Bilim Kurulu Üyesi herkesin merak ettiği soruya yanıt verdi !

Bilim Kurulu Üyesi herkesin merak ettiği soruya yanıt verdi !
Güncelleme:

Testler hatalı sonuç mu veriyor? Bilim Kurulu Üyesi Serap Şimşek Yavuz merak edilen soruya yanıt verdi.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, testlerde yalancı negatif ya da yalancı pozitif denilen “hatalı” sonuç çıkma ihtimalinin çok küçük bir hasta grubunda söz konusu olabileceğini kaydetti. Yavuz, sadece test sonucuyla karar verilmediğini ve hastanın klinik durumunun da değerlendirildiğini söyleyerek endişe edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın vefatının ardından 'Testler hatalı sonuç mu veriyor?' tartışmalarının başlaması üzerine Demirören Haber Ajansı’na konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilimdalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, halihazırda kullanılan ve 'Real Time PCR' testleri olarak adlandırılan test kitlerinin enfeksiyon hastalıklarında “altın standart” olarak nitelendirildiğini anlattı.

Yavuz,“Bu kullandığımız testin yalancı negatif çıkma oranı çok düşüktür. Hastalarının çoğunda, tanıyı doğru bir şekilde koyabiliyoruz. Çok küçük bir hasta grubunda yalancı pozitiflik, yalancı negatiflik olabiliyor testte ama biz hekimler zaten sadece test sonucuna bakarak değerlendirmiyoruz durumu. Hastanın klinik tablosu, diğer tetkikleri de hep birlikte değerlendiriliyor. Hastanın kliniği Covid-19’a uygunsa daha test sonucu gelmeden bile tanı koyabiliyoruz. İstanbul'da birçok yerde konabiliyor tanı bu şekilde. O kadar da paniğe kapılacak bir durum yok” dedi.

''AMAÇ DAHA ÇOK VAKA YAKALAMAK''

Hızlı test olarak bilinen 'Rapid' testlerin de Sağlık Bakanlığı tarafından belli hastanelere dağıtılarak daha çok vakanın yakalanmasının amaçlandığını anlatan Prof. Dr. Yavuz, “Onun altyapısı hazırlanıyor şu an. Bu hafta içinde bitirilmesi planlanıyor. Şu an test yapabilen laboratuvar sayısının artırılması amaçlanıyor. 25'e çıkarılacak Covid-19 testi yapacak laboratuvar sayısı. Yani hızlı ya da gerçek zamanlı (PCR) test hiç farketmiyor, hepsi laboratuvar ortamında yapılması gereken işlemler bunlar. Sadece birinde daha kapsamlı, donanımlı laboratuvarlar gerekirken, hızlı testler biraz daha küçük çaplı laboratuvarlarda da çalışılabilecek. Böylece daha fazla sayıda test yapılabilecek şüpheli olgulara. Yani vatandaş gidip eczaneden test alırım sonucumu kendim öğrenirim gibi yanlış bir fikre kapılmasın. Bakanlık, testin yaygınlaştırılmasına uğraşıyor ama değerlendirmeyi yine hekimler yapacak. Herkesin kendi kendine test yapabileceği bir sistem yok” diye konuştu.

''İKİ TEST KOMBİNE OLARAK KULLANILACAK''

Hızlı testlerin de şüpheli kişilere yapılacağını anlatan Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:
“Böylece klinik tablosu ağır olmasa bile bu kişiler de izole edilebilecek. Yalancı negatiflik, yalancı pozitiflik, enfeksiyon hastalıklarının tanısında kullandığımız testlerin hepsinde olabilen bir durum. Biz hekimler zaten bunu biliyoruz. Bizim için sürpriz değil yani. Hastanın klinik tablosunu bilerek, ona göre değerlendirme yapıyoruz. Hasta olup olmadığı belli bir olmayan bir kişinin kendi kendine test yapıp o testi yorumlaması hiçbir sonuca götürmez. Bu bir bütündür. Test tek başına kullanılamaz asla. PCR testi bu hastalığın tanısını koymaktaki en güvenilir ve en duyarlı yöntem. Fakat sonuçları biraz daha yavaş veriyor. Belli laboratuvarlarda çalışılabiliyor vs. Hızlı testi daha yaygın yapabilmek mümkün olacak. Kabul edilebilir bir duyarlılık sınırı vardır hızlı testin de. Ama mutlaka PCR ile kombine kullanılacak değerlendirmelerde. Test sonucu negatif çıksa bile biz bazı durumda klinik tablosu uyan hastada Covid-19 varlığı düşünebiliyoruz.”

''ÇİN SALGINI KONTROL ALTINA ALDI BİZ DAHA BAŞINDAYIZ''

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Çin’de 15 dakikada sonuç veren ve eczanelerde satılacak test kitleri ilgili haberler konusunda ise, “Çin şu anda salgının başka bir noktasına. Biz başka bir noktasındayız. Her ülkenin, salgınının durumuna göre alacağı önlemler başka. Onlarda salgın kontrol altına alındı. Biz daha başındayız. O nedenle test sayısını mümkün olduğunca artırıp elimizden geldiğince fazla hasta bularak onları izole etmeye çalışacağız. Çin o aşamayı geçti. İleriye yönelik hesaplar yapabiliyorlar. Türkiye’de hızlı test kiti üretilmiyor henüz. PCR testlerden üreten firmalar var. Bakanlığın testleri de bunlardan. Hızlı testi pozitif çıkarsa bile biz onun üzerine PCR testi yapacağız. Hızlı testi tarama gibi düşünün. Tarayıp, pozitif çıkanları diğeri ile teyit ederek durumu netleştirmeye çalışacağız. Negatif çıkan grubun kliniğinde de herhangi bir şüphe yoksa onlar zaten elenmiş olacak" bilgisini verdi.

KANSER HASTALARININ ACİL TEDAVİLERİ DEVAM EDECEK

Riskli grup olarak değerlendirilen yaşlı veya kronik hastalığı bulunan kişilerin bakımıyla ilgili de önerilerde bulunan Prof. Dr. Yavuz, tedavisi devam eden kanser hastalarının da endişe etmemesini söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı:

''Riskli gruba giren yaşlısı ya da hastası olan insanlar şuna dikkat etmeli. Eğer herhangi bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bir şüphe varsa bakımı sağlayan kişide, en azından bir maske takmalı. Mümkün olduğunca o kişilerle teması minimumda tutmalı. Mecbur olduğu zamanlarda ise maskeli ve el hijyenine çok dikkat ederek işlerini yapmalı. Sık sık ellerini yıkayarak bunu sağlayabilirler. Ayrıca risk grubundaki bu kişilerin özel olarak kalabalık ortamlardan uzak tutulması gerekli. Yani misafir davet edelim, hadi ziyarete gidelim gibi durumların kesinlikle yapılmaması gerekiyor. Kanser hastaları için ise hasta ve yakınlarının endişe etmesine gerek yok. Zorunlu ve acil olan durumlarda zaten gerekli tedavileri hastanelerde devam ettirilecek. Buna da onkologları karar veriyor. Ya da acil tedavi edilmesi gereken durumda bir hasta varsa tabii ki hastanede onlara da bakılıyor. Örneğin göğüs ağrınız var, kalp krizi geçiriyorsunuz, tabii ki hastaneye gideceksiniz. Kaç aydır başım ağrıyordu gidip bir görüneyim diyenlere hastaneleri meşgule tmeyin diyoruz. Kanser hastalarının acil olan işlemleri yapılacak. İlgili onkoloji merkezlerindeki hekimler zaten biliyorlar. Bazen kemoterapi birkaç ay ertelenebilir durumdaysa hasta, ona onkologlar karar verecekler. Bütün kanser hastaların tedavileri durdurulacak vesaire gibi bir durum asla söz konusu değil.”

DHA