Başbakan Erdoğan'dan laiklik tanımı

Başbakan Erdoğan'dan laiklik tanımı
email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!

Başbakan Erdoğan dış basındaki "iki Türkiye" tanımını eleştirip laikliğin tanımını yaptı.

Başbakan Erdoğan, Uluslararası Basın Enstitüsü toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı, “Türkiye laik kalacak” dedi

Dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının editörlerine seslenen Başbakan Erdoğan, Türkiye’deki cumhuriyet mitinglerinin Batı basınında “İki Türkiye var” şeklinde yer almasını eleştirdi. Erdoğan, “Maalesef zaman zaman dünya medyasında Türkiye ile ilgili geçmişten gelen önyargılara dayalı klişeleşmiş haberlerin yayınlandığını, yorumların yapıldığını görüyoruz” dedi. Uluslararası Basın Enstitüsü 56. Dünya Kongresi ve Genel Kurul Toplantısı’nın kapanış törenine katılan Erdoğan, yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı...

* Laiklik bir din değildir, İslam bir dindir. İslam ve laikliği aynı terazide tartamayız. Din üzerinden siyaset yapılamayacağı gibi laiklik üzerinden de siyaset yapılamaz. Biz, yola çıkarken dedik ki (AK Parti, din eksenli bir parti değildir, insan eksenli bir partidir). Kişi laik olamaz, devlet laik olur. Bir kişi, laik bir devleti savunmak anlamında ’laikim’ diyorsa ona eyvallah, onu da kabul ediyoruz ama bunu ’İslam karşıtı’ olarak getirdiğiniz zaman, burada bir yanlışa düşersiniz.

* DEMOKRASİ ARAÇTIR: Ben, ’bütün sistemler araçtır’ diyorum. Demokrasi de laiklik de dinler de bir araçtır. Amaç, insanların mutluluğu ve saadetidir. Bunu birbirine karıştırmayalım. Eğer sistemleri amaç haline getirirsek, o zaman tabular yaratırız. Demokrasiyi amaç olarak ifade eden bir tek bilim adamı bulumazsınız.

* NE ŞERİAT NE DARBE: (Altan Öymen’in mitinglerdeki sloganı hatırlatan sorusu üzerine...) Biz 4.5 yıldır Türkiye’yi idare ediyoruz. Türkiye’de bu 4,5 yıl içerisinde ’Ne şeriat, ne darbe’ye yönelik ne oldu ki bunlar bir anda ortaya çıkıverdi. Yani bunun mesnedi nedir, unsuru nedir oturup bunlara bakmak gerekiyor.

* GENELKURMAY BANA BAĞLI: (Neue Zürcher Zeitung Genel Yayın Yönetmeni Marcus Spillmann’ın “Konuşmanızda ordunun rolüne değinmediniz. Neredeyse tek kelime bile etmediniz. Neden?” sorusu üzerine) Türkiyede kurumlar var, ordu da bu kurumlardan bir tanesidir. Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti içerisinde ordunun görevi, Anayasa’da tanımlanmıştır. Bu görev tanımı içerisinde direkt olarak Genelkurmay Başkanlığı bana bağlıdır. Ve bu süreç işler. Dolayısıyla ordu sadece bir kurumdur ve Başbakanlığa bağlıdır. Olay budur. Eğer demokrasiye inanıyorsak, demokrasiyi savunuyorsak, burayı çok iyi tespit etmek lazım. Anayasa dört unsur belirtiyor. Demokrasi, laiklik, sosyal, hukuk devleti... Bunlardan bir tanesi eksik olursa, ideal devlet eksik olur. ’Bunlardan taviz vermeyi asla düşünmüyoruz ve ordu da bu güvenliği içeriden sağlamakla yükümlüdür.

Laik devleti savunma anlamında laikim
Ben, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin başbakanıyım. Laik bir devleti savunma anlamında ben laikim ama İslam’ın karşısına koyduğunuz zaman, o anlamda değilim. Çünkü devlet laiktir. Bu noktada ben laikim. Bunu birbirinden ayıralım. Benim partim din orijinli bir parti değildir. Böyle bir şey söz konusu değil. Benim partimde görülen insan profili ne ise diğer siyasi partilerin hemen hepsinde aynı insan profili var. AK Parti’ye oy verenler arasında, daha çok dindar insan profili görülebilir. Diğerlerinde daha az görülebilir. Bunu ölçmek bana ait değil. Beni ilgilendirmez. Ben sadece programım ve tüzüğümle milletimin karşısındayım ve milletimin yüzde 100’üne hitap ediyorum.

Vatan

text-ad