Diyanet'ten aşı fetvası: Koronavirüs aşısı yaptırmamak kul hakkına girer mi?

Diyanet'ten aşı fetvası: Koronavirüs aşısı yaptırmamak kul hakkına girer mi?
Güncelleme:

Diyanet İşleri Başkanlığı, ''Toplum sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara karşı aşı yaptırmamak kul ve kamu hakkı olarak değerlendirilebilir mi?'' sorusuna verdiği yanıtla yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Din İşleri Yüksek Kurulu Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı başkanlığında toplandı.

Toplantıda "Toplum sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara karşı aşı yaptırmamak kul ve kamu hakkı olarak değerlendirilebilir mi?" sorusu müzakere edildi, tedbirlere uymamanın "kul hakkı" olduğuna hükmedildi.

Diyanet'in aşı fetvasında, “Bilimsel usullere uygun olarak üretilen, alanında uzman hekimlerce salgın hastalıklara karşı koruyucu olduğu belirtilen aşıların kullanımı dinen de uygundur. Buna göre toplum sağlığını tehlikeye atacağı konusunda galip zan bulunan durumlarda gerekli tedbirlere uymamak, kul ve kamu hakkı ihlali olur” ifadelerine yer verildi.

"HASTALIKLARA KARŞI GEREKEN TEDBİRLERİN ALINMASI DİNİMİZİN BİR EMRİDİR"

Açıklamaya göre sağlığın korunması için önleyici tedbirlere başvurulması ve hastalandıktan sonra tedavi olunması dini bir gereklilik.

“Hastalık risklerine karşı dikkatli olunması ve özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı gereken tedbirlerin alınması dinimizin bir emridir. Nitekim Allah Resûlü, bu bağlamda 'Bir yerde salgın hastalık çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde salgın hastalık varsa o bölgeden de ayrılmayın' buyurarak karantina uygulamasına dikkat çekmiştir. Bir diğer hadis-i şerifinde de 'Bulaşıcı hastalık taşıyanın taşımayanla aynı ortamda bulunmasını engelleyiniz' buyurarak salgın hastalığa karşı tedbirli ve ihtiyatlı bir yol takip edilmesini vurgulamıştır. Hz. Peygamber, bulaşıcı hastalığı olan bir kişinin biatını ona dokunmadan alarak bu konudaki hassasiyetini fiilen de göstermiştir.”

"MÜSLÜMANLARA TEDBİR ALMAKLA MESUL"

Açıklamada, “Sağlık otoriteleri tarafından ‘salgın’ olarak ilan edilen bir hastalığa karşı gerekli tedbirlerin alınması ve gerekli tedavilerin uygulanması noktasında Müslümanlar üzerlerine düşen görevi yapmakla dinen mesuldürler” ifadelerine yer verildi.