Fuat Oktay: ''Mahkeme kararı arkasında siyasi akıl aramak siyasi akılsızlıktır''

Fuat Oktay: ''Mahkeme kararı arkasında siyasi akıl aramak siyasi akılsızlıktır''
Güncelleme:

2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki son görüşmelerde söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Mahkeme kararlarının arkasında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler ve partiler adına son konuşmalar yapılıyor.

Görüşmelerde, gruplar adına yapılan konuşmaların ardından yürütme adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay söz aldı. Oktay, İmamoğlu hakkında yargı kararına değinen Oktay, "Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Mahkeme kararlarının arkasında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir" dedi.

Oktay, şöyle devam etti: "Bizim yargı kararı hakkında beyanda bulunmamız mümkün değildir. Karar henüz kesinleşmemiştir. Verilen kararda yanlış varsa bunun düzeltileceği yer yargı kademeleridir. Kendine güvenenleri, herhangi bir bahaneye sarılmadan delikanlıca (Cumhurbaşkanlığı) adaylığını ilan edip meydana çıkmaya çağırıyoruz."

CHP'Lİ HAMZAÇEBİ: BU KARARIN ARDINDA İKTİDARIN SİYASİ AKILSIZLIĞI VAR

Teklif üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, "Ekonomik dengeler, toplumsal dengeler, her şey darmadağın olmuş, siz ufalanmış tuğlalarla yeni bir ev yapmaya çalışıyorsunuz. Bu mümkün değil" dedi.

Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulunda 2023 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde grubu adına söz aldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararına tepki gösteren Hamzaçebi, İstanbul seçimlerini iptal eden "hastalıklı irade"nin bu kararın arkasında yine kendisini gösterdiğini ve İmamoğlu'na hukuka uymayan bir ceza verildiğini savundu. Hamzaçebi, "Bu kararın arkasında iktidarın siyasi aklı yoktur, iktidarın siyasi akılsızlığı vardır" ifadesini kullandı.

Hamzaçebi, AK Parti iktidarlarının, Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 yıl başbakanlık, 8 yıl da cumhurbaşkanlığı yaptığı 20 yıllık yönetiminin sonunda, ekonomik açıdan ağır sorunlarla yüz yüze kaldığını kaydetti. Ekonominin en büyük sorununun enflasyon olduğunu belirten Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın enflasyonun nedeni olarak gördüğü faizleri indirdikçe enflasyonun yükseldiğini, Erdoğan'ın bilim dışı düşünceyi muhafaza ettikçe milyonların hayat pahalılığı altında ezildiğini hatırlattı.

İkinci önemli sorunun düşük, istikrarsız ve kalitesiz büyüme olduğunu, bu nedenle işsizliğin azalmadığını dile getiren Hamzaçebi, "İstenildiği kadar 'istihdam yarattık' teranesi söylensin, Türkiye'de işsizlik seviyesi hala 2002 yılının işsizlik oranı seviyelerindedir. Ülke fakirleşmiş, sosyal yardım alan vatandaş ve hane sayısı artmıştır. İşsizliği ve yoksulluğu azaltamayan iktidar, sosyal yardım yapılan hane sayısının, kişi sayısının büyüklüğüyle övünmektedir. Aslında bu, bir utanç konusu olmalı" diye konuştu.

Kişi başına gelirde 2007 yılının gerisine gidildiğini aktaran Hamzaçebi, "Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, 20 yıl yol gittik, döndük arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz. AK Parti ekonomi politikasının, Erdoğan ve arkadaşlarının ekonomi politikasının sonucu budur" dedi.

"GELECEĞİ OLMAYAN NESİLLER YARATILDI"

Akif Hamzaçebi, Türkiye'de sosyal devletin güç kaybettiğini, sosyal kamu hizmeti kavramının içinin boşaltıldığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maliye politikası önemsizleştirilmiştir. Sürekli Merkez Bankası bağımsızlığı ve para politikası etrafında bu enflasyon meselesi tartışılıyor. Maliye politikasının destek vermediği bir para politikasının başarıya ulaşma şansı da yoktur. Şu an esasen para politikası da yerlerde sürünmektedir. Hazinenin toplam borcu yükselmiştir, geleceği olmayan nesiller yaratılmıştır. İnsanlarımız mutsuzdur, umutsuzdur ama '2023 yılı bütçesiyle burada bir şeyler yapacağız' denilmeye çalışılıyor. 2023 yılı bütçesiyle Türkiye'ye vadedilen kişi başı gelir hedefi 10 bin 71 dolardır. 13 sene öncesinin rakamıdır bu. Cumhuriyetin 100'üncü yılına giriyoruz, AK Parti iktidarı Türkiye'ye 13 yıl öncesinin kişi başına gelirini yakalama sözü veriyor. Ekonomik dengeler, toplumsal dengeler, her şey darmadağın olmuş, siz ufalanmış tuğlalarla yeni bir ev yapmaya çalışıyorsunuz. Bu mümkün değil."

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu

AKBAŞOĞLU: VESAYET DÜZENİNİ TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATTIK

AK Parti Grubu adına söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise Türkiye'nin ve milletin lehine olan her şeyi hayata geçirme, Türkiye'yi güçlü ve müreffeh kılmanın derdinde olduklarını savundu. Akbaşoğlu, "Aşk ile koşan yorulmaz. Bu nedenle 'güçlü birey güçlü devlet' diyoruz. AK Parti olarak ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada barışın, adaletin ve refahın tecellisi için çalıştık, çabaladık. Bu konuda 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı içinde politikalarımızın temeline insanı aldık." değerlendirmesini yaptı.

Vesayet odaklarıyla çetin ve hayati mücadeleler ortaya koyduklarını öne süren Akbaşoğlu, "Muhtıra ve darbe teşebbüslerini, 15 Temmuz darbe girişimini, uluslararası vesayet odaklarının her türlü tehdit ve operasyonlarını, ekonomik saldırılarını, terör saldırılarını, sarsılmaz bir iradeyle karşıladık ve vesayet düzenini tarihin çöp sepetine hep beraber attık. İrademizi içeridekiler de dışarıdakiler de teslim alamadı ve asla alamayacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne "ucube" diyen altılı masanın, "güçlendirilmiş parlamenter sistem" adı altında "ucube ötesi bir sistemi" dayatmaya çalıştığını savunan Akbaşoğlu, şöyle devam etti:

"Yüzde 50+1 ile doğrudan millet tarafından seçilen cumhurbaşkanının üzerinde çoklu vesayet sistemini öneriyorlar, baş vesayetçi konumuna da altılı masayı koyuyorlar. Yürütmeyi çift başlı hale getiriyorlar; bir cumhurbaşkanı, bir de partili başbakan. Hani yürütmenin başı partili olmamalıydı? Kendi içinizde çelişki ortaya koyuyorsunuz. Aynı zamanda doğrudan bir kereliğine halka hesap vermeyecek bir cumhurbaşkanını 7 yıllığına halk tarafından seçtiriyorsunuz. Yüzde 50+1 ile seçiliyor, yürütmenin başı oluyor, parlamentoyu feshetme yetkisi getiriyorsunuz ancak yüzde 20-25'le başbakanın emri altına sokmaya çalışıyorsunuz. Bu, eşyanın tabiatına aykırı, bu gömleğin ilk düğmesini hakikaten yanlış iliklemek demek."