant Dink ne pahasına olursa olsun öldürülecek" cümlesini yazdığını ve buna rağmen anlaşılmadığını savunarak, "Hrant Dink'in öldürüleceğini belirtir raporu devlete intikal ettiren benim. Benim için Dink, Ali veya Veli fark etmez. Sonuçta bir insan. Görevim de cinayet kastı varsa bunu engellemek. Ben görevimi yaptım ama kimseye anlatamadım." diye konuştu.

Dink'in öldürülebileceğine dair somut bir bilginin cinayetten 11 ay önce devletin arşivine girdiğini ve Hrant Dink ismini ilk kez Erhan Tuncel'den duyduğunu anlatan Zenit, "Hrant Dink'in öldürülmemesi için hayatını ortaya koyan bu polis memuru, 15 aydır içeride. Tuncel, Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini söylediği zaman, bu bilgiyi saklayabilir ve rutin işime dönebilirdim. Gecemi, gündüzümü harcamaz, aynı maaşı almaya devam ederdim. Görevimi doğru yapmak için yıllarımı verdim ama 15 aydır tutukluyum." ifadelerini kullandı.

- Zenit: "Bu adamın ölümüne göz yummuşuz"

Kanunen görevini yaptığını ve bu nedenle tutuklandığını ileri süren Zenit, şunları söyledi:

"Dink'in öldürüleceğini başka nasıl yazabilirim, soruyorum. Ben nasıl bir örgüt mensubuyum ki öldürmeyi hedefleyen örgüt adına hareket etmem gerekirken sabotaj edercesine eylemi kayıtlara geçiyorum. Tutuklanmadan önce hakkımda algı operasyonu yapıldı ve televizyonlarda halen devam ediyor. Tutuklanmamı gerektiren tek şey var o da Erhan Tuncel ile yaptığım telefon görüşmesi. Olayı televizyonda gördükten 1 saat 45 dakika sonra kendi telefonumdan Tuncel'i aradım ve bilgi almak istedim. Cinayetin işleniş şekliyle ilgili hiçbir bilgi vermedi bana. Daha fazla bilgi almak istedim, Tuncel ısrarla bilgi vermek istemedi. Kişisel olarak söylemiyorum, devlet olarak da bile bile öldürülmesini izlemişiz. Bu adamın ölümüne göz yummuşuz. Bu telefon görüşmesi, medyaya algı operasyonu yapmak için pazarlandı. Dink'i korumak istediğim için 15 aydır tutukluyum, sizin vicdanınıza bırakıyorum."

Tutuklu sanıklardan Ercan Demir, Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in de savunma yaparak tahliye talebinde bulunduğu duruşmaya, ara karar için ara verildi.

Etiketler duruşma tahliye