Akit yazarı Karahasanoğlu ''çocuk evliliklerini'' savundu

Akit yazarı Karahasanoğlu ''çocuk evliliklerini'' savundu
Güncelleme:

AK Parti iktidarına yakınlığıyla bilinen Yeni Akit gazetesinde Ali Karahasanoğlu, hukuk profesörü profesörü Adem Sözüer'e hakaret ederek çocuk evlilikleri savundu.

Ali Karahasanoğlu, ayrıca Adem Sözüer'in aileleri tarafından evlendirilen çocukların istismardan suçlu sayılamayacağı tezini liselerdeki flörtün önünü açma niyetine bağladı.

Karahasanoğlu'nun Hukukçuya bak: “15 yaşındaki çocuğun flörtü suç değil, evliliği suç!” başlıklı yazısı şöyle:

 

AK Parti’nin ilk yıllarında, Ceza Kanunu sıfırdan yazılırken, iş bu profesöre teslim edilmişti..

Adem Sözüer..

O zaman da bu kafada mıydı, yoksa sonradan mı kafasını değiştirdi, bilmiyorum..

Mimarı olduğu 2004 tarihli Ceza Kanunu’nda da, sorunlu birçok madde var ama..

 

O Prof.’un şimdi geldiği nokta, tam tüy dikilecek cinsten..

Konu; erken yaşta evlilik yapan gençlerin, bir seferliğine cezalarının ertelenmesi..

Evet, evet..

Sadece bir seferliğine..

 

Ve af değil, erteleme..

Tek amaç var..

Şu olmuş, bu olmuş..

Kanunu anlatamamışsınız.

Gençler öğrenmemiş..

Sonuçta 15 yaşından küçük biri ile, bir dini nikah yapılmış.

Kesinlikle tecavüz söz konusu değil.

Kesinlikle, ailenin bilmediği bir birliktelikten bahsetmiyoruz...

Kesinlikle kızın rızası olmayan, bir zorlamalı birliktelikten bahsetmiyoruz..

18 yaşındaki gençler nasıl örf ve adetlere göre evlenmişlerse..

Bunlarda da her şey aynı..

Kız istemeden başlayın.. Söz, nişan, düğüne kadar her şey aynı..

Tek eksik, kanundaki düzenleme gereği, yaş küçük olduğu için resmi nikah yapılamamış olması..

Yani, birilerinin öyle göstermek istediği gibi, bir kızı kaçırıp, bir sessiz mekanda, bıçak tehdidi ile, tabanca tehdidi ile ırzına geçilmesi kesinlikle söz konusu değil..

Onların Allah belalarını versin..

Değil cezalarını ertelemek..

Değil cezalarını gözden geçirmek..

Mevcut kanundaki cezadan daha fazlasını da versinler.. İtiraz eden, Allah’ından bulsun..

Ama..

Birliktelik yaşamışlar..

Şu an evliler..

Birçoğunun çocukları var..

Evlilik kurumunu bozmamaları şartı ile..

Yetişkin tarafın aldığı cezanın ertelenmesine itiraz edenlere..

Bir de evlilik ilişkisi ile çoluk çocuk sahibi olmuş babaya..

“Tecavüzcü” sıfatı yükleyenlere..

Ne diyelim?

Hayır işkembeden sallamıyorum..

Adem Sözüer’in, Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçten bire bir aktarıyorum..

Soruluyor kendisine:

“Tecavüzcüsüyle evlendirilecek! Toplumdaki algı böyle!.. Ancak AKP yöneticileri burada da ‘Böyle bir şey yok. Geçici madde eklenecek ve tarih konulacak’ açıklaması yapıyor. Amaç ne?”

Bir tarihte AK Parti’yle iş kotaran Rizeli Adem Sözüer’in cevabı şöyle:

“Geçici madde ve tarih konmasının hiçbir önemi yok.”

Burdan tıynet ortaya çıkıyor işte..

Geçici bir madde koyduğunuz zaman..

Nasıl önemi olmayacak?

Bir hukukçu bunu söylüyorsa, gitsin diplomasını ya yırtsın..

Ya da, yalancılığını tescillettirsin..

Daha önceki yıllar için getirilen bir düzenleme..

“Bugünden sonraki benzer birliktelikler kapsam dışındadır” denilen bir düzenleme..

Nasıl olur da..

Sadece geçmişe değil, ileriye de dönük olur?

Sözüer’in yaptığı, resmen yalancılık..

Derseniz ki, gerekçesini de öğrenelim..

Buyrun öğrenelim:

“Çünkü 12-16 yaşında olup 10-15 yaş büyük erkekler tarafından cinsel istimara uğrayıp imam nikâhı ile aileleri tarafından ‘gayri resmi olarak evlendirilenler’ veya güya ‘erken evlilikler’ için bir kanun yapılmak isteniyor. Cinsel istismara dayalı bu tür ‘gayri resmi’ veya ‘erken evlilikler’ devam edeceğine göre..”

Burda filmi kopartalım..

“Erken evlilikler” nasıl devam edecek?

Kim devam ettirecek?

Toplumun içinde, konu bu kadar tartışılmış..

İnsanların kendi ailelerinden olmasa bile..

Arkadaşlarından, ikinci derece akrabalarından, bire bir şahit olduğu mağdur insanlar olduğu halde..

Yıllardır bir çare bulmak için uğraşıldığı halde..

“Kanun çıktı, çıkıyor” dendiği halde.

Bir türlü çıkarılamadığı tartışıldığı halde..

Ve..

Şimdi eğer çıkarılacak olursa..

Tüm Türkiye, bunun bir defalık olduğunu bildiği halde..

Tekrar 14 yaşındaki kızla evlenme örnekleri ile karşılaşırsak..

“Sen uzayda mı yaşıyorsun kardeş” diyeceğimiz bir ortamda..

Şu an bile kanunu çıkartmaktan çekinen bir iktidar var iken..

“Bir seferlik” denilerek, yıllarca bekledikten sonra ve zar zor çıkartılan bu kanundan sonra..

Tekrar aynı kanunu çıkartmayı kimse cesaret bile edemeyecek iken..

Bu Prof., niye “Erken evlilikler devam edeceğine göre” cümlesi kuruyor?

Cevabını vermeyeyim..

Başka bir cevabı ile, neyin peşinde koştuğunu anlayın..

14 yaşındaki bir kızla, ailesinin, kendisinin rızası ile ve hiçbir cebir olmadan davullu zurnalı düğün ile evlilik olduğunda..

“Hah hah ha.. 14 yaşındaki kızın rızası diye bir şey olmaz ki.. Rızası olsa da.. Biz kanuna, bu rızaya dayalı evliliği bile ‘tecavüz’ diye tanımladık..” diyen Prof.’un..

Aklı başında değil iken mi konuştu..

Açıklama yaparken, ne dediğini mi bilmiyordu, nedir..

Bakın, ne rezil bir söylem geliştiriyor:

“Kız çocuk ve erkek çocuk örneğin 15 yaşındayken, aileleri tarafından ‘Sizi evlendirdik’ deyip bir araya getiriliyor. Birlikte yaşamaya yönlendirilen çocuklar, karı koca olduklarını düşünüp cinsel ilişkiye giriyor. Burada çocuğun cinsel istismar suçu söz konusu olmaz.”

Dini nikah ile birlikte olanlara bile itiraz eden, bir seferlik cezalarının ertelenmesine bile itiraz eden Prof., iki tarafın da küçük yaşta olması halinde suç olmadığını niçin söylüyor?

Liselerdeki flörtü meşrulaştırmak için..

Kendisi, aynı röportajda bakın nasıl itiraf ediyor:

“Ebeveynlerin imam nikâhı veya başka bir ad altında birlikte yaşamaya yönlendirilen çocuklar arasındaki cinsel ilişki meşru görülüyor. Ama ‘15 yaşındaki iki liseli, arkadaşlık yapıp bunu cinselliğe vardırırsa, bu günahtır, ahlakdışıdır, o nedenle, cezalandırılmalıdır’ diyen bir anlayış var... Cezalandırmazsak ‘Lisedekileri tutamayız’ gibi garip sözleri hep duyduk. (..) Her suç ahlaka da aykırıdır. Ama her ahlaka aykırılık suç değildir.”

Ahlaksızlığı görüyor musunuz?

Kendisi kabul ediyor.

“Ahlaka aykırı” diyor..

Ama, yine de liselilerin flörtünün cezasız kalmasını istiyor..

Evlendiklerinde ise..

“Suç” diyor..

Ne dersiniz? Bu Prof. kafayı mı yemiş?

Yoksa..

“Muhalefet edeyim” derken, işin dozajını mı kaçırmış!
 

Ali Karahasanoğlu'nun yazısının tamamı için...