Cumhurbaşkanlığı'nın harcama kalemleri için dikkat çeken açıklama

Cumhurbaşkanlığı'nın harcama kalemleri için dikkat çeken açıklama
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarısı barışı destekleme giderlerine gidiyor” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda ‘Cumhurbaşkanlığı 2025 Yılı’ bütçesi kabul edilirken

Görüşmeler sırasında yapılan bütçe eleştirilerine yanıt veren Yılmaz "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarısı barışı destekleme giderlerine gidiyor” dedi.

Yılmaz harcamaların dağılımını şöyle açıkladı:

“Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarısı barışı destekleme giderlerine gidiyor. Türkiye’nin uluslararası alanda yürüttüğü çalışmalara, barışı destekleme faaliyetlerine ayrılan kaynaklar. Kalan kısmın önemli bir kısmı personel harcamalarına, 17,5’i. kalan kısmında da önemli bir kısmı Millet Kütüphanesi’nin harcamalarına gidiyor. Bugüne kadar Millet Kütüphane’mizi 6,4 milyon kişi ziyaret etmiş. 2018’de Cumhurbaşkanlığı’nın bütçe içindeki payı yüzde 0,11, Başbakanlığın payı yüzde 0,21. İkisinin toplam payı 0,32. Bugün Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı’nın birleştiği bir durumdayız ve bugün Cumhurbaşkanlığındaki payı sadece 0,11. Yani geçmiştekinin üçte biri nispetinde bir oran.”

Yılmaz’ın TBMM'deki açıklamalarından öne çıkanla:

Biz, Suriye’de halkın tamamını kapsayan, hangi din, mezhep, inanç, etnik kimlikten olursa olsun Suriye halkının tamamını kapsayan bir yapıyı savunuyoruz ve buna katkıda bulunmak için elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız.


Suriye’yi ekonomisiyle, kurumlarıyla, altyapısıyla hep birlikte inşa etmek durumundayız. Yeniden inşa süreci oluştukça, Suriye’de güvenlik oluştukça, siyasi istikrar oluştukça, ekonomi belli bir noktaya geldikçe ülkemizde uzun yıllardır misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimiz de vatanlarına onurlu, güvenli bir şekilde dönme imkanına kavuşmuş olacaklardır.

Bizim Kürtlerle veya Kürtçe’yle bir sorunumuz yoktur. Bizim terörle, hukuk dışı yapılarla, ülkemizin birliğini bozan yapılarla sorunumuz vardır.

Hiç kimsenin de Kürt vatandaşlarımızın tamamını temsil etme hakkı yoktur. Böyle bir yaklaşım sergilendiğini görüyorum zaman zaman. Buna kimsenin hakkı yok. Bu Kürtlere haksızlık. Her topluluk gibi Kürtler de homojendir; farklı görüşleri, siyasi anlayışları, inançları, talepleri, beklentileri vardır. ‘Ben bütün Kürtleri temsil ediyorum’ gibi bir tavrın hiçbir şekilde demokratik olmadığını, Kürtlere de haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum.

Plan bütçe komisyonu başkanlığım sırasında Alevi-Bektaşi Başkanlığı’nı kurduk. Tarihte ilk defa kanunlarımıza cemevi kelimesi geçti. Yüzyıllardır gelen teolojik tartışmaları kanunlarla çözecek durumda değiliz. Alevi-Bektaşi Başkanlığı, Alevileri dönüştürmeye çalışan bir başkanlık değil.

Eski sistem dediğimiz sistem, Türkiye’de çok sayıda kriz üretti, çok sayıda sorun üretti. Yeni sistemin en önemli avantajlarından biri, istikrarı garanti etmesi ve hızlı karar alıp uygulama imkanı sağlaması.

Seçim sistemini reforme edebilirsek, temsilden de fedakarlık yapmadan yeni bir seçim sistemiyle Meclis’te de çok daha istikrarlı bir yapı oluşabileceğini, yeni bir siyasi partiler kanunuyla çok daha demokratik bir ortamın oluşabileceğini de ifade etmek isterim.

Gerek kamu borcu, gerek hanehalklarının borcu, gerek şirketlerin borcu; hangisine bakarsanız bakın dünya ortalamalarının da gelişmekte olan ülkeler ortalamalarının da oldukça altında rakamlara sahibiz. Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 25-26 seviyelerinde. Bu, Avrupa’da yüzde 80’lerde.