İmralı'ya giden DEM Parti heyeti, Öcalan'ın mesajını kameralar önünde okudu

İmralı'ya giden DEM Parti heyeti, Öcalan'ın mesajını kameralar önünde okudu
Güncelleme:

DEM Parti İmralı Heyeti'nde yer alan Pervin Buldan ve Faik Özgür Erol, teröristbaşı Abdullah Öcalan'la görüştü. Görüşme sonrası kameraların karşısına geçen Pervin Buldan, Öcalan'ın mesajını okudu.

DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve Asrın Hukuk Bürosundan Avukat Faik Özgür Erol, İmralı'daki terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ile görüştü. 

İmralı heyeti, teröristbaşı Öcalan ile görüştükten sonra TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in tedavi gördüğü hastane önünde basın açıklaması yaptı. Pervin Buldan, görüşmenin 2,5 saat sürdüğünü belirterek, ''Görüşmenin oldukça verimli geçtiğini özellikle ifade etmek isterim.'' dedi. Görüşmede Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumunun gündeme geldiğini belirten Buldan, Öcalan'ın mesajını okudu. 

Pervin Buldan'ın açıklaması şu şekilde:

"Sayın Öcalan'ın avukatı ile birlikte yaklaşık 2.5 saatlik bir görüşme sonucunda tekrar geri döndük. Görüşmenin oldukça verimli geçtiğini özellikle ifade etmek isterim.

Yaptığımız görüşmede elbette ki ilk gündem, ilk konu sevgili Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu oldu. Kendisi de konuyu yakından takip ettiğini, TV'lerde Sırrı Bey ile çıkan bütün haberleri izlediğini ancak durumuna çok büyük bir üzüntü duyduğunu, en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını umut ettiğini özellikle belirtmek istiyorum.

Ayrıca süreçle ilgili de hem umudunu koruduğunu hem de çalışmalarını devam ettiğinin altını da önemle çizdi. Sevgili Önder'e hitaben bir mesaj verdi bize, ben de bu mesajı sizlerin aracılığı ile kamuoyu ile paylaşmak istiyorum."

DEM Parti İmralı Heyeti'nde yer alan Pervin Buldan ve Faik Özgür Erol, teröristbaşı Abdullah Öcalan'la görüştü. Görüşme sonrası kameraların karşısına geçen Pervin Buldan, Öcalan'ın mesajını okudu.

ÖCALAN'IN MESAJINI OKUDU

Pervin Buldan, Abdullah Öcalan'ın hastanede tedavisi devam eden Sırrı Süreyya Önder'e mesajını okudu:

"Sırrı Süreyya Önder’e yaşadığı rahatsızlık nedeniyle şifa diliyorum; ailesine ve tüm dostlarına, sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Sırrı Süreyya Önder ile 12 yıllık mesaimiz var. Onun taşıdığı büyük önem şudur: Adıyamanlı ve Türkmen kökenli ideal biri olarak Baba İshak geleneğini temsil ediyor. Büyük barış çabasını topluma yansıtan, toplumsal ön yargıları şahsında kırabilen biridir. Bunu da yaptı. Ön yargıları toplumda kırdı, Meclis’te kırdı, sokakta kırdı

Onun şahsında hayata geçen, Anadolu genleri ve kültürü dediğimiz şeydir. Barış dediğimiz şey de Anadolu genlerini, Türkmen geleneğini yaşanılır kılmaktır. Önder böyle biridir ve gerçek Türkmenlik özü budur: En iyi barış kimliği, en iyi barış kültürü. 'Israrla düşmanlaştıralım, bu biçimde siyaset yapalım' anlayışının tam zıddıdır

Önder’in olumsuzluklarla baş etme, onları yönetebilme kültürü önemlidir; ortaya çıkan olumsuzlukları derinleşmeden olumluya dönüştürebiliyor. Herkesin Önder’in kaldığı hastaneye gittiğini, onun anısına bağlılığını beyan ettiğini görüyorum. Bağlılığın gereği, onun barış çabasını pratikleştirmekten geçer. Bir kez daha kendisine, ailesine, sevenlerine, tüm topluma geçmiş olsun dileklerimi sunuyor; bir an evvel iyileşerek en coşkulu, en güçlü haliyle aramızda olmasını diliyorum"

BULDAN: ONA İHTİYACIMIZ VAR

Buldan, Öcalan'ın mesajını okumasının ardından, "Biz de İmralı heyeti üyeleri olarak sevgili Önder'e hem geçmiş olsun dileklerimizi hem de onu özlemle beklediğimizi, bu çalışmalara kaldığımız yerden devam etmesi için ona ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyorum" ifadelerini kullanarak konuşmasına son verdi.

TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN "SİLAH BIRAKIN" DEMİŞTİ

DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık 2024'te İmralı'da terör örgütü elebaşı Öcalan ile görüşmüştü.

İstanbul'a dönen heyet, Taksim’de bir otelde Öcalan’ın silah bırakma çağrısını açıkladı.

Türkçe, Kürtçe, İngilizce okunan metinde teröristbaşı Öcalan, "PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri; bin yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür" açıklamalarında bulundu.

Öcalan silah bırakma çağrısında bulunarak, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim" ifadelerini kullandı.

 

text-ad