CHP'li Ahmet Akın: ''Yük yine vatandaşın sırtında''

CHP’li Ahmet Akın, Konya-Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nde bulunan ve 1000 megavat kapasite tahsisli Karapınar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı YEKA-1 GES projesinin iktidara yakınlığı ile bilinen Kalyon Holding’in ortağı Güney Koreli şirket Hanwha’nın projeden geri çekildiği bilgilerini değerlendirdi. Enerji sektörü yatırımcılarının birçoğunun “finansal sürdürülebilirlik” sorunu yaşadığına dikkat çeken Ahmet Akın, konuya finansal zorluk içinde olan yatırımcıların meselesi olarak değil, ülke meselesi olarak bakmak gerektiğini söyledi. Güney Koreli şirket Hanwha’nın, iktidarın ‘dünya enerjisinin çılgın projesi’ olarak lanse ettiği Karapınar YEKA-1 GES projesinden çekilmesinin projeyi sıkıntıya uğratabileceğini ve hedeflenen tarihin de sarkabileceğini belirten Ahmet Akın şunları söyledi:

“Güney Koreli şirket Hanwha’nın, 2014 yılının ikinci çeyreğinden beri Kuzey Amerika'da 200 MW'tan fazla bitmiş ve devam eden projeleri olduğunu biliyoruz. İktidara yakın olan Kalyon Grup ile ortak olarak Konya-Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nde bulunan ve 1000 megavat kapasite tahsisli Karapınar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı YEKA-1 GES ihalesini 2017’de aldı. Hanwha’nın Konya Karapınar’daki proje hariç Türkiye’de Kahramanmaraş ve Burdur’da 8’er MW’lık iki yatırımı bulunuyor. Güney Koreli ortak çekilme kararı alınca projenin bu ayağı eksik kalacak ve projede gecikmeler olacak. 10 yıl boyunca Konya-Karapınar YEKA’da 1000 megavatlık bağlantı kapasitesi tahsisi yapılması karara bağlanmıştı. Bu 10 yıl da uzayacaktır. Kalyon Enerji ve Hanwha’nın, projeyi hayata geçirmek için 1.3 milyar dolar düzeyinde yatırım yapacaklardı. Bu gelişmelerin tüm açıklığı ile kamuoyunun bilgisine sunulması gerekiyor. Hanwha ayrılmasının nedeni olarak finans krizi olduğu belirtiliyor.

YABANCI YATIRIMCI GELMİYOR GELEN DE KAÇIYOR

“Türkiye çok uzun zamandır yabancı yatırımcılar için güvenilir bir ülke değil. Yabancı yatırımcı ya hiç gelmiyor ya da gelen bir fırsatını bulup kaçıyor. Ayrıca, Türkiye enerji sektörü genel ekonomik durumun yanı sıra kendi dinamiklerinden de kaynaklanan bir kriz içinde. Önde gelen özel sektör şirketlerinin uzun vadeli finansal borçlarının yeniden yapılandırılması için bankalarla görüştüğü biliniyor. Geçen yılın Ağustos ayında döviz kurundaki rekor yükselişin (7 lira) olumsuz etkisini enerji sektörü bugün daha çok hissediyor. Çok sayıda şirketin borcunu yeniden yapılandırma sürecine girdiğini biliyoruz. Örneğin; Türkiye'nin elektriğinin yüzde 10'unu dağıtan, sektörün önde gelen şirketlerinden Bereket Enerji 2018 yılında 4 milyar dolarlık borcu için yapılandırmaya gitti. Yeni Elektrik şirketi 700 milyon dolar, Boyabat Hidroelektrik 900 milyon dolar ve Gama Holding 1 milyar dolar. Anadolu Birlik Holding'in enerji yatırımları için kullandığı 1 milyar dolarlık kredisini yapılandırma için bankalarla görüştüğü biliniyor.”

YÜK YİNE VATANDAŞIN SIRTINDA

Enerji sektörünün döviz cinsinden girdi satın aldığını, TL cinsinden satış yaptığını belirten Ahmet Akın, şirketlerin kur artışları nedeniyle yaşadığı gelir kaybını azaltmak için elektrik satış tarifelerine zamlar yapıldığını vurguladı.  Ahmet Akın, “Zarar, vatandaşın sırtına yüklendi. Bu duruma iktidar da çanak tutuyor, ön ayak oluyor. 25 Aralık 2018 tarihinde konutlarda kullanılan elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yüzde 10 oranında indirim yapılacağını ‘müjde’ olarak duyurmasının ardından 1 Ocak’ta başlayan indirimin sanayi, ticarethane, tarımsal sulama ve aydınlatma tarifelerine ‘zam’ olarak yansıdı. Perakende enerji bedelinde indirime gidilirken dağıtım bedelinde yüzde 15.7 oranında zam yapıldı. Enerji politikaları baştan sona yanlış. Bağımlılığı azaltmamız için yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapalım diyoruz. İktidar da bu konuda önemli adımlar atıyormuş gibi yapıyor. Ancak, eline yüzüne bulaştırıyor” diyerek sözlerini tamamladı.