Büyük operasyonun ayak sesleri !
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlTerör örgütünün saldırılarının yoğunlaştığı kent merkezlerine yönelik operasyon için düğmeye basılıyor.
Kazılan hendekler, kent merkezlerinde kurulan barikatlar, döşenen mayınlar; halkın yaşam alanlarının tahrip edilmesi, halkla devleti karşı karşıya getirmeye yönelik girişimler... Hükümet bu durumu sonlandırmak için harekete geçiyor. Silahlı terör örgütü üyelerinin yoğunlaştığı bölgelerde kamu otoritesini tesis etmek ve hayatı olağan akışına döndürmek üzere ‘büyük ve kalıcı’ operasyon kararı alındı.
HT Gazete'den Bülent Aydemir'in haberine göre başta Diyarbakır’ın Sur ve Şırnak’ın Cizre ile Silopi ilçeleri olmak üzere Jandarma Özel Harekât (JÖH) ile Polis Özel Harekât (PÖH) timlerinden oluşan 10 bin kişilik ekip ‘koşulsuz’ ve ‘tam anlamıyla’ güvenliği sağlamak üzere operasyon için düğmeye bastı. Hendekler ve barikatlar temizlendikten sonra kurulacak karakollarla güvenlik birimleri kalıcı olacak; eski ‘kaotik’ duruma dönülmesine izin verilmeyecek.
TALİMATLAR VERİLDİ
Asker ve polise yazılı ve sözlü olarak gereken talimatlar verildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Gerekirse ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle temizlenecek” dediği güvenlik planının detayları şunlar:
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI: Cizre, Silopi ve Sur gibi belli aralıklarla sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde, operasyon başlamadan önce sonuç alıcı-uzun süreli sokağa çıkma yasağı ilan edilecek. Buralar güvenlik kente giriş ve çıkışlardan itibaren kontrol altına alınacak. Sokağa çıkma yasağı operasyonlar bitene kadar kaldırılmayacak, çünkü geçici sokağa çıkma yasağı vatandaşın yaşamını zorlaştırmaktan öteye geçmiyor.
ASKER DE GİRİYOR: Özellikle Diyarbakır’ın Sur İlçesi’ne yönelik operasyon özel planlama gerektiriyor. Jandarma Özel Harekât (JÖH) ile Polis Özel Harekât (PÖH) timleri operasyonu birlikte yürütecek. Operasyonlar hava destekli yapılacak. İstihbarat doğrultusunda önceden belirlenmiş adreslere eşzamanlı girilecek. Gerektiğinde Kara Kuvvetleri’ne bağlı birlikler de destek sağlayacak.
GÖÇ EDENLER: Evini, yurdunu terk etmek zorunda kalan vatandaşların (200 bin kişi olduğu ifade ediliyor) mağduriyetinin giderilmesi, barınma ve iaşelerinin sağlanması için özel çalışma başlatıldı. Güvenlik ve otorite tesis edildikten sonra vatandaşların evlerine, işyerlerine dönebilmeleri için kapsamlı hazırlık yürütülüyor. Bölge esnafının ve tüccarın çek, senet, prim ödemelerinin desteklenmesi konusunda da hazırlık söz konusu.
DESTEK DÜŞÜYOR: 20 Temmuz’dan sonra başlatılan terörle mücadele operasyonlarına halkın geniş desteği vardı ancak son yapılan saha araştırmaları Türkiye genelinde bu desteğin yarı yarıya düştüğünü, Güneydoğu’da yüzde 25’e kadar gerilediğini ortaya koydu. Vatandaş, operasyonların sonuç alıcı biçimde yürütülmediğini düşünüyor. Gelişmeler üzerine, bugüne kadar terör örgütünün, ‘serhildan’, ‘demokratik özerklik’ çağrılarına karşılık vermeyen halkın huzuru kaçtı. Halk, güvenlik, huzur ve istikrarın tesis edilmesini istiyor.
KONTEYNERKENT, ÇADIRKENT VE KİRALIK BİNA ÖNLEMİ TARTIŞILIYOR
Terör ve asayiş olayları nedeniyle evini, yurdunu terk eden vatandaşların mağduriyetini gidermek için alınacak önlemler tartışılırken, ilk akla gelen çadırkent ve konteynerkent kurulması fikrinin handikaplarının bulunduğu, bunun yerine kamu kurumlarının misafirhaneleri ya da kiralanacak binalarda vatandaşların geçici olarak barındırılması, maddi destek verilmesi gündeme geldi. Görüşler şöyle:
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Vatandaşın, esnafımızın bir ölçüde mağdur olduğunu görüyoruz. Yurttaşlardan talepler geldikçe hükümet olarak bunları dikkate alacağız. Mağduriyetlerin giderilmesi için üzerimize düşen sorumluluk varsa bunları yerine getirmeye gayret edeceğiz.
Diyarbakır Sos. Kal. Gel. Der. Bşk.- İş Kadını) Kadriye Esra Aygün:Operasyonlar yapılsın ama orada yaşayan halk da mağdur edilmesin. Acilen sivil toplum örgütlerinin, yerel halkın ayağa kalkıp, ‘Biz hendeği de bölünmeyi de istemiyoruz’ demesi lazım. Hiçbir yerde ‘Halka rağmen halk hareketi yapıyorum’ denemez. Her şeyden önce, PKK’nın, YDG-H’nin bunu görmesi lazım. Bu insanlar evlerini barklarını kış günü terk ediyorlarsa, bunun nedenini kendilerinde aramaları lazım. İnsanların kendi evlerine, topraklarına dönmeleri lazım. Evlerin altı silah deposu haline çevrilmiş. Misafirlik, ancak 3-5 gün sürer. Konteyner şehir mi kurulur bilemem ancak bu sorunun çözülmesi lazım.
Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt: Benzer şeyleri 2004’te ben il başkanıyken Hevsel Bahçeleri Olayı’nda yaşadım. Operasyondan 10 gün sonra oraya ilk giren bizdik. Mağdur olan vatandaşlarımızı dinledik, sorunlarını çözmeye çalıştık. Sosyal çalışma yapmadan sadece işin güvenlik boyutuyla ilgilenirseniz vatandaşı kaybedersiniz. Konteynerkent çözüm değil, farklı çözümler bulmak lazım.
CHP Genel Bşk. Yard. Sezgin Tanrukulu: Hükümet kendi vatandaşlarını kendi ülkesinde sığınmacı konumuna düşürüyor. Topyekûn bir kenti, halkı karşısına alıyorsun. Kimse mücadele edilmesin demiyor. Mücadele ederken de yurttaşın tümünü karşına alıyorsan, terk edilmişlik, vazgeçilmişlik duygusuna itiyorsan, onlardan da bu cumhuriyete bağlılık bekleyemezsin. Ben, binden fazla insanla konuştum. ‘Biz bu ülkenin yurttaşı değil miyiz, niçin bizden vazgeçiyorsunuz; bizi niye bu insafsızlığa terk ediyorsunuz?’ diyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol