FETÖ'den 330 kişi için istenen ceza

FETÖ'den 330 kişi için istenen ceza
Güncelleme:

FETÖ soruşturmasında 330 kişi hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle iddianame düzenlenerek mahkemeye gönderildi.

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ve Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 kişi hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle hazırlanan iddianamede, şüphelilerden Topçu Er Eğitim Tugay Komutan Yardımcısı Albay Selçuk Serhat Pesek'in, darbecileri taşıyan araçlar kışladan çıkarken "Önünüze çıkan engelleri aşın. Polis ve halka ateş edin" emirleri verdiği belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlayıp Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği iddianamede, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce ülke çapında anayasal düzene karşı gerçekleştirilmeye çalışılan hain darbeye teşebbüs faaliyetlerinin parçası olarak şüpheli, dönemin 58. Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün'e ve dolayısıyla 58. Topçu Tugayında ona bağlı örgüt üyelerine Ankara'daki 10 ayrı kavşağın trafiğe kapatılması ve Telekominikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile TÜRKSAT'ın ele geçirilmesi görevi verildiği kaydedildi.

Bu sözde görev kapsamında, şüphelilerden Aygün tarafından saat 21.33 sularında Tugay Harekat Merkezinde yapılan toplantıya bazı şüphelilerin katıldığı belirtilen iddianamede, Aygün'ün "TSK'nın yönetime el koyduğu, sıkıyönetim ilan edildiği, birliklere Ankara'da emniyet asayiş görevi verildiği" şeklinde açıklamalar yaptığı kaydedildi.

Aygün'ün, bu sözlerin ardından daha önceden el yazısıyla yazdığı, Tugay teşkilat yapısına uymayan yeni oluşturulmuş "görev yeri, personel isimleri ve araç sayısı" gibi hususları içeren kağıt verdiği bildirilen iddianamede, bu kağıt parçasını alan birlik komutanlarının görev kapsamında kendi birlik oluşumunu sağlayarak ve yeni oluşturulan diğer birliklere gidecek personelleri de göndererek hazırlık yaptıkları, kışladan çıkarak, Ankara'ya doğru yol aldıkları anlatıldı.

Ankara girişi Yapracık yokuşu mevkisinde yolun polis ve halk tarafından kapatıldığı, ülke genelinde darbeye teşebbüsün başarısız olduğu, bu nedenle darbecilerin ilerleyemedikleri ifade edilen iddianamede, bir kısım birliklerin burada sıkışıp kaldığı, bazılarının bir süre bekledikten sonra Polatlı'ya dönüşe geçtikleri ve Basri/Yassıhöyük bölgelerinde yakalandıklarına yer verildi.

İddianamede bazı birliklerin, konvoyun gerisinde kalmaları nedeniyle Polatlı Kargalı köyü ayrımındaki hızlı tren köprüsü mevkisinde, bir kısmının ise Polatlı Merkez Dörtyol Kavşağı öncesinde durdurularak yakalandıkları, bazılarının da 58. Topçu Tugayı'na ara yollardan döndükleri anlatıldı.

"Aynı cümlede geçen açıklamayı duymamaları imkansız"

Şüpheli Tuğgeneral Aygün'ün darbe girişimi gecesi 21.33'te Tugay Harekat Merkezinde yaptığı toplantıda "TSK yönetime el koydu, sıkıyönetim ilan edildi" dediği, toplantıya katılan şüpheli birlik komutanlarının ise "sıkıyönetim ilan edildi" şeklindeki açıklamayı duyduklarını beyan ederken, "TSK'nın yönetime el koyduğuna" ilişkin açıklamayı duymadıklarını iddia ettikleri bildirilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Aynı cümle içerisinde geçen bu açıklamayı duymamalarının imkansız olduğu ve aynı ortamı paylaşan şüphelilerin böyle önemli ve hayati bir bilgiyi birbirleriyle ve birlik personelleri ile paylaşıp açıklamalar yaptıkları şüpheli Murat Aygün, Selçuk Serhat Pesek ve diğer birçok birlik komutanı ve birliğe dahil personelin savunmalarından anlaşılmıştır. Kaldı ki toplantıya katılan ve sözde görev verilen şüphelilerin rütbe ve eğitim durumları dikkate alındığında, Anayasa ve yasalarca sıkıyönetim ilanının hangi usul ve şartlara tabi olduğunu, TSK'nın meri yönergeleri gereği silah, teçhizat ve mühimmat alan birliklerin kışla dışına çıkmasının usul ve esasları gibi hususları bilebilecek durumda bulundukları aşikardır. Ülkemizde uzun yıllardır yaşanan terör saldırıları nedeniyle füze birliği olarak yapılandırılmış bir özel tugaya terör saldırıları dolayısıyla Ankara'da görev verilmesinin ilk bakışta hayatın olağan akışına ve günlük hayat tecrübelerine aykırı bulunduğu ve şüphelilerce bu hususların doğruluğunun basit bir araştırmaya bile gerek duyulmadan teyit edilebileceği kanaatine varılmıştır."

İddianamede kışladan ilk aracın 15 Temmuz saat 23.39'da, son 45. aracın ise 16 Temmuz'da 00.21'de çıktığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Sayın Başbakanın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarının sırasıyla saat 23.05 ve 00.26 sularında basına yansıdığı, şüphelilerin büyük çoğunun üzerinden ele geçen cep telefonlarının internet erişimi olan telefonlar olduğu, iletişim tespitlerinin incelenmesinde internet bağlantılarında yoğun veri akışlarının bulunduğu, ayrıca gerek Tugay Harekat Merkezinde gerekse tugay içerisinde birçok yer ve odada televizyon bulunduğu, buralardan şüphelilerin basına yansıyan açıklamaları izleyebilecek durumda oldukları, hatta birlik hazırlıkları yaparlarken batarya gazinolarında içtimaların alındığı, dolayısıyla buralardaki televizyonlardan basına yansıyan haberleri ve açıklamaları izleyebilecek durumda oldukları ve bazı şüphelilerin izlemelerine karşın kışladan çıkış yaptıklarının belirlendiği ve yine diğer birlik personelleri ile şüphelilerin eş, arkadaş ve akrabaları gibi yakınlarınca telefon ile aranılarak yaptıkları görüşmelerde hain bir kakışma olduğu, sözde sıkıyönetim ilan edildiği yönünde bilgiler verdikleri birçok şüpheli ve tanıklarca ikrar ve beyan edilmiştir."

"Polis ve halka ateş edin"

Araçlar kışladan çıkarken şüpheli Selçuk Serhat Pesek'in "Önünüze çıkan engelleri aşın. Polis ve halka ateş edin" gibi emirler verdiği aktarılan iddianamede, birliklerin sözde görev yerlerine intikal için durmadan yollarına devam ettikleri bildirildi.

İddianamede, Ankara'ya doğru yol alırken diğer araçların korna çalarak, bağırarak, el işaretleri yaparak darbecileri protesto ettikleri, özellikle Temelli çıkışında halkın yolu kestiği ve darbecileri burada protesto ettiği, buna rağmen şüphelilerin açılan yola devamla Yapracık'a kadar gelmelerinin, örgütün suç işleme kasıt ve bilinçlerindeki yoğunluğu ayrıca ortaya koyduğunun altı çizildi.

Gaye kursu için 58. Topçu Tugayında bulunan kursiyer teğmenlerin dahil olduğu "63'üncü Dönem Topçular" isimli WhatsApp grubunda şüpheli Osman Uçar'ın 22.16'da "Sıkıyönetim ilan edilmiş beyler", Göksel Uzuntaş'ın 23.26'da "TSK'dan açıklama yönetime el koyuldu" şeklinde paylaşımlarda bulunduğuna işaret edilen iddianamede, bu gruba dahil olan Osman Uçar, Enes Öztürk, Abdurrahman Batur, Mehmet Emre Ergin, Abdülsamet Darbaş, Necip Hacıbektaşoğlu gibi teğmen kursiyerlerin de örgütün faaliyetine uygun olarak aynı kasıt ve bilinçle hareket ettiklerini kanıtladığı kaydedildi.

Şüphelilerin yakalanma süreçlerinde yolların kapatılmasına karşın beklemeye başladıkları, derhal geri dönmeye yönelik bir girişmeleri ya da emniyet birimleri ile temasa geçip silahları teslim ederek tam bir pişmanlık ve aldatılmışlık örneği göstermedikleri, harekat merkezinden şüpheli Topçu Tugayı Komutanı Murat Aygün'ün yolun açılacağı ve bulundukları yerde beklemeleri gerektiği yönündeki emirleri çerçevesinde birliklerin 03.00- 03.30 sularına kadar beklediklerinin altı çizildi. Bazı birliklerin araçlarının motorlarını bile durdurmadıkları vurgulanan iddianamede, Murat Aygün ve harekat merkezinde görevli şüpheliler Alper Doğan, Cüneyt Çoban'ın kışladan çıkan birlik komutanlarına silahlarını teslim etmemeleri, gerekirse ateş açarak halkı dağıtıp yolu açmaları hususunda emir ve telkinlerde bulundukları belirtildi.

Şüphelilerin bir kısmının el svaplarından atış artıklarının çıktığına yer verilen iddianamede, bu delillere göre, atış yeri tespit edilemese de güzergah üzerinde şüphelilerin silahlarıyla ateş ettiklerinin değerlendirildiği bildirildi.

İddianamede bazı birliklerin adeta darbeye teşebbüsün başarısızlığı karşısında gözaltına alınmamak ve yakalanmamak amacıyla kaçarak tugaya dönmeye çalıştıkları ve bu amaçla Yapracık yokuşundan dönerek, Polatlı istikametine doğru gelen birliklerin köy yollarını kullandıkları kaydedilerek, bazı şüphelilerin, peşlerindeki vatandaşların kendilerini takip etmelerini önlemek için havaya ateş açtıkları anlatıldı.

İddianamede, "bu şekilde şüphelilerin dönüşlerinin pişmanlık içerisinde olmalarından değil, yakalanma kaygısından" kaynaklandığı ifade edilerek, dolayısıyla şüphelilerin suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmediği aktarıldı.

AA

Etiketler fetö polatlı