Çeküd Başkanı Yorulmaz: Tükenen Enerji Kaynakları Türkiyenin Stratejik Önemini 10 Kat Artırdı
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlÇevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD) ve Çevre Vakfı işbirliği ile düzenlenen “Enerjinin Stratejik Önemi” konulu konferans, İstanbul Feshane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
- Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD) ve Çevre Vakfı işbirliği ile düzenlenen “Enerjinin Stratejik Önemi” konulu konferans, İstanbul Feshane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Hayati Çetin'in misafir olduğu konferansın açılış konuşmasını yapan ÇEKÜD Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Yorulmaz, ekolojik döngünün sağlıklı işlemesinin insan hayatı açısından önemine değindi ve dünyada tükenen enerji kaynaklarının Türkiye'nin stratejik değerini 10 kat artırdığını söyledi.
Yaşam alanımıza giren tüm konuların enerjiyle bağlantılı olduğuna dikkat çeken Yorulmaz, “Enerji, günlük yaşamı saran üretim ve tüketim faaliyetlerimizin bileşkesi durumunda. Tükettiğimiz her bir damla su, içtiğimiz her bir bardak çay, her bir dilim ekmeğin maliyetinde enerji girdisi var” dedi.
Ekosistemin önemine değinen Yorulmaz, “Bakteriler, leş kargaları, akbabalar, tilkiler, sırtlanlar olmasa ortalık leş kokardı. Solucanlar, organik atıkları çok kısa sürede organik gübre haline getiriyorlar. Arılar en büyük organik tarım ilacı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bozulan ekosistemden en çok insanoğlu etkileniyor. Her nefes alışımızda azot, kurşun gibi ağır metalleri ciğerlerimize taşıyor olabiliriz. Her el yıkayışımızda bir miktar arsenik veya siyanürü gıdalarımıza taşıyor olabiliriz. Bizler ekosisteme muhtacız. Ama insanoğlu bu sistemin bozulmasını maalesef kendi eliyle yapıyor” diye konuştu.
Enerjide yüzde 70 dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu vurgulayan Yorulmaz, “Doğadaki ayak izimizi azaltmak, asgari seviyelere indirmek zorundayız. Bunu da israfın minimize edildiği sade yaşam tarzı ile sağlayabiliriz. Yerel üretimin, geleneksel yapıların, geleneksel kültürün korunduğu sakin şehirlere ihtiyacımız var. Bunun bir örneği Almanya’da hayat buluyor. Hamburg önümüzdeki 10-15 yıl içinde arabasız bir şehir olmanın hayalini kuruyor. ‘Gruenes netz’ (yeşil ağ) adı verilen proje kapsamında, şehrin yüzde 40’ını kaplayan açık alanlar arasında arabaların girmesinin yasak olacağı yeni yollar oluşturulacak. Kamu yararı statüsünde hizmet veren ÇEKÜD, buna benzer projelere katkı sunmaya hazırdır” ifadelerinde bulundu.
“BİLİNÇLİ NESİL OLUŞTURMALIYIZ”
Yorulmaz'ın ardından kürsüye gelen Çevre Vakfı Başkanı Debik, Çevre Vakfı'nın Türkiye'nin sahip olduğu tabii varlıkları korumayı, yaşatmayı ve geliştirmeyi, çevre değerlerini özgün bir halde gelecek kuşaklara aktarmayı, çevre meselelerine sahip çıkarak çevre bilinci oluşturmayı amaçladığını vurguladı. Enerjinin yaratıcımızın insanlığın hizmetine sunduğu büyük bir nimet olduğunu söyleyen Debik, “Bizler ise hak ölçülerinde bu nimeti kullanmak, korumak ve değişik formlara sokarak yine insanlığın faydasına sunmakla mükellefiz” dedi.
Aşırı tüketimin devam ettiği dünya genelinde verimsizlik ve israfın en büyük sorun olduğunu kaydeden Debik, önerilerini şöyle sıraladı: “Önceliğimiz; üretimin ve kalitenin düşürülmesi, insanların yaşam standartlarının düşürülmesi olmamalı; ancak üretimdeki miktar ve kaliteyi düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden tüketilen hammadde ve enerji miktarının en aza indirilmesi olmalıdır. Ülkemizde kullandığımız enerjinin yaklaşık yüzde 70’inin ithal kaynaklardan üretildiği dikkate alındığında enerjinin stratejik önemi ve verimli kullanılma zorunluluğu algılanacaktır. Diğer taraftan, enerjide dışarıya bağımlılığı azaltmak ve enerji üretim miktarımızı artırmak maksadıyla kaynak çeşitliliğine de gidilmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradan hareketle, nükleer enerjiden yenilenebilir enerjiye, termik santrallerden hidroelektrik santrallerine bütün enerji alternatiflerini çevresel faktörleri ihmal etmeden kullanmak zorunda olduğumuzun idrakinde olmalı, enerji üretimi ile ilgili yapılan spekülasyonları kritik ve analitik olarak değerlendirmeliyiz.”
“YENİLENEBİLİR ENERJİYE İHTİYACIMIZ ARTIYOR'”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Hayati Çetin de, sunumunda dünyanın ve Türkiye'nin enerji kaynakları potansiyelinden ve bunların kullanımı için ortaya konulan stratejilerden söz etti. Yenilenebilir enerji ihtiyacına ve önemine değinen Çetin, bu konuda Bakanlık olarak yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çetin, Türkiye’nin 10 yıl öncesine göre yüzde 75 daha fazla enerji tükettiğini ve 10 yıl sonra ise bugüne göre yine en az yüzde 75 daha fazla enerji tüketimi olacağını belirterek, enerjinin verimli ve etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı.
Hedeflerinin yerli kaynaklara öncelik vermek olduğunu kaydeden Çetin, yenilenebilir enerjiye ihtiyacının daha da arttığını aktararak müdürlük olarak belirledikleri politikaları şöyle sıraladı: “Yerli kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını arttırmak, jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, ülkemizi enerji koridoru ve terminali haline getirmek, petrol ve doğalgaz alanlarında kaynak ülke ve güzergah çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan riskleri azaltacak tedbirleri almak, nükleer enerjinin sisteme entegrasyonunu sağlamak, enerji arz ve talep zincirinin her halkasında enerji verimliliğini artırmak ve liberal enerji piyasa yapısı içinde yatırım ortamını iyileştirmek.”
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol