Devlet Bahçeli'den çok sert açıklamalar

Devlet Bahçeli'den çok sert açıklamalar
Güncelleme:

Milliyetçi Harekat Partisi Genel Başkanı Bahçeli, yerel seçimler öncesi çok sert açıklamalarda bulundu.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaklaşan 31 Mart Genel seçimleriyle ilgili bir açıklama yaparak rakiplerine yüklendi. Bahçeli, "Zilletin bir numaralı destekçisi PKK’dır. CHP-HDP-İP-SP-ÖDP aynı çizgide, aynı emel ve hedefin izindedir. FETÖ ise bunlarla aynı hizadadır. Zillet İttifakı aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu haline dönüşmüş, bir beka meselesi hüviyetine bürünmüştür. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi var diyenlerin niyetleri bozuk olduğu gibi, milli mensubiyetleri de sorunludur." diye konuştu.

Bahçeli şunları kaydetti:

“Cumhuriyet tarihinin en kilit, en kritik, milli beka açısından en stratejik seçimlerden birisi olan “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri” 33 gün sonra yapılacaktır.

Aziz milletimiz bir kez daha tarihi iradesini sandığa yansıtacak, beş yıllık süre için emaneti ehline teslim edecektir.

Allah'ın izniyle 31 Mart'ta “Sağduyunun Birlikteliği” galip gelecektir.

31 Mart'ta Türkiye sevdası ön alacak, cumhurun istiklal ve istikbal hedefleri mutlaka öne çıkacak, demokratik yarışta ipi göğüsleyecektir.

“Beka İçin Milli Karar Cumhur İçin İstikrar” anlayış ve kavrayışı gücünü geçmişimizden alıp geleceği aydınlatacak, parlak ufukları sayfa sayfa aralayacaktır.

31 Mart 2019'da Türk milleti seçimini kardeşlikten yana kullanacak; büyümenin, gelişmenin, birlik ve beraberliğin devamı hususunda takdir ve tercih hakkını yüreklice gösterecektir.

Türkiye'nin aczini ve ataletini bekleyenler, yıkımını ve çözülmesini dileyenler, bununla yetinmeyip zillet ve rezalete kucak açanlar tarihin yanlış yerinde durduklarını elbette anlamak zorunda kalacaklardır.

Türk milleti bekasına sandıkta ve demokratik şekilde bir kez daha sahip çıkacaktır.

Bekayı hafife alıp sulandırmaya ve savsaklamaya gayret eden çürümüş siyaset akımları ve zillete bulanmış siyasi aktörler milli iradenin hükmüyle hezimete uğrayacaklardır.

15 Temmuz FETÖ darbe ve işgal teşebbüsü bekamızın nasıl da kuşatmaya alındığını, Türkiye'nin ne denli bir tehlikeyle karşı karşıya bırakıldığını çok net bir şekilde göstermiştir.

Terör bir beka sorunudur, aksini iddia edenler terör sevicileri, terörist işbirlikçileri, vatana kast eden ihanet lobisidir.

Güney sınırlarımız boyunca sahneye sürülen karanlık oyun bekamızın mahvına hizmet eden zalim ve zulmet nitelikli bir emperyalist kurgu ve kumpastır.

Akdeniz ve Ege'de aleyhimize olacak şekilde gittikçe derinleşen husumet ve hukuksuzluk sarmalından kaynaklanan ilave tehditler ise vicdan sahibi her vatan evladını rahatsız etmektedir.

Ekonomik saldırılar, etnik ve mezhebi provokasyonlar, milli güvenliğimize yönelik her türlü tertip ve komplo milli bekamız için risk ve tehlikedir.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi var diyenlerin niyetleri bozuk olduğu gibi, milli mensubiyetleri de sorunludur.

İlhamını Türkiye muhaliflerinden almış, günü birlik heveslerin peşine takılmış, çıkar birlikteliklerin yörüngesine tutunmuş siyasi defoların bekayı özümseyip lazım gelen fedakârlıkları yapması doğal olarak imkânsızdır.

Çünkü fıtratları, mizaçları ve siyasi mazileri buna müsaade etmeyecektir.
Bunlar her fırsatta ülkemize engel çıkaran, yapılan her güzel işe kulp bulan, asılsız isnat ve iftiraları meslek edinmiş samimiyet ve dürüstlük fukaralarıdır.

31 Mart 2019 tarihi bir eşiktir, bir dönümdür, bir milattır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun mahalli idareler yönetimlerinin teşkili ve tezahürü geleceğimiz için paha biçilemez değer ve önemdedir.

Yönetim sisteminden kaynaklanan aksaklık ve çarpıklıklar yeni hükümet sistemiyle tamir ve telafi edilmiştir.

Bunun kalıcı olabilmesi, yerleşip kökleşebilmesi için mahalli idarelerin buna müzahir tesisi elzem ve ehemmiyet arz eden bir gayedir.

Milli huzurun istikrarı buna bağlıdır.

Milli bekanın gücüne güç katması bununla mümkün olacaktır.
Türk milleti büyük bir badireyi atlatarak, son iki asrın en vahim türbülans ve sarsıntısını bertaraf ederek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni inşa etmiştir.

Yeniden sistem tartışmalarının sökün etmemesi için 31 Mart'ta Cumhur İttifakı başarıya ulaşmalıdır.

Yeni bir rejim bunalımı, yeni bir toplumsal ve siyasal buhranın yeşermemesi için 31 Mart'tan Cumhur İttifakı zaferle çıkmalıdır.

Bugün ülkemizde, bir yanda Türk milletinin kutlu iradesinden doğmuş, ifade kudretiyle doğrulmuş Cumhur İttifakı varken, diğer yanda feyzini Türkiye düşmanlarından alıp ikbal hesabı yapan Zillet İttifakı bulunmaktadır.

Zilletin bir numaralı destekçisi PKK'dır.

CHP-HDP-İP-SP-ÖDP aynı çizgide, aynı emel ve hedefin izindedir.

FETÖ ise bunlarla aynı hizadadır.

Zillet İttifakı aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu haline dönüşmüş, bir beka meselesi hüviyetine bürünmüştür.

Cumhur İttifakı milli özlemleri taşımaktadır.

Cumhur İttifakı gelecek nesilleri düşünmektedir.

Cumhur İttifakı bekamızın muhafaza ve müdafaasına bütünüyle odaklanmıştır.

Aklı Türkiye düşmanlarında olanlarla aklında sadece Türklük ve Türkiye olanlar arasındaki seçimi hüküm ve karar sahibi büyük Türk milleti 31 Mart 2019'da gerçekleştirecektir.

Doğrunun yardımcısı Allah'tır.

Aziz milletimizin basireti hayranlık vericidir.

Türk milleti 31 Mart'ta; hikmet, hidayet ve hakikat diyenleri; beka, birlik ve beraberlikle yanıp kavrulan tertemiz yürekleri inanıyorum ki, ödüllendirecek, mahcup etmeyecektir.

Akılları kiralanmış, iradeleri haciz edilmiş, siyasetleri hüsranla karılmış kim varsa 31 Mart 2019'da kesif bir demokratik yenilgiye uğrayacaktır.

Bugün gerçekleştirilen MYK-MDK ve İl Başkanları Ortak Toplantımızda önümüzdeki siyasal süreçler bütün yönleriyle analiz edilip görüşülmüştür.

Yoğun bir kampanya sürecinin öncesinde partimiz tek ses, tek nefes ve tek yürektir, kaldı ki Cumhur İttifakı’nın başarısına tamamıyla inanmıştır.

Bu kapsamda gereği neyse yapılacak, hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayacaktır.

3 Mart 2019 tarihinde aday listelerinin kesinleşmesiyle birlikte çalışmalarımız daha da yaygınlaşacaktır.

Cumhur İttifakı Türkiye'nin yegâne umudu, yegâne çaresidir.

Hiçbir çıkar ilişkisi olmadan yalnızca Türkiye ve Türk milleti için yapacağımız halis çalışmalarda Cenab-ı Allah bizi ümit ve niyazım odur ki, yalnız bırakmayacaktır.

Son olarak, 27 yıl önce Yukarı Karabağ'ın Hocalı Kasabası'nda Ermeni çeteleri tarafından düzenlenen vahşi saldırılarda hayatlarını kaybeden 613 masum soydaşımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Halen işgal altında bulunan Azerbaycan topraklarının bir bölümünün bir an önce asıl sahiplerine iadesini temenni ediyor, bunu da sonuna kadar takip edeceğimizi, dua ve desteğimizin her zaman soydaşlarımızla olacağını bir kez daha ilan ediyorum. “