Golf doğaya zarar mı veriyor?

Golf doğaya zarar mı veriyor?

Çevreciler tepkili.. Golf sahaları “doğa dostu” mu değil mi?

Bir yandan turizmin çeşitlendirilmesi gerekliliği, diğer yandan golf oynamak için gelen turistin bol para bıraktığı ve bu nedenle golf sahalarının sayısının artırılması gündeme gelirken, bir yandan da çevreciler yaptıkları eylemler ve açtıkları davalarla yeni golf sahaları yapımına karşı çıkıyor.

Son yıllarda özellikle Antalya çevresinde golf sahaları yapımı nedeniyle tepkilerini dile getiren çevreciler, eylemler yapıyor, davalar açıyorlar.

Sorgun Platformu, Golf Federasyonunun yeni 100 golf sahası yapımına ilişkin televizyon reklamlarının durdurulması talebiyle Radyo Televizyon Üst Kuruluna başvururken, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi ile TEMA Vakfının da aralarında bulunduğu bir çok sivil toplum kuruluşu da, golf sahalarının yapımının durdurulması talebiyle dava açtılar. Yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davalar halen sürüyor.

BARO’NUN AÇTIĞI DAVALAR

Antalya Barosu ise, Kültür ve Turizm Bakanlığının Belek’teki golf alanlarına yönelik arazi tahsisleri konusunda yürütmenin durdurulması talebiyle idare mahkemesinde dava açtı. Antalya Barosunun açtığı davalardan birinde İdare Mahkemesi "Yürütmenin durdurulması kararı" verirken, karara yapılan itiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesi, itirazı kabul ederek, yürütmenin durdurulması kararını bozdu.

Baro adına Avukat Nurcan Üyüllü tarafından açılan davada, Belek İleribaşı-İskele mevkiinde 610 dekarlık orman alanında yaptırılacak 18 delikli golf sahası ve konaklama tesisinin ormanlık alanı ve nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağalarının (caretta caretta) yaşadığı kumul alanı tahrip ettiği iddia edildi. Dava dilekçesinde, "Golf turizmi için arazi seçiminde kıyı ve ormanların tercihi, arazinin rasyonel kullanılması için yanlış bir tercihtir. Golf sporu yapılan gelişmiş ülkelerde, golf alanları belirlenirken, işe yaramaz araziler, eski çöp depolama alanları seçilir" denildi.

Nurcan Üyüllü tarafından açılan ve Belek’teki G-4 nolu parselde yapılacak golf alanına ilişkin ikinci davanın dilekçesinde ise, kıyıların ve ormanlık arazilerin turizmin emrine verilmesinin Anayasanın ruhuna aykırı olduğu görüşüne yer verildi.

SİDE DOĞA GÖNÜLLÜLERİ

Antalya’nın Manavgat ilçesi yakınlarındaki Sorgun Ormanı’nda yapılması planlanan golf sahalarına karşı çıkan Side Doğa Gönüllüleri Platformu Sözcüsü Ali Yükser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sorgun Ormanı’nın kumul hareketini önleyen, çok önemli bir ekosistem olduğunu vurguladı. Sorgun’da golf sahaları için 200 bin ağaç kesileceğini açıkladıklarını, bu sayının eleştirildiğini hatırlatan Yükser, şunları söyledi:

"Golf Federasyonu Başkanı Ağaoğlu 10 bin ağaç kesileceğini söylüyor. Bir golf sahası 5-10 bin ağaç kesilse bile, bir ormanın golf sahasına dönüştürülmesi, ormanın yok edilmesi anlamına geliyor. Orman, toprağıyla, hayvanlarıyla bir bütündür, bir ekosistemdir. Söz konusu olan, kesilecek 10 bin-20 bin ağaç değildir, golf sahasıyla ekosistem yok oluyor. Biz 200 bin ağaç kesilecek derken makileri de içine alıyoruz. Orman, çam ağacıyla sınırlı değil ki. Burada 50 yıllık menengiç ağaçları, meşe çalıları da var. Neden yalnızca ormanlık alanlara golf sahası yapılıyor? Yeni yapılacağı bildirilen 100 golf sahasının 95’i ormanlık alanlara planlanıyor?" Ali Yükser, golf alanlarında topun sekmemesi için çimin 2,5 santimetrede tutulması gerektiğini, bu yüzden çim bitkisinin fotosentez yapamadığını ve kimyasallarla beslendiğini de sözlerine ekledi.

"ÇALILIK DENİLİP GEÇİLEN YER"

Sorgun Platformu Koordinatörü Işıl Eteş de, golf sahası yapılan ormanların yabani hayvanlar için yaşam alanları olduğuna değinerek, şu görüşleri dile getirdi:

"Çalılık deyip geçilen yerlere orman başlangıcı denilir. Tanımını yaparken (ağaç topluluğu) dediğin orman, kuşların göç ederken konakladığı, ender bitkilerin yuva edindiği ve milyarlarca gözle görünmeyen canlının barındığı bir ekolojik sistemdir. (Golf doğa sever spordur) desen de, gerçek doğaseverler çok iyi bilir ki, yeşil görünümünün altında golf, doğaya ilaçlarla zehir saçan, su kaynaklarını acımasızca sömüren, ektiğin yapay çimler dışında hiçbir canlının yaşamasına mahal vermeyen bir canavardır."

"TARIM ALANLARINDAN ALTI KAT FAZLA KİMYASAL"

Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın internet sitesinde yer alan "Golfün Doğal Kaynaklar Üzerindeki Etkisi" başlıklı yazıda da, golf sporu için çok büyük çimenlik ve açık alan, çimenlerin uygun koşullarda tutulabilmesi için de çok fazla su gerektiğine işaret edilerek, bu yüzden golf sporunun İngiltere gibi bol yağışlı ülkelerde doğduğu ve daha sonra yine aynı yağış şartlarına sahip kuzey ülkelerinde yer bulduğuna değiniliyor. Yazıda, şu görüşe yer veriliyor:

"Uygun iklim şartlarında yapılabilen golf sahalarının, Türkiye gibi suyu zaten kısıtlı olan ülkelerde yapılması, doğaya olumsuz etkileri de beraberinde getirmektedir. Su kaynaklarının bu denli kısıtlı olduğu ülkemizde golf yatırımları planlanırken, doğaya verdikleri zarar ve bunun maliyeti göz önüne alınmalıdır. Golf sahaları yeraltı sularının tükenmesi ve kirlenmesi konusunda büyük tehdit oluşturmaktadır. Golf sahalarının çok fazla su gereksiniminin yanı sıra, çimenlerin yıl boyunca golf oynanabilecek durumda tutulabilmesi için çok fazla miktarda kimyasal gübre ve ilaçlar kullanılmaktadır. Bir golf sahasının yıllık kimyasal gübre ve ilaç kullanımı, tarımda kullanılan miktarın altı katı daha fazladır. Bu kimyasal maddeler, daha sonra yeraltına sızarak yeraltı su kaynakları ya da çevredeki yüzey su kaynaklarının kirlenmesine sebep olmaktadır."

TABİATI KORUMA DERNEĞİ

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Hediye Gündüz de, "Doğaseverler bilirler ki, golf sahaları doğaya ilaç salıp, zehir saçarak, su kaynaklarını bitirip, kirleterek, yapay çimlerin dışında hiçbir canlının yaşamasına izin vermez" dedi.

Türkiye’de doğanın korunmasına yönelik 70’e yakın kanun, yönetmelik ve koruma statüsü olmasına rağmen, Belek’te golf sahaları ve otel inşaatları için orman kıyımının devam ettiğini savunan Gündüz, şöyle konuştu:

"100 yeni golf sahası için ayrılacak toplam alan, Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre 8 bin 514 hektardır. Golf sahasının bakımı için en sıcak mevsimde ve en sıcak yöremizden biri olan Antalya’da, günde 2 bin 500 metreküp suya gereksinim vardır. Bu, 18 delikli bir saha için yılda 1,6-2 milyon ton suya tekabül etmektedir. Bir hektarlık golf sahası için yılda 21 kilogram kimyasal ilaç kullanıldığı düşünülürse, Belek’in biyolojik zenginliğinin, Özel Çevre Koruma Alanının ve denizin durumunun içler acısı hali de ortaya çıkmaktadır."

GOLF FEDERASYONU BAŞKANI AĞAOĞLU’NUN GÖRÜŞÜ

Öte yandan, Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu, yaptığı açıklamalarda, golf sahalarının, ormanların doğal koruyucuları olduğunu, golf sahaları yapılırken kesilen ağaçların daha fazlasının dikildiğini belirtiyor.

Golf sahalarının yapımı ve bakımında doğanın yapısının korunması konusunda çok dikkatli olunduğunu ifade eden Ahmet Ağaoğlu, golf sahalarında kullanılan tarımsal ilacın, tarım arazilerinde kullanılandan daha az olduğunu kaydediyor.

Golf sahalarında canlıların yok olduğu görüşünün de doğru olmadığını kaydeden Ağaoğlu, golf alanlarında ve buradaki sulak alanlarda çeşitli türlerde canlıların yaşadığını bildiriyor.