Bakan: "7 bin lira maaş verip..."

Bakan: "7 bin lira maaş verip..."
Güncelleme:

Şehircilik Bakanı Özhaseki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki belediyeler hakkında sert açıklamalarda bulundu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında yeni görevlendirme yapılan belediyelerin bundan önce terör örgütüne kaynak aktarmasına ilişkin, "Hizmet alma suretiyle taşeronluk ihalesi yapıyorlar. 100 kişilik iş yapılacak yere 400 kişilik ihale yapıyorlar. Çok müthiş paralar veriliyor. Doğu ve Güneydoğu'da 7 bin liraya kadar maaş alanlar var. Patnos Belediyesi geçici işçilere 6 bin 300 lira vererek seçimlerden önce bırakıp gidiyor. Vatandaşın eline bu parayı vermeden, büyük bir bölümünü kendileri alıyor doğru dağa gönderiyorlar." dedi.

Özhaseki, İLBANK tesislerinde gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileriyle buluşmasında soruları yanıtladı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörden temizlenen alanların yeniden inşa süreçlerinin ne kadar sürede tamamlanacağına yönelik soruyu yanıtlayan Özhaseki, "Sur haricindeki Şırnak merkez dahil olmak üzere 6 ilçede en geç bir yıl içerisinde altyapısıyla, üstyapısıyla bütün işleri bitiririz, konutları bitiririz." diye konuştu.

Birçok yerde temellerin atıldığını, inşaatların yükseldiğini belirten Özhaseki, Diyarbakır'da bin kadar konutun yılbaşına kadar teslim alınabileceğini, hak sahiplerine dağıtılacağını ifade etti.

Bu konutların sitelerde yapılan evler olduğunu, aynı zamanda Silopi'de, Cizre'de çalışmaların başladığını, altyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini aktaran Özhaseki, "6 ilçede bir yıl içerisinde bitirebiliriz. Sur'da ise modern konutları en geç bir sene içerisinde bitiririz, hak sahiplerinin evini oradan verebiliriz. Açıkta kimse kalmaz. Hatta kiracılardan da 'Ben TOKİ'den konut alayım, parasını ödeyeyim' diyenlere biraz kira yardımı yaptıktan sonra arkasından konut sahibi olmasını sağlayacak da bir imkanımız var. Kiracılara dahil." ifadelerini kullandı.

Özhaseki, Sur'da bu konutlar dışında tarihi eserlerin restorasyonu, Diyarbakır evlerinin yapılması, geleneksel dokunun mükemmel bir şekilde ortaya çıkmasının zaman alacağını aktararak, "Çünkü her birisinin projelerinin yapılıp, kuruldan geçirilip ince işçilikle uzun uzun çalışmalarla ortaya çıkması 2 seneyi alacak gibi gözüküyor. Sur içerisinde biz kendimize 2 seneyi hedefledik. Bakanlık olarak bütün ilçelerde işin tamamlanması ve altının çizilmesi için koyduğumuz süre bir yıl ama Sur'da biraz daha o tarih, tescilli eserlerden dolayı 2 yıl olarak önümüzde duruyor." şeklinde konuştu.

Cerablus'un yeniden inşası

Askeri alanların şehir dışına taşınmasına yönelik çalışmalarda Genelkurmay Başkanlığı gibi karargahların da taşınıp taşınmayacağı sorusu üzerine Özhaseki, "Bizim yaptığımız çalışmada yok. O, Milli Savunma Bakanlığının çalışması içerisinde. Biz alanları, nereye taşınabileceklerini tespit ediyoruz sadece. İçerde olan her türlü askeri alanlar ne amaçla kullanılıyor, bundan sonra vatandaş oranın nasıl kullanılmasını istiyor. Gerek sivil toplum örgütleri gerek valilikler gerekse belediyeler bu konuda ne düşünüyor onun tespitini yaptık ama kuvvet komutanlıklarının veya benzer yerlerin taşınıp taşınmayacağı hususu Milli Savunma Bakanlığının ve Başbakanlığın takdirinde." yanıtını verdi.

Özhaseki, "Cerablus inşa çalışmalarının ne zaman başlayacağına" yönelik soruya karşılık da "Orada konutların yapılması söz konusu. Bu ikili ilişkilerle birçok alanda görüşülüyor fakat şu anda Türkiye'ye yüklenmiş böyle bir görev yok." dedi.

Anlaşma altına alınmış net bir şeyin henüz olmadığını belirten Özhaseki, şu değerlendirmede bulundu:

"Görüşmelerde hep ifade ettik. Orada binlerce konutu genellikle tek katlı ve bahçeli olmak üzere, oradaki geleneksel yaşam tarzı böyle, birkaç ay içerisinde yapabiliriz, sene sürmez. Altyapısıyla üst yapısıyla... Bunu da en hızlı yapabilecek ülke Türkiye, onu da biliyorlar. Fakat haliyle nerede oluşacağı, kaç konutun yapılacağı, bunun kimin tarafından finanse edileceği konusu biraz soru işareti olarak önümüzde duruyor. Yeşil ışık yakanlar var, bu konuda ümit verenler var. Netleştiği zaman paylaşacağız."

Özhaseki, uluslararası sözleşmeler, ikili görüşmelere riayet edilmesi gerektiğini ama orada bütün dünyanın savaştığına, açıkta gözüken, gözükmeyen ülkelerin bulunduğuna ve bu süreçten en çok Türkiye'nin etkilendiğine ve Türkiye'nin orada iş yapma yetkisinin her halükarda bulunduğuna dikkati çekti.

Kentsel dönüşüm

Tapuda FETÖ ile bağlantılı kişi ve kurumlarla ilgili 6 bin 595 gayrimenkulun bulunduğu hatırlatılarak, "15 milyar lira olarak belirlenen taşınmazların mali değerleri asgari değer mi" diye sorulması üzerine Özhaseki, bunun doğru olduğunu bildirdi.

Bakan Özhaseki, "200 milyon dolarlık bir gayrimenkulun elden çıkışını da önledik' demiştiniz. Eğer öyleyse bu neresidir? Bir de kentsel dönüşüm olarak parsel bazlı dönüşümler ortaya çıkmaya başladı. Bu riski ortadan kaldıracak nasıl bir adım atacaksınız?" sorusuna karşılık şunları söyledi:

"Değeri bunların artabilir, değerlendirmeye tabi. O yüzden yapılı olan binalar haricindeki arsa parçalarının her birinin değerlendirilmesi bundan sonra Milli Emlak tarafından yapılacak. Milli Emlakın almış olduğu bir karar var, planlama yapmadan da satmıyorlar. Doğru bir karar. Yani arsa olarak satmıyorlar artık. 5 binliği, binliği yapılmış parsel olarak satıyorlar. Oralar daha da değerlendirebilir, daha da değerli hale gelebilir. Ancak bazı yurtlar Kredi Yurtlar Kurumunca kullanılıyor. Özel okullar vatandaşa açılıp, mahallenin okulu olarak iş yapıyor. Bunları biraz parasal değerinin ötesinde görmek gerekir diye düşünüyorum.

İkincisi, özel dikkat ve ihtimamla yakalanmış olan arazilerin, büyük değerli arazilerin bir kısmı İzmir'den, bir kısmı İstanbul'dan çıktı. Sağ olsun tapu müdürü arkadaşlarımızın özel gayretiyle bin 100 küsur kadar taşınmaz reddedilmiş oldu."

Kentsel dönüşümde parsel bazlı dönüşümlerin mümkün olduğunu aktaran Özhaseki, "Siz ya binanızın çürük olduğunu ispatlayarak müracaat edip kentsel dönüşüm istiyorsunuz veyahut da alan olarak zeminde bir çürüklük olduğunu iddia edip riskli alan ilan ettirmek istiyorsunuz. İkisi de mümkün. Parsel bazlı yapanlar bunu belediyelerden daha fazla yoğunluk alarak yaparlarsa işte karşı olduğumuz taraf burası. Dönüşüm her zaman mümkün ama biraz vicdani, kanuni ölçülerde, insaflı şekilde devam ettiğinde bütün bunların neticesinde hayırlı sonuçlar çıkar ortaya." değerlendirmesinde bulundu.

Kentsel dönüşüm yapılamayacağı halde özel çalışma alanı ilan edilen, genellikle villa tipi evler olarak gözüken yerlerin 20-30 katlı binalara döndüğünü aktaran Özhaseki, bu çirkinliklerin önüne geçmenin tek yolunun kanuni mevzuatta düzenleme yapmak, sert tedbirler almak olduğunu kaydetti.

"Ankara değil yani yanlış anlamayın"

Özhaseki, kentsel dönüşümde oluşan imar rantının kamuya aktarılması gibi bir fikir olduğu hatırlatılması üzerine, "Burada ince bir çizgi var. Kentsel dönüşüm gerekiyor, bazı yerlerde imar planı tadilatları da gerekiyor. Hayatın akışını durduramazsınız. Bunları yaparken açık, şeffaf, net olmak. İkincisi, karşı tarafa eğer bir rant sağlıyorsanız bu rantın kamuya aktarılmasını sağlamak." diye konuştu.

Bir yerdeki konut alanının alışveriş merkezine, özel hastaneye çevrilmesi gibi bir ihtiyacın doğabileceğini vurgulayan Özhaseki, kanuni altyapısı yapıldıktan sonra doğruysa, şehircilik ilkelerine uygun düşüyorsa bunun yapılmasının normal olduğunu belirtti.

Özhaseki, alanın eski hali ile yeni hali arasındaki değer farkının tespit edilip, bu farkın kamuya aktarılmasının önemini vurgulayarak, bunun olmaması durumunda yaşananlara ilişkin, özel bir şahsı kast etmediğini söyleyerek, şu örneği verdi:

"Bir tarihte, bir büyükşehir belediye başkanı arkadaşımız, Sayın Başbakanımıza imardan dolayı sıkıntılarından bahsetti. Çok detay anlatınca, şimdiki Cumhurbaşkanımız tabii, 'Haseki Başkan'a söyle, bana anlatma bu hikayeleri.' dedi.

O arkadaşımızın şehrine, Ankara değil yani yanlış anlamayın, plancılar gönderdim. 3 ay kadar çalışan plancıların tespitleri, şehrin yüzde 75'i kaçak bir kere. Yüzde 25'i imarlı gözüküyor. Yüzde 25'i imarlı gözüken binalarda sondaj usulü 2 binayı tespite gittiler. Tam 2 bin bina da 'hormonlu' çıktı. Alttan büyümüş, 100 metre daha genişlemiş dükkan. Üstten iki kat daha artmış. Ruhsatlı ve meskenli."

"Paralar Charlie'ye gidiyor"

Plancıların oradaki esnafla sohbet edip, "Bu ne iş" diye sorduğunu anlatan Özhaseki, "Söyledikleri şu, 'Abi bizim bi Charlie'nin Melekleri hesabımız var. İşte o da spor kulübüne gidiyor. Şehrimizin spor kulübü. Süper ligdeyiz, onu ayakta tutmamız lazım. O yüzden oraya biz yatırırız, istediğimizi de yaparız.' Bu hikaye değil, birebir yaşanmış bir gerçeklik." dedi.

Özhaseki, Charlie'nin Melekleri diye bir film olduğunu hatırlatarak, "Charlie hiç gözükmezdi. Paralar Charlie'ye gidiyor. Ortada figüranlar belli, artistler belli ama arkadaki para sahibi belirsiz. Hakikaten spor kulübü mü, Charlie mi belirsiz. İşte bu çirkinliği önlemenin yolu bu kanuni mevzuat." şeklinde konuştu.

"Maaşının 500'ünü harçlık verip, 2 bin 500'ünü Kandil'e gönderiyorlar"

Özhaseki, kentsel dönüşümle ilgili bir soru üzerine, şu anda kentsel dönüşümde çalışılan 3 milyon 100 bin kişiyi ilgilendiren bir bölüm olduğunu dile getirerek, "Çok az bu. En az 30 milyon nüfusun yaşadığı yeri dönüştürmek lazım. Bunun için mevzuattaki eksikliği tamamlayarak hızlandırmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Teröre destek verdikleri gerekçesiyle 674 Sayılı KHK kapsamında yeni görevlendirme yapılan belediyelerin önceki ve şimdiki sürecine yönelik değerlendirmesi sorulan Özhaseki, şunları söyledi:

"Onları besleyen, onlara yataklık yapan, her türlü lojistik anlamda desteklenmesini sağlayan bazı belediyeler var. 102 civarında HDP'li belediye var. Hepsi bu işin içerisinde diyemeyiz ama büyük bir bölümü ne yazık ki bu işin içerisinde.

Nasıl içerisindeler? Her türlü iş makinelerini kullandırıyorlar, her türlü militanı besliyorlar. Bizim bildiğimiz mevzuatlardaki açıklardan istifade ederek Kandil'i acayip şekilde para olarak destekliyorlar. Hizmet alma suretiyle taşeronluk ihalesi yapıyorlar. 100 kişilik iş yapılacak yere 400 kişilik ihale yapıyorlar. Çok müthiş paralar veriliyor. Ankara'da, İstanbul'da bin 500, 2 bin lira alırken Doğu ve Güneydoğu'da 7 bin liraya kadar maaş alanlar var. Patnos Belediyesi geçici işçilere 6 bin 300 lira vererek seçimlerden önce bırakıp gidiyor. Vatandaşın eline bu parayı vermeden, büyük bir bölümünü kendileri alıyor doğru dağa gönderiyorlar."

"Bazı belediyeler yüzde 95 civarında bütçesini olduğu gibi çalışana veriyor"

Seçimle gelen herkesin sonuna kadar suç işleme özgürlüğünün olamayacağını, söz konusu belediyelere el konulmasının doğru bir karar olduğunu vurgulayan Özhaseki, orada vatandaşların temizliğe muhtaç olduğunu, haftada bir gün bir saat su akan ilçeler olduğuna işaret etti. Özhaseki, uygulamanın genişleme ihtimali olduğunu kaydetti.

Belediyelerin bütçelerinin yüzde 30'dan fazlasını personele harcayamayacağına dikkati çeken Özhaseki, söz konusu belediyelerin birçoğunun bunu aştığını, bazılarının da yüzde 95 civarında bütçesini olduğu gibi çalışana verdiğini bildirdi.

Özhaseki, "Kendi adamlarını, sokakta gezenleri yazıyorlar oraya. Maaşının 500 lirasını harçlık verip, 2 bin 500 lirasını Kandil'e gönderiyorlar. Adam ortada, 'Ben çalışıyorum.' diyor. Öyle bir şey yok. Bütün bunların tespiti yapılıyor ve İçişleri Bakanlığı da bunları görevden alıyor." diye konuştu.

Bakan Özhaseki, ayrıca bakanlık bünyesinde FETÖ kapsamında görevden alınan kişilerin yeri doldurulmayacak kişiler olmadığını belirterek, bakanlıkta yeni elaman alımının düşünülmediğini ama Tapu Kadastro'ya döner sermayeden karşılanacak şekilde elaman alımının yapılacağını bildirdi.

AA