DEAŞ Türkiye'ye nasıl sızıyor ? İtiraf etti

DEAŞ Türkiye'ye nasıl sızıyor ? İtiraf etti
Güncelleme:

Tekirdağ'da yakalanan DEAŞ'lı terörist, örgütün Türkiye'ye nasıl sızdığını anlattı.

Terör örgütü DEAŞ’ın Azez’deki silah kampında tank bakımı yapan ve bir süre önce Tekirdağ’da yakalanan Abdurrahman A., ifadesinde, “Örgüt son dönemlerde Türkiye’ye militan sokmakta zorluk çekiyor. Bu yüzden bayram günlerinde Türkiye’den Suriye’ye geçişler yoğun olduğu için bu yoğunluktan faydalanan örgüt, başkalarına ait kimliklerde tahrifat yaparak sahte kimliklerle Türkiye’ye eylemci sokuyor” dedi.

Terör örgütü DEAŞ’ın tank bakımlarını yapan Abdurrahman A., Tekirdağ’da yakalandıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Suriye’den yasadışı yollarla Türkiye’ye giren Abdurrahman A.’nın örgüt tarafından eylem için gönderildiğinin tespit edildiği belirtildi.

700 DOLARA SAHTE KİMLİK

Gazete Habertürk'ten Helin Şahin'in ulaştığı ifadesinde DEAŞ’ın Azez’deki silah kampında uzun süre tank bakımı yaptığını anlatan Abdurrahman A., “Kilis üzerinden sahte kimlikle 7 Temmuz’da Türkiye’ye girdim. Kimliği bana Sadık Abut adlı biri hazırladı ve 700 dolar karşılığında verdi. Bir süre Gaziantep’te kaldım. Kız kardeşim, DEAŞ militanı olan Abdullatif A. ile evlidir. Dayımın oğlu Abdullatif de örgüt saflarında savaşırken öldü. Babam Azez’de yaşıyor. Askerdeyken tank şoförlüğü yapmış. Şu an DEAŞ içinde tank şoförlüğü yapıp yapmadığını bilmiyorum” ifadesini kullandı.

Abdurrahman A., ifadesinde şunları söyledi: “Bayram günlerinde Türkiye’den Suriye’ye geçişler yoğun olduğu için bu yoğunluktan faydalanan örgüt, başkalarına ait kimlik kartlarından yapılan sahte kimliklerle Türkiye’ye eylemci sokar. Ben Azez’de 1 yıl boyunca DEAŞ’ın cephede kullandığı araç ve tanklarının bakımını yapardım. Kod adının önünde ‘Ebu’ kelimesi bulunanlar örgütün silahlı kanadına mensuptur. Son günlerde örgüt Suriye’den Türkiye’ye militan sokmakta çok zorlanıyor. O yüzden bayram dönemlerinde yaşanan yoğunluk kullanılıyor. Benim Türkiye’de eylem yapmak gibi bir amacım yoktu.”

Habertürk