Anayasa Mahkemesi’nden HDP kararı

Anayasa Mahkemesi’nden HDP kararı
Güncelleme:

Anayasa Mahkemesi, yetkili makamlardan izin almadan ağaçlara afiş astıkları gerekçesiyle idari para cezasına çarptırılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyelerinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialı başvuruyu kabul edilemez buldu.

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Batman’daki bazı HDP üyeleri, yetkili makamlardan izin almadan ağaçlara propaganda afişleri astı. Kolluk kuvvetleri izinsiz asıldığı gerekçesiyle afişlerin indirilmesini talep etti ancak partililer bunu yapmadı. Bunun üzerine ilgili partililer hakkında tutanak düzenlendi, 395 lira idari para cezası kesildi ve afişler indirildi. Bu cezaya itirazları Batman Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilen HDP’liler, ifade özgürlüğü hakkının ihlali iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, “açıkça dayanaktan yoksun” başvurunun kabul edilemez olduğuna hükmetti.

Kararın gerekçesinde AYM, kamuya ait alanlarda afiş asmak için yetkili makamdan, özel alanlarda ise malikten izin alınmasının zorunlu olduğunu belirtti. Ağaçların üzerine gelişigüzel biçimde afiş yapıştırılmasının görüntü ve çevre kirliliğine sebebiyet vereceğine işaret edildi. Kararda, internetin, sosyal medyanın ve diğer iletişim imkanlarının geliştiği, topluma erişmek ve fikirleri yaymak için birçok alternatif yöntemin bulunduğu kaydedildi. Yetkili idari makamlara başvurarak mevzuata uygun biçimde afişlerin asılmasının mümkün olduğu, görüntü kirliliği oluşturacak biçimde kamu alanlarına afiş asılmasının ifade özgürlüğünün etkin şekilde kullanımı için zorunlu olmadığı değerlendirildi.

Başvurucuların, düzenli bir çevrede hukuk normlarını gözeterek afiş asmalarının önünde engel bulunmadığı kaydedilen kararda, şu değerlendirmede bulunuldu: "Başvurucuların sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkına ilişkin hukuk normunu ihlal etmeleri nedeniyle uygulanan hafif nitelikteki idari para cezasının, ifadelerin aktarılmasına ilişkin tercih hakkını aşırı biçimde kısıtlamadığı ve dolayısıyla ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yaratacak nitelikte olmadığı kanaatine ulaşılmıştır."