Grafikli - Genç Hekimler Cerrah Olmak İstemiyor

Grafikli - Genç Hekimler Cerrah Olmak İstemiyor
Güncelleme:

Tıp fakültesi mezunları, son yıllarda dermatoloji, göz hastalıkları ve radyoloji gibi bölümlerde uzmanlaşmaya yöneliyor- Geçen yıl nisan ve eylül aylarında gerçekleştirilen TUS'ta ilk 100'e giren doktorların önceki yıllarda çok popüler olan kadın doğum ve

KAYSERİ (AA) - ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Tıp fakültesi mezunlarının son yıllarda dermatoloji, radyoloji, göz hastalıkları ve fizik tedavi gibi branşlarda uzmanlaşmaya yönelmesi dikkati çekiyor.

Uzman doktor Fatih Batı'nın Tıpta Uzmanlık Sınavlarına (TUS) ilişkin ÖSYM verilerinden yaptığı analize göre, geçen yıl nisan ayında yapılan TUS sonucuna göre 3 bin 854 kişi, 2 bin 859 kontenjan için tercih yapma hakkı kazandı. Bu adaylardan 2 bin 690'ı aldıkları puanlara göre yerleştirildi.

TUS'ta ilk 100'e giren adaylardan 23'ü tercihini dermatoloji (cildiye), 18'i göz hastalıkları, 16'sı radyoloji, 12'si fiziksel tıp ve rehabilitasyon dalları için kullandı.

En yüksek puanı alarak ilk 100'e giren başarılı doktorlardan hiçbiri kadın doğum branşını tercih etmezken, önceki yıllarda doktor adaylarının ilk sıradaki tercihleri arasında yer alan "karizma branş" kardiyolojiyi 2, cerrahi branşlardan beyin ve sinir cerrahisini ise sadece 1 kişi tercih etti.

- Kadın doğumu tercih eden yok

2015 sonbahar dönemi (eylül) TUS verilerine göre ise yaklaşık 11 bin doktorun girdiği sınavda 2 bin 800 kadro için tercih yapıldı.

İlk 100'e giren doktorlardan 24'ü radyolojiyi, 20'si göz hastalıklarını, 17'si dermatolojiyi tercih ederken, kadın doğum branşı ilkbahar döneminde olduğu gibi yine başarılı hekimlerce tercih edilmedi.

Genel cerrahi, göğüs cerrahisi, çocuk cerrahisi, beyin cerrahisi gibi önemli cerrahi branşlar da hekimler tarafından ilgi görmedi. Her iki sınavda da TUS'ta birinci olanların radyoloji bölümünü seçmesi dikkati çekti.

- TUS tercihlerinde büyük değişim

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Öztürk, yılda 2 kez yapılan TUS'un yerleştirme sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.

Doktorların tercih ettiği branşlarda 10 yıl öncesine göre büyük bir değişim yaşandığına işaret eden Öztürk, şöyle devam etti:

"Eskiden tıp mezunları ihtisas dalı olarak genel cerrahi, dahiliye, kadın doğum, çocuk hastalıkları gibi bölümleri seçer, biyokimya, radyoloji, dermatoloji ya da fizik tedavi gibi bölümler için aday bile bulunamazdı. Daha sonra sağlık sistemindeki değişimlere paralel olarak hastaneye bağımlı doktorluk anlayışı gelişti. Özelde de devlette de olsa hekim hastaneye bağımlı çalışmaya başladı. Doktorlar malpraktis (bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi) davalarından dolayı riski az, nöbeti olmayan branşları tercih ediyor. Asistanlar tercih ettikleri branşlara göre eğitimleri süresince nöbet tutuyorlar. Dolayısıyla asistan daha az nöbeti olan hatta olmayan bölümleri seçiyor. Hatta asistanlığını bitirince bu bölümlerden kazanacağı para diğerlerinden daha fazla oluyor."

- Acil tıp da tercih edilmiyor

Öztürk, doktorların hastanelerin can damarı olarak bilinen acil tıp bölümüne de fazla ilgi göstermediklerini, bunun için de geçerli nedenleri olduğunu dile getirdi.

Hastanelerin acil servislerinde görevli sağlık çalışanlarının birçok tehditle karşılaştığını ifade eden Öztürk, uzmanlık tercihinde acil tıp bölümlerinin ilgi görmemesinde sağlık görevlilerine yönelik şiddet olaylarının etkili olduğunu belirtti.

- "Doktorlar mahkemelerden kurtulamıyor"

Öztürk, son yıllarda doktorlar aleyhine açılan davalarda da artış olduğunu, bunun da genç hekimlerin tercihlerini etkilediğini vurguladı.

Kardiyoloji, genel cerrahi, kadın doğum gibi bölümlerin hekimler tarafından daha az tercih edildiğini anlatan Öztürk, bu tercihin olumsuz sonuçlarının ilerleyen yıllarda daha net görüleceğine dikkati çekti.

Tıp alanındaki davaların işleyişinde sıkıntı olduğunu ileri süren Prof. Dr. Adnan Öztürk, şunları kaydetti:

"Özellikle kadın doğum, yenidoğan gibi branşlarda hastada bir komplikasyon görülünce, hasta iyileşmeyince ya da bebekte bir özür söz konusu olduğunda vatandaş, BİMER'e, CİMER'e ya da savcılığa gidiyor. Bu kurumların tabii ki olması lazım ancak işleyişle ilgili sıkıntı var. Hastane idareleri kendileriyle ilgili konularda bile sorumluluk almıyor. Doktorla ilgili karar, hakimin iki dudağının arasında. Sonuç olarak da ömrünüzde kazanamadığınız parayı tazminat olarak ödüyorsunuz. Bu durumda bir hekim adayı yenidoğancı ya da kadın doğumcu olmak yerine riski az bölümü seçiyor."

Etiketler doktor hekim TUS