Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Eşi Emine Erdoğan:
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol"Eğitim herkes için gerekli ama otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi. Yani 'eğitim, otizmin tek çıkar yolu' diyebiliriz"- "Özel çocuklarımıza da sosyal, kültürel ve ekonomik yaşama eşit biçimde katılım fırsatı verebiliriz. Bu onların en doğal
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Eğitim herkes için gerekli ama otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi. Yani 'eğitim, otizmin tek çıkar yolu' diyebiliriz." diye konuştu.
Haliç Kongre Merkezindeki 8. Renk Otizm Farkındalık Gecesi Otizmli çocukların İstiklal Marşı'nı okumasıyla başladı.
Konuşmasına, projenin ev sahibi Hasan Kalyoncu Üniversitesi yönetimine ve projeye destek veren sanatçılara teşekkür ederek başlayan Erdoğan, her insanın dünyaya farklı özelliklerle geldiğini, herkesin kendine has fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı olduğunu anlattı.
Emine Erdoğan, "Bazılarımız ise beynin ve sinir sisteminin farklı yapı ve işleyişinden kaynaklanan nöro-biyolojik bir farklılıkla dünyaya geliyor. Bu şekilde doğan çocuklarımız, elbette yaşamlarını birtakım zorluklarla sürdürmek durumunda kalıyorlar. Sosyal etkileşimlerini engelleyen özellikler, onları iç dünyalarında bazı sıkıntılarla baş başa bırakabiliyor. Onların hayatında eğitimin çok özel bir önemi var. Eğitim herkes için gerekli ama otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi. Yani 'eğitim, otizmin tek çıkar yolu' diyebiliriz. Bilimsel araştırmalar, erken teşhisle birlikte doğru eğitimin otizmli çocukların hayatında büyük bir fark oluşturduğunu gösteriyor." diye konuştu.
Bireysel özelliklere, ihtiyaçlara uygun, kesintisiz ve yoğun bir eğitimin otizmli çocukların zorlukları aşmasının tek yolu olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Etkili bir eğitim seferberliği içinse, hepimizin farkındalığı gerekli ancak, bu farkındalıkla, otizmli çocuklarımızın etrafında örülü duvarları ortadan kaldırabilir, onları hayatın güzellikleriyle buluşturabiliriz. Otizmli bireylerin çok zengin iç dünyalarına sahip olduklarını biliyoruz. Detaylara olan ilgileri, odaklanma kapasiteleri, onları sporun, sanatın bir alanında zirveye taşıyabilir. Müziğe olan yatkınlıkları, onları gelecekte birer yıldız yapabilir. Yeter ki bizler, onların eğitimi konusunda duyarlı olalım. Hayatlarını kolaylaştıracak modeller geliştirelim. Özel eğitim kurumları inşa edelim. Modern toplum, bireysel yeteneklere en üst düzeyde işlerlik kazandırmakla mümkün olabilir."
- "Okul yönetimlerine, öğretmenlere, ailelere çok önemli vazifeler düşüyor"
Özel çocukları, özel eğitim merkezleri yanında, genel eğitim sınıflarında diğer çocuklarla da kaynaştırabilmenin önemine vurgu yapan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının bu alanda son yıllarda önemli çalışmaları olduğunu dile getirdi.
Zorunlu öğrenim çağında olan özel çocukların yüzde 80’inin, eğitimlerini kaynaştırma yoluyla aldığını ifade eden Erdoğan, bunun, tüm toplumun özel çocuklara yaklaşımını değiştiren çok önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Elbette bir takım uygulama sorunlarının ortaya çıkabildiğini, bu noktada okul yönetimlerine, öğretmenlere, ailelere çok önemli görevler düştüğüne işaret eden Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tüm çocuklarımızı, kendilerinden farklı özelliklere sahip özel çocuklarla eşit koşullarda eğitim alabilme olgunluğuna ulaştırmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde onlara, toplumun tüm farklılıklarıyla bir arada yaşayabilme becerisini kazandırabiliriz. Özel çocuklarımıza da sosyal, kültürel ve ekonomik yaşama eşit biçimde katılım fırsatı verebiliriz. Bu onların en doğal ve aynı zamanda anayasal hakkıdır. Değerli katılımcılar, hepimiz biliyoruz ki son yıllarda tüm dünyada otizmin görülme sıklığı gittikçe artıyor. 1950'li yıllarda on binde bir görülürken, şimdi her 68 çocuktan birine otizm teşhisi konuyor. Yani, kanser gibi yaygın birçok hastalıktan çok daha fazla görülme riski var. Fakat ne yazık ki farkındalığımız o derece fazla değil. İşte bu nedenle Hasan Kalyoncu Üniversitesinin öncülüğünde gerçekleştirilen bu proje son derece önemli. Sizlerin burada olması son derece değerli. Ben bu noktada otizm alanında yıllardır çalışma yapan sivil toplum kuruluşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Onlar olmasa bugüne kadar elde ettiğimiz farkındalık eksik kalırdı. Uzun yıllardır, otizmli çocuklarımıza, onların ailelerine verdikleri destek takdire şayandır."
Erdoğan, vakıfların, derneklerin ve federasyonların çalışmalarıyla devlet-sivil toplum işbirliğine önemli katkılar sağlandığını, bundan sonra da işbirliklerinin artmasını ümit ettiğini söyledi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, otizmli bireylere yönelik hazırladığı ulusal eylem planı taslağının en kısa zamanda meyvelerini vermesini beklediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini, "Toplumumuzu otizmin tüm boyutlarıyla ilgili aydınlatacaktır. Burada olmakla, otizmle mücadele eden ailelere güç verdiniz. Çocuklarımıza hayat enerjisi aşıladınız. Gerçek sanatçı, içinde yaşadığı toplumun gözü, kulağı, eli olabilen ve toplumun bütün hassasiyetlerini farkederek aksiyon alabilendir. Sizler, kendi sanatınızı yüceltirken, insanlığı da yücelttiniz. Bu güzel dayanışma gecesinin hayırlı neticeler vermesini diliyorum. Açılacak özel eğitim kurumlarının, evlatlarımızın hayatına bereket getirmesini temenni ediyorum. Ancak sabır, sevgi ve işbirliği ile aşabileceğimiz böyle sorunlar karşısında, toplumca her zaman kenetlenebilmeyi umut ediyorum." diye tamamladı.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol