Doğan davasında 'meşru müdafa' tartışması

Doğan davasında 'meşru müdafa' tartışması
Güncelleme:

Kendisine şiddet uygulayıp fuhuşa zorlayan, ölümle tehdit eden eşini öldüren Çilem Doğan davasında 'meşru müdafa' tartışma yarattı.

Kendisine şiddet uygulayan, ölümle tehdit eden ve fuhuşa zorlayan kocasını öldüren Çilem Doğan’a ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimi yapılarak verilen 15 yıl hapis tartışma yarattı. Doğan’ın eyleminin ‘meşru müdafa’ olarak görülmemesi diğer yargı kararlarını hatırlattı. Kadınları öldüren erkeklerin yargılandığı pek çok davada beraat kararı çıkmıştı

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendisini silahla tehdit ederek fuhuşa zorlayan kocasını öldüren Çilem Doğan için verdiği karar “haksız tahrik” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Çeşitli davalarda, güvenlik güçlerinin öldürücü biçimde silah kullanmasını, esnafın parasını eksik ödeyenlere kurşun yağdırmasını “meşru müdafaa” sayan yargı, 3 yıl boyunca sistematik şiddet gören ve olay anında öldürülme riski bulunan Çilem Doğan’ın eylemini ise “haksız tahrik indirimi” uyguladığı diğer olaylarla eş tuttu. Yargıya göre, Doğan’ın yaşadıkları, “cep telefonu bulunduğu”, “tutkulu sevgisine karşılık bulamadığı”, “kendisiyle evlenmeyi reddettiği” gerekçesiyle eşlerini öldüren erkeklerin yaşadıklarıyla eşit.

Doğan’ın yargılandığı dava, pek çok yönüyle tartışma konusu oldu. Çıkan karar ise tartışmaları yeniden alevlendirdi. Mahkemenin Doğan için “Haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi yapması ancak eyleminin meşru müdafaaya girmediği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezası vermesi, akıllara farklı davaları getirdi. 

Erkeklere beraat kararı!

Kadınları öldüren erkeklerin yargılandığı pek çok davada beraat kararı çıktı. Son 2 yılda yansıyan bazı örnekler şöyle:

- Mardin’de 2 yıl önce, 2 aylık eşi Ayten Şen için ‘intihar etti’ diyen ve daha sonra eşini öldürdüğü gerekçesiyle hakkında dava açılan özel harekat polisi H.H.A. ve ona yardım ettiği öne sürülen apartman görevlisi L.D’nin tutuklanma talebi sistemli olarak reddedildi.

- Boşanmak isteyen eşi H.K.’yi 43 yerinden tornavidayla yaralayan ve bir televizyon programına çıkıp ‘şov‘ yapan Yakup Kara, tehdit suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti. 

- Bağcılar’da 2 Mayıs 2014 günü meydana gelen olayda, eşi C.E. tarafından dövüldüğü iddia edilen R.E., kaldırıldığı hastanede öldü. Yargılama sonrasında “kasten öldürmek” suçunu “taksirle öldürme’ suçuna çevirdi, cezayı 3 yıl 4 aya düşürdü. Mahkeme, cezaevinde kaldığı süreyi de göz önüne alarak sanığı tahliye etti. 

Yargı Çilem’in yaşadığı dehşeti neye eş tuttu?

Mahkeme, Doğan’ın yaşadığı dehşeti, erkeklerin yargılandıkları davalarda “tahrik indirimi” gerekçesi sayılan şu gerekçelerle eş tuttu:

- Cep telefonu kullanmasına izin vermediği eşinin cep telefonunun bulunduğunu görmesi.

- Eşinin kendisine “sen de erkek misin?” demesi.

- Öldürdüğü kadının kendisiyle evlenmeyi reddetmiş olması. 

- Öldürdüğü kadını tutkulu biçimde sevmesi.

- Kadını işyerindeki arkadaşıyla samimi şekilde konuşurken görmesi.

- Sosyal medyada çok vakit geçirmesi.

- Kadının kavga sırasında yüzüne tükürmesi.

- Görüşmek istemeyen kadının, yolda karşılaştıklarında adama “ne bakıyorsun” demesi.

- Kadının rahat hayat biçimi.

- Sanığın “aldattığından şüphelendim” beyanı.

ÇİLEM DOĞAN ÇARESİZLİĞİNİ BÖYLE ANLATMIŞTI:

Adliye koridorlarının dili olsa da konuşsa!

Doğan, yargılandığı davada verdiği ifadede yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

- Eşim HASAN Karabulut, tanıştığımda serbest meslek yaptığını söylemişti, ancak daha sonra esrar sattığını ve uyuşturucu kullandığını öğrendim.

- Evliliğimizin 28. gününde hastalandım, beni hastaneye götürmesini istedim. Otomobilin içinde beni yumruklayarak kulağımdan yaraladı. Sonra ormanlık alana götürerek darp etti ‘fuhuş yapıp bana para getireceksin’ dedi. Evde 3 gün kapıyı üzerime kilitleyip aç susuz bıraktı. Annem bulup beni evime götürdü. 1 haftalık gebe olduğumu öğrendim,  evime döndüm. 

- Doğum günü gelip sancı başlayınca hastaneye yattım. NTS cihazına bağlıyken beni dövmeye başladı. ‘Bu çocuk benim değil, doğarsa bu çocuğu öldürürüm’ dedi. 

- Karnım daha dikişliyken beni dövüp annenden para iste dedi. Sürekli polis merkezine başvurdum. Boşanma davası açtım. Beni ‘benden boşanırsan, anneni, babanı, kardeşlerini öldürürüm’ diye tehdit etti. 

- Hasan, beni fuhuş yaptırmak için Antalya’ya götürmek istedi. 8 Temmuz 2015 günü eve geldi. Belinde taşıdığı tabancayı yastığın altına koydu. , ‘ben biraz uyuyacağım, iki kadın ve sen Antalya’ya gideceğiz’ dedi. Saçlarımdan tutup sürükledi ben de düştüm, elim yastığın altına gitti. Antalya’ya gitmeyip fuhuş yapmayacağım için Hasan’ın beni öldüreceğini düşünerek yastık altındaki tabancayı alarak, Hasan bana dönmeden ona ateş etmeye başladım. Kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum. 

‘Gözlerim mosmor dolaştım’

Doğan, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın son duruşmasında da “Benim şimdi 2.5 yaşında çocuğum var. Fuhuşa zorlamayla ilgili konuşmak istiyorum. Daha 28 günlük evliyken beni fuhuşa zorladı. Gidebileceğim bir yer olsa giderdim. Gidebileceğim başka bir yer vardı da, ben mi gitmedim? Sığınma evlerini burada öğrendim. Karakoldaki polisler keşke yönlendirseydi oraya da giderdim. Şu adliyenin dili olsa da konuşsa, koruma kararı alırken neler yaşadım. Gözlerim mosmor bu koridorlarda gezdim. Babam ‘Başımı belaya sokma, gelme’ dedi. Başka çarem yoktu, mecbur kaldım, keşke olmasaydı” dedi.

Etiketler adalet çilem doğan