Patlama bölgesini böyle anlattı !

Patlama bölgesini böyle anlattı !

Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Bildirici, Ankara'daki kanlı saldırıyı böyle anlattı.

Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, gazeteci grubuyla birlikte izlemek için gittiği miting öncesinde dehşet anlarına tanık oldu. Bildirici ve diğer gazetecilerin 20 metre ötesinde meydana gelen iki patlama, onlarca insanın ölümünü ve yaralanmasına neden oldu. Bildirici, dehşet anlarının en yakın tanığı olarak, üzüntü ve acıyla yaşadıklarını şöyle anlattı:

Hürriyet'in haberine göre “Sabah saat 10.00 civarında Sıhhiye’de yapılacak Emek Barış ve Demokrasi mitingi öncesinde Ankara Garı’nın önünde Türkiye’nin her yerinden gelen kortejlerin hazırlıkları yapılıyordu. Herkes pankartlarını hazırlıyor, yürüyüş düzenini alıyordu. Ortada polis yoktu. İki trafik polisi aracı Gar’ın önündeki iki noktada bekliyordu. Alana gelirken de hiçbir arama yapılmadı. Önlem için polis de yoktu.

İKİ PATLAMA ARDARDA

Saat onu geçerken, Gar’ın önündeki yolda iki patlama oldu. İlk patlamadan 10-15 saniye gibi kısa süre sonra ikinci patlama oldu. Ben, tam garın önünde taksi durağının oradaydım. Gazeteci arkadaşlarla sohbet ediyorduk. Birinci patlamada ne olduğunu algılayamadan, ikinci patlama oldu. İnsanlar bağırmaya, kaçışmaya ve yere yetmeye başladı.  Biz de yere yattık ve çevremizdekilere ‘yere yatmalarını sakin olmalarını’ anlatmaya çalıştık.
 

HARAKETSİZ İNSAN BEDENLERİ

Ayağa kalktığımızda etrafımıza baktığımızda Gar’ın kapısının önünü kadar gelen insan bedeni parçaları gördüm. Ayağa kalktım. Herkes birbirine yardım etmeye çalışıyordu. Garın önündeki trafik ışıklarının olduğu büyük olasılıkla patlamanın gerçekleştiği yere doğru gittiğimizde çok sayıda insanın hareketsiz yattığını gördüm.

ÇIĞLIKLAR VE YARDIM SESLERİ

Patlama iki trafik ışığının arasında insanların yoğun olarak olduğu bölgede gerçekleşmişti. Trafik ışıklarının olduğu yerde çok sayıda yaralı insan vardı. Bir kısmı tamamen hareketsiz yatıyordu. İnsanlar bir yandan çığlıklar atıyor, bir yandan yardım talep ediyor, biri yandan yaralılara yardım etmeye çalışıyordu. Bir kısmı ise tepkilerini dile getiriyordu.

İNSAN PARÇALARI

İnsanlar ne yapacağı bilmez halde, olayın şoku ile sağa sola gitmeye çalışıyor. Polise ve ambulansa ulaşmaya çalışıyorlardı. Sol taraftaki trafik ışığının olduğu yerdeki görüntüler çok kötüydü. Çok sayıda insan vücudu parçası, kollar ve bacaklar vardı. İnsanlar birbirinin üzerinde yığın halindeydi. Bir adam dehşet içinde ayağından ve vücudunun değişik yerlerinden yaralanmış kız çocuğunu hastaneye yetiştirmeye çalışıyor, bir yardan yardım istiyor, biri yandan da bağırıyordu.

DEMOKRASİ VE BARIŞ İÇİN ORDAYDILAR

Yaralılara yardım etmek isteyenler ne yapacaklarını bilmez haldeydiler. Etrafta dolaştım. Cep telefonumla yaşanılanların fotoğrafını çektim. Ölenlerin bazılarının üzerlerini pankartlarla örtülmüştü. Bunlar yaşanırken, ortada polis yoktu. Bir grup genç trafik polislerin araçlarına saldırıp camlarını kırmak istedi. Birileri engelledi. Yaralıların bir kısmı camları kırılan trafik aracı ile en yakın hastaneye götürüldü. Patlamaya kadar telefonlar çalışıyordu. Patlamanın hemen ardından cep telefonları kesildi. Patlamadan yarım saat kadar sonra ambulanslar olay yerine gelmeye başladı. Ambulanslardan sonra da polisler ve TOMA’lar da geldi.

TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN MİTİNG İÇİN GELDİLER

7 Haziran seçimlerinden önce Diyarbakır’da patlama olmuştu. 1 Kasım için de Ankara’yı seçtikleri anlaşılıyor. Mitinge katılmak için toplanan insanlar, sabah Türkiye’nin her yerinden gelen otobüslerden indiler. Hipodrom’da Sinop’tan İzmir’den gelen otobüslerinden indiler. İnsanlar, neşe içinde, aileleri ve arkadaşlarıyla sohbet ederek miting için Gar’ın önüne geldiler. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin hedefi, bu insanların miting alanında haykıracakları ‘demokrasi barış ve kardeşlikti’. Onun yerini patlama sesi, çığlıklar ve ölümler aldı.