Hdp Eş Genel Başkanı Demirtaş:

Hdp Eş Genel Başkanı Demirtaş:
Güncelleme:

"Öyle yansıtıldığı gibi HDP halk nezdinde ne oy ne itibar dene de güven kaybetmiştir" - "Mesele siyasi partilerin oy arttırıp azaltmasından çok, Türkiye'nin kan ve can kaybediyor olmasıdır"- "Vatandaşlıktan çıkartılmanın koşulları öyle kolay değil. Bu vat

İSTANBUL (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partilerinin toplumda itibar kaybettiğine yönelik haberlere tepki göstererek, "Öyle yansıtıldığı gibi HDP halk nezdinde ne oy ne itibar dene de güven kaybetmiştir." dedi.

Demirtaş, "Halklar ve İnançlar Komisyonu"nca orgazine edilen bazı İslami kesimlerle istişare toplantısına katıldı.

Beyoğlu'ndaki Elite World Otel'de gerçekleştirilen, HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Van Milletvekili Adem Geveri, İstanbul Milletvekilleri Celal Doğan ve Hüda Kaya'nın da yer aldığı toplantıdan görüntü alınmasına, bazı katılımcıların istememesi dolayısıyla izin verilmedi.

Selahattin Demirtaş, toplantı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

HDP'nin toplumda güven kaybettiğine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Demirtaş, "Bizim de yaptırdığınız araştırmalar var. HDP hiçbir yerde oy ve güven kaybetmiş değil. Türkiye kan kaybediyor. Mesele siyasi partilerin oy arttırıp azaltmasından çok, Türkiye'nin kan ve can kaybediyor olmasıdır. Biz işin bu kısmını daha da önemsiyoruz. Ama öyle yansıtıldığı gibi HDP halk nezdinde ne oy ne itibar ne de güven kaybetmiştir. Türkiye'de barışı cesurca haykırabilen tek parti HDP kaldı. Halk da bunun farkında. Barışın kıymetini bilen, bütün bu olup bitenlerin bir sulh ile sonuçlanması için HDP'nin ortaya koyduğu gayreti gören herkes bu partinin Türkiye için kıymetli siyasi varlık olduğunu görüyor, biliyor." diye konuştu.

Terör örgütüne yardım ve yataklık eden kişilerin vatandaşlıktan çıkartılması konusuna değinen Demirtaş, "Biliyorsunuz darbe dönemlerinde hayata geçirilmiş cunta uygulamalarıdır. Vatandaşlıktan çıkartılmanın koşulları öyle kolay değil. Bu vatan herkesin ortak vatanıdır. Herkes böyle görecek ve buna inanacak. Tek bir ırkın ve etnik kimliğin vatanı değildir." ifadesini kullandı.

Selahattin Demirtaş, İslami kesimden farklı kişilerle gerçekleştirecekleri toplantıların gündeminde savaşa karşı barışın olacağını, barışın nasıl inşa edilebileceği ile kanın durdurulması için nelerin yapılabileceğinin tartışılacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Bir müddettir arkadaşlarımız toplumun çok farklı kesimleriyle toplantılar organize ediyorlar. Biz doğrudan halkın dinamik kesimlerinin nabzını almak istiyoruz. Bütün bu olup bitenlerden sonra siyasetçiler olarak izleyici pozisyonunda olamayız. Sivil toplum, emek, kadın, Alevi örgütleriyle bir araya geldik. Şimdi İslami kesimlerle bir araya geleceğiz. Aynı şekilde onların görüş ve önerilerini, eleştirilerini, ülkenin, toplumun içine düşürüldüğü bu vahim durumdan hep birlikte nasıl çıkarabileceğimizi tartışacağız. Varsa partimize ve geleceğe dair eleştirilerini yüz yüze dinlemek için bu toplantıları organize ediyoruz."

"Şırnak, Nusaybin ve Yüksekova'da devam eden çatışmaların son bulması için bölgeye İslami kesimlerden bir heyetin gönderilmesi söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soruya Demirtaş, şu cevabı verdi:

"Bu toplantılara gelenlerin hepsi belli toplumsal kesimleri, sivil toplum örgütlerini temsil eden gruplardır. Bizim böylesi şahsiyet ve kurumlara direktif verme gibi bir durumumuz yok. Tabii ki kendileri bütün olup bitenleri yerinde inceler, önerilerini geliştirirlerse bundan memnuniyet duyarız. Ama bu HDP'nin kendilerine tevdi edebileceği bir görev değildir. Bunların hepsi bağımsız şahsiyetlerdir. Yaparlarsa tabii ki iyi olur. Barışın kaynağı burasıdır, bu topraklardır ve halkın kendisidir. Esas çalışmayı bunun üzerine kuruyoruz. Bununla birlikte tabii ki HDP'nin diplomatik faaliyetleri de var. Barışı sağlayabilmek için gerek ben gerekse arkadaşlarım ellerinden geleni sonuna kadar yapıyorlar."

- "Sığınmacıların bu topraklarda kalma hakkı vardır"

Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bazı bölgelere yerleştirileceği yönündeki iddialara da değinen Demirtaş, şunları söyledi:

"Türkiye'de sığınmacı olarak bulunan 3 milyondan fazla insan var. Bunların da çoğunluğu Suriyeli. Tabii ki, savaşın bu kadar yoğun olarak devam ettiği bir coğrafyada 'geri gitsinler' şeklinde ele alamayız. Fakat Türkiye'de de bir hukuka kavuşturulmaları gerekiyor. Mülteci hukukundan faydalanamıyorlar, iltica edemiyorlar. Madem Türkiye'de yaşayacaklarsa, demografik müdahalelere, etnik çatışmalara ve mezhep çatışmalarına da fırsat vermeyecek düzenlemeler yapmak gerekiyor. Bu insanların Türkiye'de, bu topraklarda kalma hakkı vardır. Bizler kadar bu toprakların sahibi gibi görmemiz lazım. Bir tehdit, tehlike olarak ele almamamız gerekiyor. Maraş gibi bir yere yerleştirilmesi oradaki insanları tedirgin eder. Mümkünse bu insanların vatandaşlık ve çalışma hakkını düzenleyecek ve ülkenin her tarafında yaşamalarının önünü açmak gerekiyor."